Bu nasıl bir zihniyettir? Nasıl doğmuş, nasıl büyümüş ve nasıl beslenmişse, insanlık hayrına olan her şeye düşmanlar. Asla kin ve öfkelerinden vazgeçmiyorlar. Düşmanlıkları, kendi içlerine kapanmaları, toplumun hiçbir kesimiyle barışamamaları, milletin acısından, sevincinden bihaber yaşamaları izah edilir gibi değil.
Klasik bir cümle haline geldi ama kullanmak zorundayım. Ne zaman Türkiye iyi bir noktaya gelse, CHP ve o zihniyete mensup belli kesimler, halk iradesiyle iş başına gelmiş hükümetlerin başına olmadık çorap örüyor ve nasıl bir ideolojiye iman ediyorlarsa; öyle direniyor, öyle direniyorlar ki, ne toplum ne de ülke umurlarında olmuyor.
CHP’liler kadar kendi ideolojilerine iman eden hiçbir kesime rastlayamazsınız. Devlet ve millet hesabına “doğru ve iyi” ne varsa, hepsine büyük bir imanla karşı çıkmaları çok garip. Türkiye tam altmış yıldır, CHP’nin bu imanı yüzünden bir türlü istikrara kavuşamıyor. Kıyamete kadar iktidar yüzü göremeyecekleri için halktan öç alıyorlar.
Ülkesine, milletine ve halkın değer yargılarına bağlı her aklıselim yurttaşımız, mevcut Anayasa’nın yetmediğini, hak ve özgürlükler başta olmak üzere; ekonomik, sosyal ve siyasal bakımdan daha da güçlenmemiz için yeni bir yasaya ihtiyaç duyulduğunu biliyor ve öyle inanıyor. Lakin gelin görün ki, CHP ve MHP, muhalefet etme adına direnip duruyor. Bir de MHP’nin neden ikide bir kendilerini inkâr ederek CHP’nin trenine bindiği anlaşılamıyor.
Haydi CHP’yi anladık. Peki, MHP’ye ne oluyor. Bir insan, karşı çıktığı meselelerde alternatif üretir ve “ret” sebebini ortaya koyar. Hazırlanan kanun maddelerinin yanlışlarla, hatalarla dolu olduğunu söyler ve bildiği doğruları millete anlatır. Onu yapma, bunu yapma. “Benim oğlum bina okur, döner döner bir daha okur” diyerek, kör inatla direnmenin ne siyasetle ne de insanlıkla bağdaşır bir tarafı yoktur.
Bir insanın Anayasa değişikliğine karşı çıkması için öncelikle; “Tarih, dil ve din şuurundan” yoksun olması gerekir. “Tarih, dil ve din şuuruna” sahip hiç kimse, toplumun refahı, devletin güçlenmesi için hazırlanan yasalara karşı çıkmaz. Ancak; “Tarih, dil ve din şuuru” yoksunluğu içerisinde boğulanlar; değişime, insan hak ve özgürlüklerine direnirler. CHP için normal sayılır ama MHP ne diye bu zihniyete hizmet eder onu anlamak zordur.
Oysa “Tarih, dil ve din şuuru,” bu toplumu ayakta tutan en önemli mayadır. Bu üçünden birine zarar verildiğinde kardeşlik bozulur, barış kaybolur, hak ve özgürlükler çiğnenir. Devletin tepesinden, dağdaki çobana kadar; ülkesini seven, milletini bağrına basan ve kendisini bu topraklara ait hisseden hiç kimse; “Tarihini, dilini ve dinini” dışlayamaz.
Dışladığında ortaya CHP zihniyeti gibi bir zihniyet çıkar ki işte bugün milletin başı bu zihniyetle derttedir. İyi ve güzel adına ne varsa, bu kesim her fırsatta doludizgin karşı çıkmaktadır ve niye karşı çıktıklarını da izah etme ihtiyacı duymamaktadırlar.
Tarihini, dilini ve dinini bilmek ve sevmek; devleti ve milleti sahiplenmek demektir. Ülkemizde tarih adına nereye el atılsa, mutlaka altından dini ve milli değerler çıkar. İşte statükocu zihniyetin nefret ettiği yer de tam burasıdır. Bu fasit daireden çıkamadıkları için, bütün âleme dürbünün tersiyle bakmakta ve bir şey görememektedirler.
Sadece Türkiye’de değil, dünyanın neresinde iç ve dış kargaşalara muhatap olmuş ülke varsa, hepsinde de bizdeki CHP zihniyetinin aynısı görülür. Ülke içinde ve dışında bunalım üreten malum çevreler, yaşadıkları devletin ve toplumun sahip olduğu; “Tarih, dil ve din” gerçeğini reddettikleri için gördükleri her aydınlığa devamlı küfretmekteler.
Evet, Anayasa değişikliği bahanesiyle CHP zihniyeti yine iktidar üzerinden millete karşı mücadele etmeyi sürdürecek. Elbet vazifelerini yapacaklar. Esas olan, bu zihniyetin belasından kurtulmak için ehli vicdan insanların Anayasa değişikliğini desteklemeleridir.
“Siyasi nefsimize” uymanın zamanı değil, hak ve özgürlüklere kavuşma zamanıdır.