Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kimse Yok mu Sudanlı kadınlar

Kimse Yok mu Sudanlı kadınlar

Yoksulluk yüreksiz kılar insanı. Ürkütür, korkutur, endişe verir. Umudun, emeğin, gayretin düşmanıdır. Varlık ise cesarettir, güçtür, kolaylıktır.
Yoksulun canından ve cananlarından başka kaybedeceği bir şeyi yoktur. Varlıklının ise kaybedeceği o kadar çok şey vardır ki, yoksulluğun verdiği ürküntüden, korkudan, endişeden, umuttan, gayretten çok ötedir kaybetme korkusu.
Büyükler buyururlar ki, “Yardımlaşma, yetimi, dulu gözetme, fukaraya, muhtaca sahip çıkma, eğitime, öğretime destek sağlama, varlığın artması ve devamı için bir sigortadır. Kazancın teşekkürü ve şükrüdür.”
Gelen rızık ile giden arasındaki köprünün temelini, insanlığa hayırlı olan kişiler teşkil etmektedir. Toplumlar insanlığa hizmet edenler sayesinde ayakta kalır. Ancak; “Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa kuzuyu, İlahi Adalette sorarlar Ömer’den onu” düsturuna inanan toklar açların halinden anlar.
“Komşusu açken tok yatanlardan” olmamak için, bir ekmekten fazla ekmeği olan kişi, o fazla ekmeğini bölüşmek için muhtaç aramak durumundadır. İnananlar ve inanmak isteyenler için böyle buyurur bilginlerimiz.
Varlık dedik ama bir ölçü vermedik. Doğrusu ölçü vermek gibi ne bir yetkim ne de bir niyetim var. Kimsenin yoksulluğuna veya zenginliğine yanlış anlaşılacak bir yorumda bulunmadan şunları demek isterim.
Geçtiğimiz hafta Kimse Yok mu Derneği ile Sudan’daydık. Sudan’da bir buçuk gün kalıp, Darfur’a geçtik. Darfur’da gördüklerimiz ve yaşadıklarımız, bütün ezberlerimizi bozdu. Şahsım adına insanlığımdan utandım. Ayrıca utanabildiğime sevindim.
Dünya dillerinde yoksulluğun tarifi nasıldır bilmiyorum ama Darfur’daki yoksulluğun ve muhtaçlığın tarifi; sanıyorum hiçbir dilin romanında, hikâyesinde, şiirinde yoktur. Hatta romancılarımız, hikâyecilerimiz, şairlerimiz, bu yoksullukları görerek kaleme almaya çalışsalar, yine de yazabileceklerini ummuyorum.
Romancılar, hikâyeciler, şairler, yoksulu tarif ederken, hüzün tablosu çizer. Oysa Darfur’daki yoksullar, ürkekliklerine rağmen gülümsüyor, tebessüm ediyor, hele bir de elinizi omzuna koyarsanız teşekkür edip, kucaklamasına müsaade ettiğinizde dostça sarılıyor.
“Yoksulların bayramı zenginlerden daha güzel” diye indik Darfur’un Orhaniye köyüne. Çünkü bayram gibi karşıladılar. Orhaniye köyü, Kimse Yok mu Derneği’nin kalkındırma projesini uyguladığı bir köy. Terör belası yüzünden boşalan köye, dernek sayesinde yeniden dönüşler başlamış. Dönenlerle bayramlaştık ve kucaklaştık.
Bizim en fakir köyümüz, Darfur köylerinin yanında, İstanbul’un Mecidiyeköy’ü, Ankara’nın Kavaklıdere’si gibi kalır. Köy dediysek, bizim köylerdeki bostan gümelesi dediğimiz, çalıdan çırpıdan birkaç aylığına yapılan gölgelikten ibaret. İşte bu küçük kulübeciklerde en az beş kişilik aileler yaşıyor.
Çalıdan çırpıdan evin içinden; çöl tozu, yağarsa yağmur suyu, hiç eksik olmayan gün ışığı daimi ve çıkmak bilmiyor. En iyi gölgede sıcaklık 35 derece. Elektrik, radyo, televizyon gibi ihtiyaç maddelerinin adı duyulmamış, bilinmiyor. Ve dünyayı hep böyle sanıyorlar.
Sözün bugünkü sonunda size şunu demek isterim. Darfurlu kadınlar en çok ne istiyor biliyor musunuz? “Sabun, sabun, sabun.” İlginç ama ekmekten önce sabun istiyorlar. Temizlik ihtiyacı açlıktan önce geliyor onlar için. Diğer ihtiyaçlara sıra geldikçe yazacağız.
“Evyap” sabun firması hayır işlerine karşı duyarlıymış. Yardımcı olmak isteyen başka sabun firmaları veya vatandaşlarımız olursa, Kimse Yok mu Derneği’ne müracaat ederek bilgi alabilir ve yardımcı olabilirler.
Kimse Yok mu Derneği, Tel: 0216- 44 44 593 email: [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi