Orhan Pamuk sizi ele veriyor!
Nobel ödüllü romancımız Orhan Pamuk’un İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye verdiği mülakatı okuyunca, küçük bir “hafıza yoklaması” yaptım.
BBC muhabiri soruyor: “Türkiye’de kutuplaşmaya neden olan bir kişi misiniz?”
Pamuk’un cevabı şu: “Kutuplaşmaya neden olan bir kişi olmak istemiyorum. Benim durumum daha çok, milliyetçi sağ kanadın AB müzakere sürecini engellemek için aleyhimde yaptığı bir kampanyadır. Yoksa ben roman yazan, mütevazı bir yazarım. Medya beni kutuplaşma yaratan, dışarıdan bir kişi olarak gösterdi. Ancak benim de bir haysiyetim var ve görüşlerimi savundum. Ki, bu bazen sorunlara yol açtı.”
Peki, kimlerle yaşadı bu sorunları?
Bunu da şu şekilde açıklıyor Pamuk: “Laik kesimle ya da milliyetçilerle bir problemim olmadı. Daha çok sıkı idare yanlısı, otoriter kesimlerle problem yaşadım.”
Pamuk, bundan önceki beyanatında da, “sıkı düzen yanlısı, otoriter kesim”e örnek olarak, kendilerini “laik, çağdaş, ilerici, modern” olarak lanse eden “Beyaz Türk azınlığı” işaret ediyordu...
Kim bunlar?
Kendilerini “sistem”in biricik sahibi zannederler.
Farklılıklardan ve karşıtlıklardan hoşlanmazlar.
İlerlemeyi ve çağdaşlaşmayı, “yaşam tercihi”ne indirgerler. Bu nedenle, farklı yaşam tercihlerine düşmandırlar.
Laiktirler...
Biricik kurtuluş formülünün, “laik dünya görüşüne biat etmekten” geçtiğini inanırlar.
Kendisini “sol” diye yutturan partilere oy verirler.
İmtiyazlı konumlarını “metazori bir dönüşüm”le elde ettikleri için, “asker eliyle modernleşme” fikriyatına her zaman sıcak bakarlar.
Militerdirler...
Bazı darbeleri severler, bazı darbeleri sevmezler.
Bizim çocuklar yapıyorsa “darbe iyidir”; bizim çocukların yaptıklarını bozuyorsa “darbe kötüdür.” Böyle inanırlar...
Milliyetçidirler...
Bu, vatanı sevmekten, sınır güvenliğine düşkünlükten kaynaklanan bir milliyetçilik değil, “imtiyazların elden gideceği” korkusuyla depreşen ve zaman zaman “faşizan” özellikler gösteren, bazen de “benzerler dayanışması”nın ortaya çıkardığı “çakma” bir milliyetçiliktir.
Batılı yaşam biçimini savunurlar, ama “öteki”nin hukukunu şart koştuğu için, batılı standartlardan nefret ederler...
Demokrattırlar (!) ama demokrasiyi sevmezler.
Hep “kurgulanmış bir hal” içindedirler...
Bu nedenle, “büyü”yü bozanlara iyi gözle bakmazlar...
Pamuk’a da iyi gözle bakmadılar.
Pamuk’un, “tarihle ve kendi gerçekliğimizle yüzleşme”yi icbar eden sözlerini “ihanet” terimleriyle yargıladılar.
İşin bir de “medya” ayağı var elbette...
Pamuk’u “milli lanetlimiz” haline getiren, kendisini “merkez”e konuşlandıran bir büyük gazetenin insaf ve vicdan dışı yayınlarıdır...
Hrant Dink ve Ahmet Kaya’yı “linç konsorsiyumu”nun önüne atıp hallettirdiler.
Pamuk’a gelince nefesleri kesildi...
Çünkü, “Ergenekon” patladı ve bütün pislikleri ortaya saçıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.