Hangi dala tutunsam kırılıyor
10. sene önce halamın oğluyla evlendim. Evliliğimin ilk beş yılı mutlu geçti. Beşinci yıldan sonra tartışmalarımız başladı. Tartışmalarımızın en büyük sebebi eşimin ailesinin hayatımıza müdahale etmeleriydi. Ama bunu eşime bir türlü anlatamadım. Kayınvalidemden tutum görümceme kadar herkes benimle uğraşıyor. Görümcem aileyi bana karşı kışkırtıyor ve eşimi de yanına alıyor. Bu konuda eşimle anlaşamıyorum çünkü sorunumu anlattığımda beni suçluyor ve " onlar benim ailem, her şeylerine katlanmak zorundasın" diyor. Sorunumu aileme de anlatamıyorum, çünkü onlar benim ne yaşadığımdan çok insanların ne söylediğine bakıyorlar. Bir çıkmazın içindeyim, hangi dala tutunsam kırılıp geliyor. Şu an çok zor durumdayım bana neler tavsiye edersiniz?
Hakkaniyet ölçüsü önemli
Evliliğinizin ilk beş yılının iyi geçtiğini daha sonra eşinizin ailesine bağlı olarak sorunlar yaşamaya başladığınız söylüyorsunuz. Öncelikle beş, yıldan sonra ailenin bu şekilde davranmasının sebebini anlamaya çalışın ve sizden kaynaklanan bir sorun varsa giderme yoluna gidin. Eşinizin ailesiyle olan ilişkilerinizde hakkaniyet ölçüsünü dikkate almak kaydıyla, onlara kendi sınırlarınızı ifade edin.
Toplumumuzda genel olarak aileler sosyal alanda ve aile içinde iç içe bir hayat yaşadığından büyük ebeveynlerle ilgili bu türden sorunlar ortaya çıkabiliyor. Burada dikkate almamız gereken şey, onları kırmadan kendi sınırlarımızın olduğunu ifade etmek olmalıdır. Görümcenizle ve kayınvalidenizle görüşebilir onlarla ilgili yaşadığınız rahatsızlığı dile getirebilirsiniz. Bu konuda eşinizle çatışmaya girmeyin. Ona ailesine saygı duyduğunuzu fakat, hayatınıza fazla müdahale ettiklerinden dolayı sorunlar yaşadığınızı ifade edin ve bu konuda neler yapabilirim diye sorarak onun desteğini almaya çalışın.
İster kayınvalidemiz olsun ister görümcemiz, arkadaşımız dostumuz ilişkilerimizde dikkate alacağımız husus hakkaniyet ölçüsü olmalıdır. Bu nedenle kendi haklarınızı korumaya özen gösterin ancak aile büyüklerinin haklarına da riayet etmeye çalışın.
Aşırı cimriyim
30. yaşında bir ev hanımıyım. Benim sorunum size biraz komik gelebilir ama gerçekten çok cimriyim. Rahmetli annem, çok tutumluydu ve bize sürekli "elinizdekileri zor günler için biriktirin" derdi. O günlerde annemin söyledikleri bana çok saçma geliyordu ama nasıl olduysa yaşım ilerledikçe biriktirme hastalığına tutulan biri oldum. Şimdi hiçbir şeyimi paylaşamıyorum ve çok cimriyim. Gelen misafirlere ikram ettiğim çay bile gözümde büyüyor. Sanki her şeyim elimden gidecek ve iyice fakirleşeceğim sanıyorum. Bu konuda kızımla da eşimle de sorunlar yaşıyorum. Eşim dinimizde cimrilik yok diyor ama ben istesem de kendimi değiştiremiyorum...
H. K
Allah cömertleri sever
Allah cömerttir ve cömertleri sever. Dünya ise, her daim devam eden bir alış veriş serüveniyle dönüyor. Bu anlamda iyi şeylerden vermek aslında bir zenginliktir, kişi için bir kazançtır... Bu nedenle cimrilik, cimri olmak insanı yoksullaştırır, yoksun bırakır...
İfadenizden anladığıma göre, küçük yaşta edindiğiniz telkinler, yoksullaşma muhtaç kalma korkularınız sizi sahip olduğunuz şeyleri ikram etmekten alıkoyuyor. Bunun için öncelikle bu konudaki düşüncenizi değiştirmenizi ve ikram edersem aç kalırım diye düşünmek yerine, ihtiyacı olan kimselere ikram edersem Allah'ın rızasını kazanabilirim" tarzında değiştirmenizi tavsiye ederim. Ayrıca gün içinde kendinize küçük bir program hazırlayın ve arkadaşlarınızı yemeğe davet edin, küçük hediyeler alın, yalnız ve muhtaçları ziyaret edin. Unutmayın Allah Rezzaktır ve bizleri rızıklandırır. Ona güvenin, Ona inanın ve Onun rızası için sahip olduğunuz, imkanlardan, bilginizden, sevginizden insanlara vermeyi ihmal etmeyin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.