Değerli Mehmet Y. Yılmaz, uzun süre ismindeki “Y” harfinin açılımını gizledi yahut kullanmak istemedi... Bunun “Yakup” olduğunu nice sonra öğrendik.

Bir önerim var:

Kendisi ikide bir “sosyalist” olduğunu söylüyor... Mehmet ismi bence sosyalist dünya görüşüne uygun değil. Bunu “Memet” yapalım... Hem Nazım’ın ruhunu şad etmiş, hem de Mehmet Yakup’un sosyalistliğine inandırıcılık kazandırmış oluruz.

Espri yapmıyorum... Ciddiyim...

Eskiden “imkân” dediğinde sağcı, “olanak” dediğinde solcu oluyordun.

Hiçbir çaba harcamıyordun. Hiçbir masrafa girmiyordun. Dolayısıyla, bu dünya görüşlerini hak edecek zihni bir faaliyet içinde bulunmana gerek kalmıyordu.

Bu cümleden olarak, “Mehmet” kullanımını tercih ettiğinde “sağcı”, isminden bir harf düşürerek bunu “Memet”e çevirdiğinde “solcu”, “sosyalist”, hatta “komünist” sayılıyordun.

Böyle çok arkadaşım vardır...

Bunlar, ebeveynlerinin verdiği “Mehmet” isminden bir harf düşürerek, bedava tarafından “sosyalist” oldular... Kitap okumazlardı, sosyalist dünya görüşünü bilmezlerdi, bu fikriyatın babalarını tanımazlardı ama isimlerini Memet’e çevirdikleri için, biz onları sosyalist kabul ederdik.

Değerli Mehmet Yakup Yılmaz da sosyalist olduğunu söylüyor.

Hem de 13 yaşında başlamış bu işlere...

Kimbilir nasıl bir felsefik süreçten geçti, kimbilir hangi “ontolojik kırılmalara” uğradı, kimbilir ne acılar çekti de, bir sabah ortaokuluna gitmek üzere uyandığında, kendini yatağında “sosyalist” olarak buluverdi.

Kafka’nın “Değişim”i gibi bir şey...

Mümkündür.

İnanırım.

Fakat, bedel ödeyerek, bu işin acısını çekerek sosyalist olmuş arkadaşlarım da var... Bunlar, işin teorisiyle de ilgileniyorlar. Bir kısmı sosyalist mücadelenin içinde... Yazılar yazıyorlar, eylem koyuyorlar, parti çalışması yapıyorlar... Hem “teorik” hem “pratik” takılıyorlar anlayacağınız. Birçoğu da ün ve isim sahibi...
Onlara sordum... Kimse Mehmet Yakup Yılmaz’ı tanımıyor.

Daha doğrusu, “Sosyalist olduğunu bilmiyoruz... Olsaydı, bilirdik” diyorlar ve ciddiye almamayı tercih ediyorlar.

Doğrusu, ben de bilmiyordum.

Meslekteki uğrak yerlerini biliyorum... Playmen’ler, Tempo’lar, Posta’lar, Radikal’ler...

Muhtemelen iyi bir gazeteci, başarılı bir yöneticidir. Kaç yıldır köşe yazarlığı yapıyor, “Aşk, bazen bu dünyanın dışına çıkmaktır”, “Her gün önemlidir” türünden derin ve felsefik yazılar yazıyor, televizyonda muhteşem yorumlar yapıyor, “İlker Başbuğ’un Saldıray Berk’e sahip çıkması yargıya müdahale değildir” filan gibi laflar ediyor...

Bunların hepsini biliyorum da, sosyalist olmayı hak edecek ne yapmıştır, onu bilmiyorum işte...

Evet, bir sabah uyanır ve kendini yatağında sosyalist olarak bulursun...

Mümkün...

Fakat, hazır bulduğun şey için de bir şey yaparsın, değil mi? “Nasılsa bedavadan geldi” diye üzerine yatmazsın...

Mehmet Yakup Yılmaz bir şey yapmıyor...

Masrafa girmiyor...

Bedel ödemiyor yahut ödemek istemiyor...

Bu nedenle “Memet” ismini öneriyorum.

Bu ismi hazmetmeye dursun, bir ara da, “emek”ten yana olması gereken Sosyalist Memet’in hangi “basın emekçileri”ne ne yaptığını konuşalım.