Değerler Eğitimi
Geçtiğimiz hafta sonu TİMAV'ın düzenlediği bir panel'deydim.
Konu " İmam Hatip Liseleri Gerçeği" idi.
Konunun uzmanları, din eğitimcileri ve akademisyenler, doyurucu konuşmalar yaptılar.
Panelistler, Konya İlahiyat Fak.Dekanı Prof. Dr. Ahmet Önkal, İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, Din Eğitimi Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Mustafa Öcal, Din Eğitimi ABD Başk.Prof.Dr.Mustafa Tavukçuoğlu ile İİBF Öğ.Üyesi Sosyolog Prof.Dr. Abdullah Topçuoğlu idi.
Yoğun bir katılımın gözlendiği panel, geleceğe umut saçan mesajlarla dolu idi ve imam hatip nesline moral verdi.
***
Panelde dikkat çeken en önemli konu; "değerler sistemi" nin Türkiye için vazgeçilmez bir olgu olduğuydu.
Genelge dinin ürettiği ve beslediği "değerler sistemi", aynı zamanda insana kimlik ve kişilik kazandıran özelliklere sahipti.
Bu değerler, farkında olmadan yaşadığımız, davranışlarımızda gördüğümüz her şeydir.
Doğruluk, samimiyet, vefakârlık, yardımseverlik, cömertlik, merhamet, şefkat, sevgi, empati....bunlardan bir kaçıdır.
Olumlu yönden baktığımızda; iyi, güzel ve doğru olan her şey "değerler sistemi" içindedir.
Bunların zıddı olanlar da, yine "değerler sistemi" nin olumsuz örneklerini teşkil ediyorlar..
***
"Değerler sistemi", bütün toplumlar için hayati önem arz eder.
Dünya ülkeleri, daha küçük yaşta bu değerleri bireylere kazandırabilmek için eğitim sistemleri içinde buna yer ve ağırlık vermişlerdir.
Batı ülkelerinde Hıristiyan dininin hakim olduğu bu değerler, bütün okulların eğitim müfredatında görülür.
Bu sistemin özünü teşkil eden "etik değerler", 4-5 yaşından itibaren kreş veya ana okulunda resmen verilmeye başlanır ve eğitimin her kademesinde artarak devam eder.
Türkiyede ise, bu "değerler eğitimi" ne yazık ki sistem içinde ya yok, ya da çok zayıftır.
Sistematik ve peryodik bir süreç takip etmez.
Az olanlar da çok etkisiz ve yetersizdir.
***
Dünya ülkelerinin aksine, ülkemizde kreş veya anaokullarında din eğitimiyle alakalı resmi bir müfredat maalesef yoktur.
Bu alan o kadar ihmal edilmiştir ki, ilköğretimin dördüncü sınıfına kadar öğrenciye din eğitimi verilmez.
Oysa, çocuklarda 5 ilâ 7 yaş arası en önemli "davranış kazanma" çağıdır.
İyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, doğru ile yanlışın tanımlandığı ve tefrik edildiği bir dönemdir bu çocuk çağı.
Gençlik ve yetişkinlik, böyle bir zeminin üzerine inşa edilecektir çünkü.
Prof.Dr.Topçuoğlu'nun da dediği gibi, bugün için "değerler sistemi"nin en iyi verildiği eğitim kurumları, imam hatip liseleridir.
Diğer bütün okullarda da aynı seviyede bu müfredat uygulanmalıdır.
"Değerler sistemi" açısından sağlıklı bir nesil için, bu bir zorunluluktur.
***
Milli Eğitim sistemimiz içindeki imam hatip liselerini, sadece imam, hatip, vaiz, müftü yetiştiren bir okul olarak görmemelidir.
Eğer bu olacaksa -ki olmalıdır zaten- o zaman Müftü Özbuğday'ın teklif ettiği gibi, bu okullar içinde "diyanet hizmetleri alanı" oluşturulabilir.
Aynı okul içinde, "Sosyal, Fen, Türkçe-Matematik, Yabancı dil gibi- alanlar da oluşturulabilir.
Zaten imam hatip liseleri, müfredatları gereği "genel liseler" statüsündedir.
Bu okulları "meslek lisesi" olarak nitelemek hem yanlış, hem de müfredat dersleri açısından tutarlı değildir.
Yanlıştır, çünkü adına meslek denecek hiçbir uygulamalı ders yoktur, ne dini atölyesi vardır, ne de dini deney laboratuvarı!
Tutarlı değildir çünkü, genel liselerde görülen bütün dersler, saatleri farklı da olsa İHL'lerde zaten görülmektedir.
Bilgi açısından, dini ağırlıklı derslerin saat ve sayı fazlalığı, imam hatip liselerini farklı kılmaktadır.
"Değerler sistemi"nin öğrencilere kazandırılmasını sağlayan da, işte bu dini ders sayısının fazlalığıdır.
***
Sonuç olarak, yarınların yetişkinleri için elzem olan "değerler sistemi" için; bütün okullarımızda imam hatip müfredatı uygulanmalıdır.
Aksi halde, her geçen gün artan ahlâki erozyonun "değerler sistemi"mizi alıp götüreceğinden şüpheniz olmasın!
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.