CHP ile MHP arasında muhteşem bir ortaklık var. Her işi beraber tutuyorlar. Eskiler derler ki, “MHP ile CHP zihniyeti arasında bir fark yoktur. Biri ‘halkçılık’ der, halka gün yüzü göstermez. Diğeri ‘ırkçılık’ der, milliyetçilik duygularını tarumar edip; milliyetçiliğin birleştirici ve bütünleştirici tarafını yok eder.”
Her yıl 3 Mayıs günü “Türkçülük Bayramı” olarak kutlanır. Tabii milli duygular yerine, ırkçılık ön plana çıkarıldığı için, toplumun bütün kesimleri tarafından çok fazla ilgi görmez. Türkiye olarak renkli bir ülkeyiz, elbet bir sürü bayramımız olacaktır.
Türkçülük Bayramı üzerine laf edecek değilim, böyle bir bayrama karşı da değilim. Benim dinim bana; “Müslümanlar kardeştir” diyor. Benim için bu ilke geçerlidir. Yine benim dinim; her canlıyı kutsal saymış, yeryüzünü ortak bir yaşam alanı olarak canlılara tahsis etmiş. Bütün canlılarla “insanca” yaşamayı öğütlemiş. Bu öğüt de birinci esasımdır.
Müslümanlık inancına göre; yeryüzü, gökyüzü, velhasıl bütün bir kâinat Allah’ındır. Hiçbir kulun, hiçbir kavmin, hiçbir ulusun ebedi malı değildir, olamaz da. Çünkü yaşadığımız veya yaşamadığımız coğrafyalardan yüzlerce kavim, yüzlerce topluluk gelip geçmiş. Üzerinde oturduğumuz can topraklarımızda bizden önce kimlerin yaşadığını inkâr edebilir miyiz?
Peki, Türkçülük Bayramı nereden çıkmış? Yeni nesiller için yazalım. Türkçülük Bayramı üzerine bugüne kadar en doğru ifadeler, BBP eski Genel Başkanı aziz insan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’ndan gelirdi. Bu yılki mesaj da Muhsin Bey’in izinde yürüdüğüne inandığımız ve böyle olmasını istediğimiz şimdiki Genel Başkan Yalçın Topçu’dan geldi.
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Türkçülük Bayramı ile ilgili önemli mesajlar vermiş. Mesajı sadece Türkçülük Bayramı üzerine anlamamalı. Irkçılık yapan her kesim için geçerli ifadeler. Kürtçülük ve Türkçülük başta olmak üzere, ırkçılıktan rant elde edilen ne kadar kapı varsa, hepsini kapatan düşünceler demeti olmuş. Topçu özetle şöyle diyor.
“Milli Şef öncülüğündeki tek parti diktası, 1944 yılının 3 Mayıs günü üniversiteli milliyetçi gençler öncülüğünde hükümetin bazı politikalarını kınamak için yapılan protesto yürüyüşlerini bahane ederek, milli muhalefet ve milli refleksi ortadan kaldırmak amacıyla bir kısım davalar açmış, yüzlerce vatansever aydın ve genç çeşitli işkencelere maruz kalmıştır.
Tek parti haricindeki hiçbir siyasi görüşe tahammülü olmayan olağanüstü idarenin haksız suçlamaları ve baskıları altında aylarca zulüm gören bu vatanseverlerin hatırasına binaen, adeta nazire edercesine Türk Milliyetçileri bu kara güne ‘3 Mayıs Türkçülük Bayramı’ adını vermişler ve bayram havasında kutlamışlardır.
Sarsılmaz inanç değerlerimizle örülü bir medeniyet tasavvuru ve kültürü çerçevesinde, milletimizin derin hayat felsefesini yansıtan bir düşünce sistemi olarak gördüğümüz Türk Milliyetçiliği, hiçbir zaman ırkçılıkla yan yana gelmemiştir. Irkçılık suçlaması, içindeki çeşitli etnik unsurları birleştirici bir anlayışla hareket edip aynı kültür potasında eriten Türk Milliyetçiliği fikrine yapılacak en büyük hakarettir.
Bu topraklar üzerinde hiçbir zaman etnik kökeninden dolayı hiçbir kimseye karşı ırkçılık yapılmamıştır. Geleneksel Türk Milliyetçiği fikir ve eylem sisteminde ayrımcılık, baskı ve şiddete yer yoktur.
İslâmiyet’in önceliği ‘insandır’. Tüm hudutlarını bu inanç doğrultusunda netleştirdiğimiz milliyetçilik anlayışımızın da en önemli önceliği, ‘üstün ırk teorilerinden’ ve ‘nefret kanunlarından’ uzak tuttuğumuz ‘insandır’. Gelenek ve inanç sistemimiz; ötekileştirmeyi, asimilasyonu ve baskıyı şiddetle men eder.
Aynı kültür ırmağından beslenen ve aynı kaderi paylaşan insanları birbirine düşürmek için malum odaklar çeşitli zamanlarda bazı milliyetçi hisleri kullanarak kirli emellerine ulaşmaya çalışmışlardır. Bugün de benzer projeler gündemdedir.
Bölücü terör ve uzantılarının faaliyetleri bu çerçevede değerlendirilmelidir. Milletimiz bu konuda uyanık olmalıdır. Ülkemizin ve milletimizin birlik ve beraberliğini her türlü değerin üstünde gören Türk Milliyetçileri, bu noktada malum çevreler tarafından her fırsatta yapılan tahrik, kışkırtma ve oyunlara gelmemelidir.”