Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Mevzideki adam

Mevzideki adam

İsrail, Amerikan eliyle ve Ermeniler üzerinden bize bir darbe daha vurdu. Son sıralarda İsrail Türkiye aleyhinde kışkırtıcı söylem ve eylemlerde bulunuyor. Sözgelimi, Şimon Peres sanki darbe kışkırtıcılığı yaparcasına dünyada demokrasi bekçiliği yapan tek ordunun Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu söylemiştir. İsrail'in ABD'deki uzantıları da son sıralarda Ermeni tezlerinin arkasında durmakta ve Türkiye aleyhindeki kendisi gibi şer güçleriyle işbirliği yapmaktadır. Yıllar önce Yossi Beilin gibi bir iki İsrailli bakan Ermeni soykırımının da İsrail okullarında okutulmasını tavsiye etmişti. Galiba İsrail planlarını ABD üzerinden uygulamaya koydu. Filistin meselesini nispi de olsa destekleyen Türkiye'ye karşı İsrail'in elindeki en önemli kozlardan birisi de Ermeni soykırım tezleridir. ABD'de gerçekleştirilen soykırım oylamasından önce de CBS gibi kimi Amerikan Kanalları Ermeni tezlerini dile getiren filmler yayınlamışlardır. Bu filmlerde güya Yahudilere karşı gerçekleştirilen Holokost ve soykırımın İttihatçıların Ermenilere karşı işlediği 'soykırım ve tenkilin bir yansıması, devamı ve tekrarı olduğu savunulmaktadırlar. Bizde de bazıları tezi tersine çevirmekte ve zaten o dönemlerde Türk Ordusunun Alman militarizminin kontrolü altında olduğunu ve dolayısıyla Yahudi Holokostu gibi Ermeni soykırımının da yine Almanların marifeti olduğunu ileri sürmektedirler. Bunlar spekülatif ve manipülatif iddialardır. Tarihteki 'önce infaz et, sonra yargıla' modelinin en çirkin izdüşüm ve örneklerinden birisini oluşturmaktadır.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, sözde 'Ermeni soykırımı' tasarısını kabul etti. Bu oylamada Yahudi müttefiklerimizin açık etkisini görebiliyoruz. AKP müttefiklerinden yine Musevi asıllı Henri Bakey'in kararı hafife almasına rağmen karar önemli ve ötesinde kararın kabulünde Yahudi etkisi ve payı kabak gibi ortada. Bu ise Murat Mercan ile Alan Makovsky arasında ağız dalaşına ve kavgaya neden olmuştur. İlginçtir, Sedat Sertoğlu gibilerin de yakın dostu olan Alan Makovsky ABD'deki Türkiye uzmanlarından birisidir. 54'üncü hükümet ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan hükümetinin devrilmesinde kilit rol oynadığı gibi Ermeni tasarısında da böyle meş'um bir rolünün olduğu anlaşılıyor. Bu anlamda, AKP ile müttefikleri arasında bu mesele üzerinden bir çatlamanın yaşandığı görülüyor. Alan Makovsky ismi bir haftada iki defa gündeme gelmiş ve olayların yıldızı olmuştur. Önce kendisinden geçmişteki rollerinden dolayı Milli Görüş kurmaylarından Şevket Kazan bahsetti.

Refahyol Hükümeti'nin Adalet Bakanı Şevket Kazan'dan bu bağlamda önemli bir iddia geldi.

Şevket Kazan, 28 Şubat sürecinin önde gelen komutanlarından dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gizli danışmanlarından olduğuna dair duyumlar aldıklarını söyledi. Kazan sözlerini şöyle sürdürdü "Çok ciddi duyumlarımıza göre, Çevik Bir İsrail'le ilgili askeri konularda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gizli danışmanlık yapıyor." Başbakan Erdoğan'ın Katar'daki temaslarına Alan Makovsky'nin de katıldığını hatırlatan Kazan, "Makovsky 28 Şubat sürecini, ABD Başkanı Savunma Başdanışmanı sıfatıyla 1996 yılında hazırladığı raporla tetikleyen kişi" diye konuştu. Kazan, 28 Şubat sürecinin perde arkasındaki gerçek gücün, şimdi AKP'nin arkasında olduğunu da söyledi. Demek ki, son kararla birlikte şimdi yavaş yavaş arkadan çekiliyorlar.

Alan Makovsky, ABD Temsilciler Meclisindeki oylamanın da kahramanları arasında bulunuyor. Bu bağlamda, oylamanın mimarı Howad Berman'ın Başdanışmanı olan Makovsky ile AKP'li Murat Mercan arasında küfürlü kavga çıktığı öğrenildi. Washington-Ankara hattında deprem etkisi yapan tasarının kabul edilmesinin ardından Türk heyeti ile ABD'li üyeler arasında büyük gerginlik yaşandı. Diplomasi atağında 20'ye yakın ABD'li vekille görüşen TBMM Meclis Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Murat Mercan'ın, meslektaşı Howad Berman ile yaptığı görüşmeden önce Berman'ın Başdanışmanı Alan Makovsky ile ağız dalaşına girdiği öne sürüldü. Makovsky ile Mercan'ın bağrışarak küfürleştikleri iddia edildi. Mesele gerçekten de öyle ise durum ve pozisyon 'kılavuzu karga olanın burnu laşeden kurtulmaz' deyimini çağrıştırmıştır. Acaba Ermeni tasarısı, Türkiye'ye ödetilen eski hesapların veya muhabbetli günlerin veya karşılığını bulmayan veya partner değiştiren eski aşkın bir diyeti midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi