Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Ceng-ü Cidal böyle başlar ağalar

Ceng-ü Cidal böyle başlar ağalar

CHP’nin Tekel/tütün işçisi kılıklı sivil militaristleri Çankaya caddelerinde beklenilen savaşı başlattılar...
Önde CHP milletvekilleri...
Arkada savaşa susamış Tekel/tütün ve dahi şarap işçisi kılıklı bir miktar talebe veya sapısilik takımı Perşembe günü Ankara’yı toz/duman etti...
Günümüz savaşlarında hiçbir başlama “Resmen” diyerek olmamıştır.
Bu da öyle...
İstemezükçüler kazan kaldırdılar ve Anayasa değişikliğini doğmadan öldürmek istediler...
CHP askerlerinin maşallahları var...
Sağ cenahta Sabih Kanadoğlu ve diğer “onursal”lar...
Sol cenahta gözü iktidar yüzü görmemiş sol militanlar...
Cephede medya birlikleri...
Yedekte ve ana merkezde YARSAV’cı savcılar, hakimler eskileri...
Malum derneğin başkanı kadın, “Adalet Bakanı tutuklansın” emrini veriyor...
Tam o sırada cezaevlerinin boşaltıldıklarını görüyoruz...
Tesadüf mü?
Kimin tesadüfü, söyler misiniz?
Kızılay’ın ortasında devletin veya milletin polislerini taşa/oka tutan öncü kuvvetler can pahasına vuruştular...
Adalet Bakanı tutuklansa, ki belki de tutuklayacak adil (???) hakimler çıkabilir, mütarekeye yanaşır mı Baykal ve kurmayları?
30-40 yıl ceza istenen darbecilerin toplu halde tahliye edilmeleri herhalde bir huruç hareketi değildir...
Savaşın başlatıldığına dair işarettir...
Dişi militanların Ankara semalarını kaplayan haykırışları tesadüf olabilir mi?
Ya Yarsav Başkanı Emine Ülker Tarhan ve Danıştay eski Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın sahaya inmeleri ne ile izah edilecek?..
Savaş başlamıştır...
- Ya alacağım, ya öleceğim heyecanı içinde durumu kontrol nazarında tutan başkanın heyecanı...
Savaş başlatılmıştır ağalar...
Yeni bir Anayasa demek, yeni muhteva ve yeni çehre demektir...
CHP nasıl dayanır?
Yalnızca CHP değildir rahatsız olan...
Bazı yargı köşelerini tutmuş başkanlar da siyaset havası çalmaya başladılar, görüyorsunuz...
Yargı baronlarının yetkileri makaslanırsa, can mı dayanır...
Hayda savaşa...
Savaş demek topyekûn hareket demektir...
Bir yandan darbe zanlıları tahliye edilsinler, hem de toplu halde... Bir yandan Cumhurbaşkanından Adalet Bakanına kadar kim varsa içeriye tıkılsın heyecanı ve sözlü talepleri...
YARSAV... Yani Yargıçlar Savcılar Derneği mensupları zaten parti merkezlerini tek tek ziyaret ederek /Aman ha mani olun, sizin de bizim de durumumuz sarpa saracak/ mealinde yalvarıp yakarmışlar...
Hayali oğlanlar, gerçek oğlanlar, hepsi hepsi devreye dahil oldular...
Bu bir kendi kalelerinden harice huruç hareketidir...
MHP bu arada sessizliğini muhafaza ediyor...
Oktay Vural’a, Deniz Bölükbaşı’ya kalsa tepelerden aşağıya atlar sürülmüştü şimdiye kadar...
Dost böyle günde belli olur...
Arkadaş dar gün için, ya da savaşta belli olur...
Türkiye’de taş mı yoktur... Ellerinizle, sapanlarla şu Türk polislerini öyle bir benzetin ki, bir daha sokağa çıkamasınlar...
Korkmayın yerleri boş kalmaz...
Ergenekoncu, Balyozcu zevat görev için alesta bekliyor...
Polis olmazsa Özel Harpçi yiğitler korusun asayişi...
Değil mi sayın başkan?
Allah, sizin Ana Muhalefet rütbenize zeval vermesin...
===========
Bay Baykal’ın baş derdi muhalefetten düşmek
Bir basit rüzgâr ile ok boyu setten düşmek
Bunların tamamına alışmak kolay amma
Dertlerin en dehşeti gözden kıymetten düşmek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi