Metin Hasırcı

Metin Hasırcı

Çocuk affı

Çocuk affı

2010 Şubat ay’ı sonu itibarıyla tüm ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü, hükmen tutuklu ve tutuklu sayısı ise 118 bini geçti. Çocuklar en çok yağma, kadınlar ise adam öldürme suçundan cezaevinde yatıyor. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre cezaevlerindekilerin suç grubuna göre dağılım şöyle: Adli (34 bin 285), sağ terör (347), sol terör (3 bin 11), itirafçı terör (38), çıkar amaçlı suç örgütü mensubu (3 bin 419) olmak üzere toplam 41 bin 100 kişi tutuklu bulunuyor. Hükmen tutukluda, adli (18 bin 581), sağ terör (25), sol terör (360), itirafçı terör (10), çıkar amaçlı suç örgütü mensubu (522) olmak üzere toplam 19 bin 498 kişi tutuklu bulunuyor. Hükümlüde ise adli (54 bin 669), sağ terör (529), sol terör (2 bin 469), itirafçı terör (101), çıkar amaçlı suç örgütü mensubu (563) olmak üzere toplam 4 bin 504 kişi tutuklu bulunuyor.
28 Şubat 2010 tarihi itibarıyla tüm ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü, hükmen tutuklu ve tutuklu sayısı 118 bin 929’a ulaştı. Cezaevlerinde en çok adam öldürme ve uyuşturucu suçlarından mahkûm olanlar bulunuyor. Bu suçları sırasıyla; yağma, hırsızlık, yaralama, cinsel suçlar, sahtecilik, dolandırıcılık ve fuhuşa teşvik suçlarından cezaevinde kalanlar tâkip ediyor.
Ceza evlerinde tutuklu 2 bin 150 çocuk bulunurken; hükmen tutuklu çocuk sayısı 335, hükümlü sayısı da 278 oldu. Cezaevlerinde Mart 2010 tarihi itibariyle toplam 2 bin 789 çocuk bulunuyor. Çocukların yaş grupları ise 12 ve 17 yaş arasında. Okuma yazma bilmeyen çocuk sayısı 111 iken; öğrenim durumu bilinmeyen çocuk sayısı da bin 116. Liseyi bitiren 58, ortaokul mezunu 399, ilköğretim mezunu 329, ilkokul mezunu 495 ve okuryazar olup bir okul bitirmeyenlerin sayısı da 281. Mahkemeler tarafından 2006 yılında 3 bin 773, 2007 yılında 7 bin 453, 2008 yılında 8 bin 80 ve 2009’un ilk 11 ayı itibariyle 9 bin 22 çocuk hakkında denetimli serbestlik kararı verildi. Türkiye’de çocuk tutuklu, hükmen tutuklu ve hükümlülerin barındırılması amacıyla 3 çocuk eğitimevi, 2 çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu ile 1 çocuk kapalı ceza infaz kurumu mevcut. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kadrosunda, ceza infaz kurumlarında toplam 117 psikolog, 119 sosyal çalışmacı ve 276 öğretmen bulunuyor. Çocuk eğitimevleri ile çocuk ve gençlik ceza infaz kurumlarında da 9 sosyal hizmet uzmanı, 6 psikolog ve 13 öğretmen görev yapıyor.
AF HAKKINDAKİ MÜTALAAM
Af bir atıfettir. Hakk değildir. Ülkede bunu yâni affı yapabilmenin mercii TBMM’dir. Şu da unutulmamalıdır ki; mahkûm olmak demek haysiyet ve onurunu kaybetmek olmadığı gibi, insana lâzım gelen hürriyetlerin cüzi bir bölümü yasaklanmıştır. Yoksa tabii ihtiyaçlarının büyük kısmının yasaklandığı söz konusu değildir. Mahkûm ibate ve iaşe etme kapasiteniz ne kadarsa o sayıdan fazla kişiyi, o imkânlara ortak etmeye mecbur kılmak zulûma giden bir yoldur. Nitekim; ağırlaştırılmış müebbet ağır ceza da tartışılması gereken bir tatbikattır. Yukarıdaki rakamlardan anlaşılan o ki, ülke kapasitesini aşmış bir hükümlü ve tutuklu sayısı ile karşı karşıyadır. Bir affı umûmi gerekir. Burada her şeyden evvel çocukların bir an evvel af edilmelerini sağlamak lâzımdır. Bundan önce çıkarılmış aflardan ve de buna rağmen geriye dönme sayısına bakıp da, işte çorbaya yetiştiler demekten korkmayınız. Bir kişiyi kurtarsanız dahi kârdır diyorum. Nitekim; 1974/18/Mayıs’ında yürürlüğe giren 1803 sayılı CHP-MSP koalisyonunun çıkarmış olduğu af kanunu oylamasında MSP’lilerin bâzılarının yapılan koalisyon protokoluna riayet etmiyerek 141, 142 ve 146 maddelerden ceza alanları ret oylarıyla af dışı bırakmaları hem hükümeti sarsmış hem de MSP lideri Muhterem Erbakan Hocamızın güvenilir ve inanılırlığına gölge düşürmüştür. Ne var ki, devletin özerk kurumlarının hangisi ile olursa olsun uyuşmayı beceren CHP’liler Anayasa Mahkemesine müracaatla meclisten geçmeyeni, Anayasa Mahkemesinin eşitliğe aykırı bulması hasebiyle iptali hem söz konusu maddeyi hem de eşitlik bahsi bütün suçlara teşmil edilerek ırz düşmanları da tahliye oldular. O affın pek isabetli bir tarafı da, 18 yaş öncesinde suç işleyenlerin af’tan istifadeleri bütün neticeleriyle af şûmulüne girmiş böylece sabıkasız gençler olarak hayat sayfalarına beyaz bir sahife açabilmişlerdi. Binlerce 163. madde hükümlüsü bu af sayesinde tahliye olmalarına, haklarında açılmış dâvaların düşmesine rağmen ve de (yanlış da olsa) solcuların affını engellemiş olmalarına rağmen, MSP, klasik sağcılar tarafından solcuları af ettiler diye yaftalandılar ve 1977 seçimlerinde bu propagandanın menfi te’sirini seçim neticelerinde, 150’ye yakın milletvekili beklerken 24’e düşen sayı sürprizi hiç aklımdan çıkmaz. Şimdi ülkede çocuk affını özel kanun yaftası altında çıkarmak gerekir ki, AYM eşitsizlikten dem vurarak bölücübaşını affetmesin.
Büyüklerin cezalarına gelince, eski bir yüksek mahkeme yargıcının “vijdanla/cüzdan arasında sıkışma cümlesi sonrasında tevali eden olaylar, belki kanuna uygun fakat asla hukuka uymayan nice adli vak’alar yaşandı. Bilhassa son üç yıldır yargı üzerinde kopan gürültüler üzerine adalet mekanizmasının esası olan yargının, dolaysıyla da yargıçların sarsıldığı akla geliyor. Geçtiğimiz günlerde iki defa tutuklandıktan sonra her ikisinde de, nöbetçi mahkemeye yapılan itiraz üzerine tahliye edilen Deniz Kurmay Albay’ın üçüncü tutuklanışına iştirak etmeyen Sayın mahkeme reisini tebrik etmekten kendimi alamıyorum. Hayırlı af’lar dilerim. Fiemanillah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Hasırcı Arşivi