Öteki Türkiye
Tamam, halinizden şikayet ediyor olabilirsiniz, ama artık tek haneli bir enflasyonumuz var. Kurumlar vergisi ciddi manada aşağıya çekildi. İşsizlik devam ediyor, ama ihracatımız artıyor.. Yatırımlar artıyor. Dışarıdan borçlanma ihtiyacı duymuyoruz artık..
Dün MüSİAD’da Başbakanlığa bağlı Yatırım Ajansı’nın başkanı Alparslan Korkmaz vardı.. 1993-2002 arasında ancak 1.1 milyar dolar dış yatırımı olan bir Türkiye’nin, son dört yılda yatırımını nasıl 20.2 milyar dolara çıkarttığını anlattı. 2003’te bu rakam 1.8, 2004’te 2.8, 2005’te 9.8, 2006’da ise 20.2 milyar dolara yükselmiş..
GSMH’si 400 milyar doları aşan bir Türkiye’den söz ediyoruz.. Kişi başına milli gelir 5500 doları bulmuş. Ticaret hacmi 222 milyar dolar. İhracatı 85 milyar dolar, enflasyon yüzde 9.7, İhracattaki büyüme % 16.79. Türkiye, dünyanın en büyük 17 ekonomisinden biri. AB ülkeleri arasında 6. büyük ekonomiyiz.
10 bin 948 km demiryolumuz, 63 bin 805 km de karayolumuz var. 19’u uluslararası 36 havaalanımız var. Yılda 58.8 milyon kişi havayolu ile seyahat ediyor. 3 GSM operatörüne bağlı 54 milyon cep telefonu kullanıcımız var. 18 milyon kişi internet kullanıcısı.. 37 milyon kredi kartı dolaşımda.
Türkiye’nin 24.7 milyonluk bir işgücü kapasitesi var. İşgücümüz yılda yüzde 4.7 büyüyor.. üniversitelerimiz, yılda Malta nüfusu kadar mezun veriyor..
Bir anda, dünyanın 3. büyük mega yat imalatçılarından biri olduğunu biliyor musunuz Türkiye’nin? Aldığımız siparişler açısından gelecek yıllarda ikinci konuma yükseleceğiz..
Dünyanın 17 otomobil markası, üretimini Türkiye’ye kaydırdı.. Türkiye, otomotivde İtalya’yı geçiyor. Birçok uluslararası şirket, Balkanlar, Rusya, Kafkasya, Ortadoğu bölge ofislerinin merkezi olarak Türkiye’yi seçti ve bu bölgede görev yapan üst düzey yöneticiler Türk vatandaşı.
Dünyanın ikinci büyük düz cam üreticisinin Türkiye olduğunu biliyor musunuz?
THY, dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketi..
Dünyanın en çok yabancı yatırımcı çeken 3. ülkesiyiz.
Yaş ortalamamız 28,5. 1.2 milyarlık bir pazarın tam ortasındayız.. Türkiye bir enerji koridoru olma yolunda.. Dünyadaki 200 ülkeden 79’unun yönetimini, kontrolünü gerçekleştiren bir merkez olma yolunda..
Türkiye, altın ihracatında 1 numara, bunu biliyor muydunuz? İthal edip, işleyip satıyoruz. Türk altın sektörü, başka ülkelerde de yatırım yapıyor, işletmeler kuruyor.. Sevindirici bir gelişme bu..
Bir zamanlar İstanbul’a bağlı ülke sayısının 110 olduğunu düşünürseniz, daha katetmemiz gereken çok mesafe olduğunu göreceksiniz..
Kuşkusuz bütün sorunlar halledilmiş değil.
Mesela tekstildeki kriz devam ediyor. Akif Hut, toplantıda bunu açık ve çarpıcı şekilde ortaya koydu.. Bu hızlı değişime dayanamayan küçük işletmelerin durumunun da göz önünde bulundurulması gerek. Bu kadar hızlı büyüme, değişim, globalleşme, beraberinde başka sorunlara da sebep oluyor..
Bence de düne göre durum genel anlamda çok daha iyi, olması gerekene göre ise henüz işin başındayız..
Bir yandan uluslararası sorunlar, öte yandan bölgesel sorunlar, acımasız bir muhalefet, buna benzer bir sürü sorunla başettikten sonra bu başarıyı gerçekleştirmek de bana göre not edilmesi gereken bir durum..
Türkiye’nin riskleri ufkumuzu karartırken, şansları gözümüzü kamaştırıyor..
İrtica ve terör olayları, azgın bir muhalefet, hepsi Türkiye’nin şanslarını ve fırsatlarını gölgelemeye yönelik şeyler olsa gerek..
Hukukun üstünlüğü ve özgürlükler, bu süreci daha da hızlandıracak..
Birileri gölge etmese, Türkiye alır başını gider..
Belki de önce şu kurtarıcılardan kurtulmamız gerek..
Daha fazla bilgi, estetik, kalite gerek. Emeğimizi, bilgimizi, sermayemizi, işimizi birleştirip berekete ulaşmamız şart.
Bildik köylülük ve bildik esnaflıkla gelebileceğimiz yer buraya kadar.. Tarımda da, üretimde de, hizmette de, sanayide de, değişen dünya şartlarına uyum gösteren, kayıt altına alınmış bir ekonomi gerek.. Yoksa geleceği okuyamayanlar tasfiye olacaklar.
Kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı siyaset birbirini besliyor. Bu konuda bir şey yapmamız şart.
Vergi kaçırmak değil çözüm, teşviklerden yararlanarak vergiden kaçınabilirsiniz..
Ve tabii şu usûlsüzlükleri, keyfilikleri, rüşvet ve israfı da halletmek gerek.
Bir bakan, sektördeki bir kişiyi ‘benden daha fazla maaş alıyor’ diye kıskanıyorsa, bu kafa ile bir yere gidemeyiz.. Hiçbir avukat Adalet bakanından, hiçbir mimar, İmar ve İskan bakanından, hiçbir doktor Sağlık bakanından daha fazla kazanamayacak mı? O zaman, hiçbir tüccar ve hiçbir sanayici Sanayi ve Ticaret bakanından daha fazla kazanamasın, böyle bir mantık olabilir mi?
Birbirimizin kazancına gözümüzü dikeceğimize, kazancın meşru olup olmadığına bakalım..
Kuşkusuz tek gerçek yukarıdaki veriler değil, ama böyle bir veri olduğunu da görelim..
Ne çok iyi, ne de çok kötü durumdayız. Doğru yönde ileri doğru gidiyoruz..
Bugün de bu güzel rakamları sizinle paylaşmak istedim.
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.