Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Af dilemek

Af dilemek

İnsan hata yaptığında içinde bir huzursuzluk hisseder, hiç anlam veremediği bir bunalma hali ve iç sıkıntısına maruz kalır. Ne yapsa bu iç sıkıntısından kurtulamaz, yaptığı hata içinde bir yılan gibi kıvrılır ve huzurunu alıp götürür.. .Neden yaptım, keşke yapmasaydım türünden yakınmalarla bir varlığa sığınma ve hem halini ona arz etme hem de bağışlanma ihtiyacı duyar. Yaptığı hata, beyaz bir kağıda düşen çamur damlası gibi kirletmiştir benliğini ve bir arınma, rahatlama ihtiyacı hissetmektedir. Nasıl ki iman etmek, doğruyu bulma kabiliyeti doğuştan verilmişse, tövbe etme eğilimi de aynı şekilde verilmiştir. Dolayısıyla insan nerede ve hangi ya da hangi kültüre mensup olursa olsun hayat yaptığında günaha battığında tövbe etmek ve halini arz edeceği bir varlığa sığınmak ister.

Hani çocuk hata yaptığında kendini kötü hisseder, odanın bir kıyısına saklanır, başını yere eğer ve anneden özür dilemek yaptığı hatayı telafi etmek ister. Annenin çocuğu affetmesi onu rahatlatır, kendini iyi hissetmesini sağlar. Bütün bunlar insanın haram ve yasaklara uygun olmadığını gösteriyor. Böyle zamanlarda kişi sığınacağı ve yaptığı hatayı anlattığı varlığın huzurunda affedildiğini hissetmek istiyor.

Bir kutsi hadiste Rabbimiz, "Ey insan, sen Bana tövbe edip, Benim affetmemi ümit ettikçe ne kadar hata işlemiş olsan da seni affederim. Ey insan senin günahın gökyüzünün bulutları kadar bile olsa, sen Ben'den af dilediğin müddetçe günahının çokluğuna bakmak seni affederim. Ey insan Bana yeryüzü dolusu hata ile gelsen sonunda hiçbir şirk koşmaksızın Bana kavuşsan seni arz dolusu mağfiretimle karşılarım" (Buhari, sahip 5, s. 25 63 )

Allah insanın zaafını biliyor ve onu tövbe etmeye, günahından arınmaya teşvik ediyor.

Bağışlandığını hissetmek insanı rahatlatıyor ve yükünü hafifletiyor, onu yeniden hayata bağlıyor. Efendimiz, sık sık tövbe eder ve bu davranışıyla ashabına yol göstermekteydi.

Hz. Âdem ve Hz. Havva'nın tövbesi ise bütün insanlık için model bir davranış olarak bizlere yol gösteriyor. Zira Hz. Âdem burada iradi seçimlerini yaparak tövbe ettiler ve Rableri tarafından bağışlandılar. Burada görüldüğü üzere, Hz. Âdem ve Havva'nın yaşadığı pişmanlık duygusu ve Rableri tarafından bağışlanma isteği onların iradelerini bu yöne çevirmiştir.

Tövbe etmek ve Allah'a sığınmak bizler için büyük bir imkân. Yani bu bizlere hayattayken hatadan geri dönme şansı veriyor. Ancak tövbemizde samimi olmamız gerekiyor. Kişi tövbe ettikten sonra aynı hatayı bir daha tekrar etmemeye gayret etmeli, kendisi için af dilediği gibi başkalarının günahı için da af dilemelidir.

"Ey Muhammed! Hem kendinin, hem de mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların günahlarının bağışlanmasını dile, istiğfar et. (47/19)

Tövbe etmek, kusurunu ikrar edip, geri dönmek, farkındalık duygusu veriyor ve kişinin kendini otokontrol etmesini sağlıyor. Bu nedenle mümkün olduğu kadar harama bulaşmamaya gayret göstermeliyiz ve her günümüzün muhasebesini yapmalıyız. Bu noktada bizi kurtaracak en önemli dinamik, iman, bilgi ve bilinçtir.

Budizm'in öncüsü Buda özellikle bilinci uyanık tutmanın önemini şu cümleleriyle ifade eder. "Eğer bir evin içinde ışık varsa hırsızlar ondan kaçınır ve eğer bekçi uyanıksa hiç denemeye bile kalkmazlar. Ve şayet insanlar içeride yürüyor, konuşuyorlarsa ve uykuya dalmamışlarsa hırsızların eve girmeleri ve hatta düşünmeleri bile imkânsızdır."

Günahlarımızın affı için tövbe kapısına yönelmek mü'min olarak bir sorumluluktur ancak hayatımızın nihai gayesi de kul olmak ve haramdan uzak yaşamaya gayret etmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi