Türkiye'nin en büyük talihsizliklerinden biri de Süleyman Demirel'dir..
Mustafa Kemal 20-39, 19 yıl başında kaldı Türkiye'nin. İsmet Paşa 40-46 arası tek hakimdi. Varsay 50, toplam 10 yıl. 50-60 arası Bayar-Menderes dönemi. 10 yıl.. 60 sonrası AP'nin ortaya çıkışı, 12 Mart sonrası 1. ve 2. MC, derken 80 sonrası yine o!
Şöyle ya da böyle, Türkiye tarihinde 47 yıl hep onun gölgesi üstümüzde idi ve gölgesinin düştüğü yerde ot bitmedi.
Ecevit Karaoğlan deyince, o çoban sülü oldu.. O işçilere, Demirel köylüye oynadı. Ecevit fabrikalara saldırdı, Demirel Camiye.. Madem o solcu idi, Demirel sağcı oldu. Halkçı Ecevit laiklik bayrağına sarılınca, o İslâm köylü Süleyman oldu.. Artı “Nurlu Süleyman”dı. CHP nin 6 ok’una karşı, onun ‘Demir Kırat’ı vardır..
Solcuların gözünde ise “Morisson Süleyman”dı.. Morisson firmasının temsilciliğinden kinaye..
Mason Süleyman, mason locasından mason olmadığına ait belge alıp, onu kandırmaya çalıştı anti mason biraderlerini..
Sonunda Demirel dönüp dolaşıp, başörtüsü karşıtlığında karar kıldı. Şimdi o laikliğin yılmaz savunucusu, CHP'nin küme düşmesini önlemek için yollarda..
Sağın lider adayı İlhan Kesici, siyasi anlamda harakiri yaparak CHP'ye katıldı ise, bunda ailenin rolü büyüktür..
Hasan Celal Güzel, Demirel'in farklı zamanlardaki sözlerini toplamış..
Tahmin ettiğiniz gibi, “dün dündür, bugün bugün..”
Demirel hacıyatmaz gibi, zoru görünce şapkasını aldı gitti, sonra yine geldi, yine gitti, yine geldi..
Vefa yok adamda..
Sır küpü! Her şeyi biliyor ama konuşmuyor.. “Beyaz Türk”lerden..
Yaptığı birkaç şeyi de yıkmadan gitmeyecek.. Yarın ölünce, arkasından dua edecek kaç kişi çıkacak bilmiyorum.. Maskeleri inince gerçek yüzü de ortaya çıkıyor..
Denktaş'la aynı kişiliğe sahip.. Ya da Denktaş, Demirel'in Kıbrıs versiyonu..
Mal, mülk, iktidar hırsı hiç bitmedi. Ailece bu işlere daldılar..
Derin yapı çözüldüğünde ve gerçekler ortaya çıktığında Demirel'in ülkeye maliyeti de ortaya çıkacaktır..
Hiç kimse onun kadar işbaşında kalamdı. Ve onun döneminde olduğu kadar Türkiye oyalanmadı..
“Barajlar kralı” imiş, hepsi ucuz birer propaganda.. Rüşvet ve yolsuzlukların tavan yaptığı dönemler.. Sağ-sol kavgaları, ağız dalaşları..
Demirel hakkında halkın genel yargısı şöyle: O, halka hiçbir zaman gerçeği söylemedi. Onlara hep duymak istedikleri şeyi söyledi ve onları oyaladı.. Gerçekleri sadece kendisine sakladı. Aslında hiçbir dostu olmadı.. Müthiş bir demagog! Siyasetin bütün hilelerini bilen biri. Oportünist.. Ağzı iyi laf yapan, siyasi entrikalara aşina, iyi bir isim hafızasına sahip, nabza göre şerbet vermesini bilen bir politikacı.. İnsanları ikna ve peşinden sürükleme konusunda başarılı.. Şapkasını Zatı Sungur’un şapkası gibi kullandı. Fötr şapkasını hiç bırakmadı.. Şapka devrimine sonuna kadar sadık kaldı..
Ispartalılar artık hâlâ Demirel'i seviyorlar mı bilmiyorum, ama bir dönem Isparta Demirel'in kalesi idi..
Demirel yerel seçimlerde ne yapacak göreceğiz.. Şimdilerde iki rolü var gibi sanki, CHP'nin oy kaybını önlemek ve AK Parti'nin başarısını engellemek..
Herkes onu sağcı, solun karşısında, CHP'nin hasmı, can düşmanı sanıyordu. Meğerse bu sadece görüntüde, sadece rol gereği imiş.. O, bugün CHP'nin yılmaz savunucusu.. Ama bu rolün, ne kendine, ne CHP'ye, ne sağa, ne de Türkiye'ye olumlu bir katkısı olacağını sanmıyorum..
Bu olaydan çıkartmamız gereken ders şu: CHP solcu, DP, AP sağcı filan değildi aslında.. Ecevit solcu değildi, Demirel sağcı.. Ecevit yaşasaydı ve Demirel olmasaydı, bugün CHP, DYP'nin durumuna düşse idi, DYP'nin canlanması için belki de Ecevit, Demirel'in CHP için yaptığını yapardı..
Demokrasi, Cumhuriyet filan laf gelişi. Yoksa hiçbir zaman demokratik hakları tanımadılar, Cumhuriyet'i yüceltmediler. Kavramların içini boşalttılar.. Bu kavramları makyaj malzemesi olarak kullandılar. Toplumu kamplara ayırıp, birbirinden korkutarak, öbüründen kaçanları yanlarına çekerek, yarım asır milleti oyaladılar.. Ve bugün artık acı gerçekle yüz yüzeyiz. Derin gerçek ortada! Selam ve dua ile..