Kin, düşmanlık, hezeyan... Ne ararsan var!
Bakın, 22 Temmuz seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi’nden milletvekili adayı olan Ankara Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erhan Nalçacı ne demiş?
‘Türbana karşı kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz.’
Bu yazıya oturmadan önce, Nalçacı hakkında küçük bir ‘google taraması’ yaptım.
Belli ki, ‘komünistmiş gibi’ yapan ama komünist felsefeyle uzaktan yakından ilişkisi olmayan Aydemir Güler takımından biri
İddialı ama sessiz bir isim...
Aslıhan çakaloğlu adlı meslektaşıyla birlikte, ‘Kuş Gribi’ konusunda bilimsel bir çalışmaya imza atmış; ‘Kuş gribini nasıl anlamalıyız?’ yahut ‘Nedir bu kuş gribi dedikleri şey?’ türünden sorulara yanıtlar arıyor.
İnşallah bulmuştur...
Bu iddialı ama sessiz tıp profesörünün ilgi alanlarından biri de, ‘emek’, ‘sosyalizm’ ve buna bağlı olarak ‘emperyalizm.’
Bazı dergilere yazılar yazmış, konuşmalar yapmış, soruşturmalara cevaplar vermiş.
Hiçbir konuşmasında ve yazısında ‘emperyalizm’ sözcüğünü eksik etmiyor; her şeyi, her olguyu, neredeyse her durumu, artık bir ‘altın anahtar’ işlevi gören bu kavramla açıklıyor.
Dünya değişmiştir, insan değişmiştir, üretim biçimi ve alışkanlıkları değişmiştir; farklı bir yüzyılda, artık farklı bir ‘paradigma’yı temellük etmekteyiz ama, değerli profesörün kafası hálá ‘oralarda...’
Mesela, ‘Ekim Devrimi’nin 90. yılı münasebetiyle bununla bir konuşma yapmışlar.
Konuşmanın çerçevesi, ‘Ekim devrimi ve bunun sağlık alanına yansımaları.’
Erhan Nalçacı almış sazı eline, Ekim Devrimi’nin insanlığa ‘halen etkisi devam eden ve tarihte eşi benzeri olmayan bir umut verdiğini’, emekçi sınıfların altı bin yıl süren esaretten sonra iktidara gelebileceğine ilişkin umutları yeşerttiğini uzun uzun anlatmış.
Bakmayın ‘uzun uzun anlatmış’ dediğime.
Hiçbir şey anlatmamış.
Birtakım güzel ve oturaklı cümlelerle Ekim Devrimi’nin nasıl da dalga dalga tüm dünyayı kuşattığına bizleri inandırmaya çalışmış.
Demek ki kendisi inanıyor...
Birileri, ‘Sayın hocam, Ekim devrimi bitti. Artık 19. yüzyılı idrak etmiyoruz’ deyip, kuş gribi konusunda araştırma yapması emekçi kitlelerin hayrına olacak bu değerli profesörü uyandırmalı.
Nalçacı, ‘Türbana karşı kanının son damlasına kadar mücadele!’ sözünü Van üniversitesi öğretim Elemanları Derneği’nin (VUNİDER) düzenlediği ‘Demokrasi ve özgürlükler Bağlamında üniversiteler’ konulu konferansta vermiş.
Konuşmasında yine bir sürü ‘emperyalizm’ sözcüğü geçiyor.
Mesela, AK Parti’nin ‘emperyalistlerin temel ajanı’ olarak seçilerek ülkemize karşı bir operasyon düzenlendiğini söylüyor ve iktidar partisini ‘hainlik’le, ‘işbirlikçilik’le suçluyor. Elbette iktidar partisi eleştirilebilir ve yaptığı yanlışlar gündeme getirilebilir de, ‘kuş gribi’ hakkında araştırma yapması emekçi kitlelerin hayrına olacak bu profesör, muarızlarına hakaret etme hakkını ve ayrıcalığını nereden alıyor?
Hem, kime, hangi düşmana, hangi müstevli unsurlara karşı ‘kanının son damlasına kadar’ savaşacak?
Peki, Cumhuriyet savcıları ne diyor?
Bu Nalçacı böyle uluorta konuşmaya devam edecek mi?
TCK’daki ünlü ‘kin ve düşmanlığa tahrik’ maddesi, sadece belli görüşteki insanlar için mi ihdas edildi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.