Çeteler, darbe planları, suikast timleri
Her gün yeni bir dinleme bandı çıkıyor. Her gün bir darbe planı, çete olayı, suikast timi gazetelere haber konusu oluyor. internette telefon kayıtları yayınlanıyor.
Cumhuriyet mitinglerinin arkasındakilerin kim oldukları çıkıyor ortaya..
En son bu işe DHKP/C de karıştı.
öyle anlaşılıyor ki, bu tartışmalar öyle kolay kolay bitmeyecek. Ne kadar süreceğini ve bu tartışmaların sonunda nereye varacağını kestirmek güç.
Zaten Gül de, Erdoğan da bu tehdide karşı hazırlıklı. istihbarat timleri bilgi akışı sağlıyor. çetelerde çözülme başladı. Panik havası içinde daha fazla falso yapıyorlar.
Bana kalırsa asıl tehdit, AK Parti’nin içinde gelişiyor. Siyaset ve bürokrasi içindeki rüşvet çarkı, çeteleşme, belli kadroların dışındaki grupların acımasızca tasfiye edilmesi, işlerin kalıbına uydurulup, ekonomik bir lince dönüştürülmesi ile ilgili iddialar can sıkıcı bir hal almaya başladı.
Gümrükten sağlığa, yerel yönetimlerden bakanlıklardaki ihalelere kadar her yerde bir kokuşma, bir çözülme var..
Seçimler yaklaştıkça, yerel yönetimlerle parti örgütleri, adaylık düşünen bürokratlar arasında da gerilim olur.
Seçim düşünen bürokratların seçim yatırımına ihtiyacı var.
Bana kalırsa Başbakan, MiT ve Emniyet istihbaratını devreye sokup bürokrasideki ihaleler, cezalandırma ve atamaları takibe almalı. işin bu yanı ihmal edilmemeli. Partili, partiye yakın gibi gözüken bu yapı, ağacın özünü kemiren kurt gibi partiyi içerden çökertebilir. Ya da gerçekten bu konuda bir bilgi ulaşmadı mı bu merkezlere?.. O zaman o istihbaratın da istihbaratını yapmak gerek.
Para ve kadın konusunda çevreye pis kokular yayılıyor. ihaleler, atamalarda da sorunlar yaşanıyor. Bundan sonra bu işler daha da artabilir. Sisteme bedel ödemeyenler, sudan bahanelerle cezalandırılıyor, işyerleri kapatılıyor, hakedişleri ödenmiyor. Bu örnekler merkezde, büyük şehirlerde, taşrada, her yerde söz konusu.
Ben şimdi daha iyi anlıyorum; mafia ve çeteleşme nasıl gelişiyor ve nasıl bunlara karşı kimse sesini çıkarmıyor diye..
Yargıdan kimsenin umudu yok.. Emeklisi, muvazzafı; işle vicdan cüzdan meselesi orada da söz konusu. Zaten adalet gerçekleşene kadar vatandaşın nefesi tükeniyor.
Bu mafia, çete işinde dincisi, solcusu, sağcısı, milliyetçisi yok. Bir kere bu işe dadandı mı, arkası geliyor. Solculuk, sağcılık, milliyetçilik, Müslümanlık onlar için sadece bir makyaj malzemesidir.
özellikle Müslümanların nasıl bu tuzaklara bu kadar bulaştıklarını anlamakta zorluk çekiyorum. Allah (cc) ne buyurmuştu, Bakara Sûresi’nde: “Vay o namaz kılanların haline ki, onlar yetimin hakkını yerler.”
Bizim geleneğimizde kamu mülkü yetim hakkıdır. Herhangi bir sebepten dolayı hak mahrumiyeti zulümdür. Ve zulm ile abad olunmaz. Allah o gasıbların yaptıklarını onlardan soracak ve onlar iki dünyada da mesud olamayacaklardır.
Hani derler ya, “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” diye..
Unutmamak gerekir ki, Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet/kurtuluş nasib etmez.
Hele bu insanlar bir de dillerinden Allah (cc) lafzını düşürmüyorlar mı? Kendi zulüm ve gasplarına haşa Allah (cc)’ı ortak koşmuyorlar mı?
işi ehline vermeleri gerekirken, onlar dinî, mezhebî, ideolojik ve politik yandaşlıklarına, çıkar ortaklıklarına, siyasî hesap ve beklentilerine göre hareket ederler. Mazeretleri de vardır kendilerine göre. Başkaları o kadar yemiştir, şimdi sıra kendilerine gelmiştir. Bunu yaparken kınadıkları ile aynı şeyi yaptıklarını unuturlar.
Ne farkları kalıyor ki o zaman ötekilerden?
Onlara hatırlatmak gerek; kendi cehenneminize kendi sırtınızda odun taşıyorsunuz!
Allah görmekte, duymakta, bilmektedir ki, bu dünyada yaptığınız, yapmanız gerekirken yapmadığınız, söylediğiniz ve söylemeniz gerekirken söylemediğiniz her şeyin hesabını vereceksiniz.
Bakan yakınlarından milletvekillerine, bürokratından yerel yöneticisine kadar herkesin özellikle bu süreçte yakın takibe alınması gerek.
Bu konularda kimseye güven olmaz. Hatta kişinin kendi nefsine de güvenmemesi gerek. "Bizi bize bırakma Rabbim" diye dua etmesi gerek. çünkü şeytan onlara kendi günahlarını hoş gösterebilir. Onun için Allah (cc) her Fatiha’da bize, "Bize Hakk’ı Hak, batılı batıl göster, Hakk’ta toplanmayı nasib et" diye söyletir. çünkü bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde hayır murat edebilir..
Para, kadın, silah, iktidar, makam ile şaka olmaz.. Bunlara güven de olmaz. Güvenseniz bile ölçülü olmak, kontrol etmek ve kendinizi kontrol ettirmek zorundasınız.
öyle şeyler duyuyoruz ki, hayır bu işler böyle gidemez. Basının bu işin üzerine gitmemesi, habersiz olduğundan değil, bir hesap gereğidir. çünkü bazı işler artık dile düştü.
Zalimlerin saldırılarından dolayı Allah sizi korur, ama sizin iş arkadaşlarınızın size verecekleri zararlar konusunda siz gereğini yapmazsanız Allah (cc) sizi korumaz. Yani sizi koruyan, sizi düşmanlarınıza karşı korur. Sizin ise kendinizi kendi dostlarınızın zararlarına karşı koruma yükümlülüğünüz var...
Bir şeyi başkaları yapınca kötü ise, bizimkiler yapınca da kötü olmalı..
Lütfen cezaları, ceza miktarlarını, bu cezaların kime, niçin kesildiğini, birtakım atamaların, ihalelerin kimlere ve nasıl verildiğini, mal ve hizmet teslimi konusunu yakın takibe alın. "Bizimkiler yapmaz" demeyin. Yapar!! Yapmaması gerekir ama, yapıyorlar.
Başbakan, büyük şehirlerden güvendiği kişileri çağırıp, yanında kimse olmadan, onlardan samimi olarak ortalıkta konuşulanları dinlemeli. istihbarat birimlerinden bu konuda rapor alması gerek. fiaibeli ilişkiler için bu kişilerin resmi, özel ve kripto telefonları takibe alınabilir. Bunların Ankara ve büyük şehirlerdeki lüks buluşma ofisleri ve kuryeleri takip edilebilir. Bakın bakalım bunlar hangi işadamları ile iş yapıyorlar? "Al gülüm-ver gülüm" rant paylaşıyorlar?.. Yarın bunların ne yapacakları ya da kimlerle iş tutacakları pek belli olmaz. ABD bile kendi adamlarını kontrol edemediğine göre, siz hiç edemezsiniz. Sizin iktidarınızda, bugün aşkla, vecdle ve cömertçe sizin yanınızda boy gösteren, semiren kargalar, sizin gözünüzü oyabilir.. Bu iş ciddi. Böyle giderse, çok daha tehlikeli yeni çeteler ortaya çıkabilir ve mafyavari ilişkiler gündeme gelebilir..
Benden söylemesi..
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.