Kaos planı
Anayasa paketini engellemek için her türlü argümanı kullanan CHP Lideri Deniz Baykal’ın şimdilik son kozu, milletvekili transferi...
Küskün AK Partililer için CHP tercih edilebilir bir sığınak olur mu? Baykal, ona da çare bulmuş: “Diğer partililerle birlikte bunu iyi şekilde değerlendirmeye çalışacağız.”
“Biz olmazsak MHP var, DP var, hal çaresine bakarız” demeye getiriyor.
Bir süredir bu yönde çalışmalar olduğunu zaten biliyorduk. 28 Şubat sürecinde Genelkurmay karargahında kurulan milletvekili borsası, yeniden açılıyor. AK Partili bir milletvekiline uzun süredir DP Genel Başkanlığı teklifi yapıldığı biliniyor.
“Ergenekon’un avukatıyım” diyen Baykal’ın anayasa paketini engellemeyi ve demokratik açılımları sekteye uğratmayı hedefleyen bu senaryoyu dillendirmesi ve BDP’li Ufuk Uras’ın “Anayasa oylamasında 330’un altın kalınması Ergenekon’un zaferi olur” şeklinde konuşması birlikte değerlendirildiğinde ortaya ilginç bir manzara çıkıyor.
Onun için teklifin ne kadar ahlaki veya kirli olduğundan öte, müesses nizamın yeni anayasa ve demokratik açılımlara sanıldığından daha fazla karşı olduğu, bu girişimleri varlık nedenlerinin ortadan kaldırılması olarak gördüğünü belirtmek gerekir.
Kullanılacak örgütler
Hal böyleyse, pakete ve açılıma yönelik “engelleme” girişimleri sadece parlamentoda sürmeyecektir. Bir süredir Samsun ve diğer illerde fitili yakılan kaos senaryoları, önümüzdeki süreçte daha aktif hale getirilmek istenecektir.
Bu amaçla; PKK, Ergenekon, Hizbullah, DHKP-C, TİKKO, MKP ve MLKP kullanılabilir. Ergenekon’un içine sızdığı İsmailağa Cemaati ve Mustazaf Derneği de sürece dahil edilmek istenebilir. Son istihbarat raporlarında, bu yönde güçlü işaretler var.
Rapordaki analizler dikkatle okunduğunda şu tespitleri yapmak mümkün: Kaos ortamı için ses getirici eylemlere alt yapı oluşturuluyor. Bu amaca matuf taktik ve operatif eylemler olması bekleniyor.
28 Şubat sürecinde eli sopalı siyah cübbeli Aczimendliler nasıl kullanıldıysa, şimdi yukarıdaki isimlerini zikrettiğim cemaat ve dernekler üzerinden Arapça flama ve yeşil bayraklar eşliğinde taşınan siyasi/dini içerikli dövizlerle, sözüm ona ifşaatlarla toplumda “irtica hortluyor” algısının güçlenmesi körüklenebilir.
Diyarbakır’da Mustazaf Derneği’nin 5 ilden topladığı elemanlarla yaptığı gövde gösterisi bu yönüyle değerlendirilebilir. Hizbullah’ın eylemlerini yakından takip edin. Ayrıca, Erzincan-Erzurum hattında dini gruplara yönelik soruşturmanın, biri sapık diğeri eş cinsel İsmailağa cemaati mensubu iki şahıs üzerinden başladığını hatırlatmak isterim.
PKK’ya gelince...
Murat Karayılan, Roj TV’ye yaptığı açıklamada, Reşadiye baskınını, askerlerin PKK’lıların cesetlerini sürükleyen ve tekmeleyen görüntüleri karşısında bir grup PKK’lının merkezden bağımsız olarak gerçekleştirdiğini iddia ediyordu.
Sonra, Habertürk’e konuştu, topu İran
yanlısı olduğu iddia edilen Cemil Bayık’a attı. Bayık’ın derin devletle ilişkisi olduğu hep konuşulur, söylenir. Devletin gizli arşivlerinde de “muteber” isimdir.
Samsun’daki yumruklu provokasyonun hemen ardından Reşadiye baskınına gösterilen gerekçenin benzeri, 18 Nisan 2010 günü gündeme getirildi. Batman’daki belediyeye ait asri mezarlıkta 30 PKK’lının mezarına saldırı yapıldığı açıklandı. Sanki, bugünlerde yapılacak büyük bir eylemin alt yapısı oluşturulmak isteniyor.
Ayrıca, Samsun/Ladik’te eylem yapılacağı istihbaratı devletin tüm birimleri tarafından bilindiği halde, gerekli tedbirin alınmaması dikkat çekicidir.
Aynı şekilde; Batman Sason’da, Şırnak ve Van’da meydana gelen olayların perde gerisinde PKK’nın şehir kadrolarının rol aldığı tespit edilmesine rağmen, operasyonların mayın yoğunluklu bölgelerde dağ kadrolarına yönelik yoğunlaştırılması üzerinde durulmalıdır.
Bu arada PKK’nın “eylem hazırlığı” içinde olduğu ve keşif çalışmaları yaptığı yönünde önemli istihbaratlar geliyor. Karadeniz’de MLKP’den 5, MKP’den 3 teröristle işbirliği yapan PKK’nın eylem alanını yaymaya çalıştığı düşünülüyor.
PKK’nın sınıra yakın bölgelere, özellikle Dağlıca ve çevresine 8-10 adet SA-7 füzesi getirerek füze sayısını arttırmaya çalışması, eylem hazırlıklarının önemli işareti gibi görülebilir.
Hareket halindeki askeri konvoya pusu kurulması, bir baraja sabotaj, bir bakan, kanaat önderi veya milliyetçi hareketin bir temsilcisine suikast/saldırı, bir askeri üsse baskın yapılarak anayasa paketi ve açılımlar sabote edilmek istenebilir.
İhbar yağıyor
İhbarlar şu noktalarda yoğunlaşıyor:
-Tunceli/Ovacık-Kuşluca ve Sarıtaş Jandarma karakollarına, Bingöl/Yedisu-Kabayel üs bölgeleri ve jandarma karakollarına, Van-Çaldıran askeri birliklerine, Şemdinli Gilmi Gediği ve Soğuk Tepe üs bölgesine baskın düzenlenebilir.
-Mardin-Şırnak-Cizre-Silopi yol güzergahında rütbeli personel yol kesilerek kaçırılmak istenebilir.
-Şırnak Gülyazı bölgesindeki Kopki tepe ve Geymuşule’ye uzak mesafeli atışlar yapılabilir.
-Diyarbakır Tepe, Kayacık ve Lice’deki Jandarma Karakol Komutanlıklarına eylem yapılabilir.
-Hatay Amanoslar’da uzaktan kumandalı mayın tuzakları kullanılabilir.
-Giresun ve Tokat’ta sol örgütlerle işbirliği yapılarak eyleme geçilebilir.
-Şehir merkezlerinde taşlı ve Molotoflu gösteriler yeniden organize edilebilir.
Bu ve benzeri ihbarlar, tüm yönleriyle değerlendiriliyor. Kaos senaryosunda aktif rol aldığı düşünülen devlet ve PKK içinde Ergenekon’la bağlantı grupların hareketleri de yakından takip ediliyor.
81 ilde emniyet ve MİT teyakkuzda...
Yazımızı şu soruyla kapatalım: Müesses nizam, yeni anayasa ve demokratik açılıma neden ölümüne karşı?