Merhaba!
Son bir hafta içinde 20.000 km civarında yol katettim.. Nerede ise eve uğradığım yok..
22 Nisan’da Batman’daydım. İHH’nın Gazze kampanyası ile ilgili bir toplantıda konuşmam vardı.. Bir gün sonra İstanbul’a döndüm.. 24 Nisan’da Türkiye Yazarlar Birliği’nin ödül töreni vardı.. Pazar günü sabah İzmit’te yine Gazze için gönüllülerle bir araya geldik. Öğleden sonra Birlik Vakfı’nda MTTB’li gençlerle bir aradaydık.. Konu, ‘Aile, ahlak ve gençlik.. Ahlaki çözülme..’ Pazartesi günü Samsun’daydım. Konu yine Gazze. Çarşamba günü Derince’deydim. Derince Belediyesi’nin Kültür etkinliğinde Türkiye’yi konuştuk. Perşembe günü Kutlu Doğum ve Namazda Diriliş için bu defa İzmir üzerinden Manisa’ya. Daha doğrusu Kırkağaç’ın Karakurt kasabasına gittim. Karakurt kasabası Türkiye’de dini hassasiyeti en yüksek yerleşim bölgelerinin ilk sırasında yer alıyor.. Cuma günü Karakurt’tan eve gitme fırsatı bile bulamadan Yeşilköy’den, Gaziantep’e gittim.. Ardından, Mustafa Özcan ve İlyas Say’la birlikte bir grub Vakit okuru ile Birecik, Halfeti, Şanlıurfa, Harran, Adıyaman, Viranşehir, Mardin, Midyat, Hasankeyf, Deyrüzzaferan ve İstanbul’a dönüş..
Bu yola çıkmadan önce de Van, Tatvan, Batman’a gitmiştim..
Bu kadar zaman içinde, havadan 14.000 km uçmuşum. Karadan yaklaşık 5.000 km Nerede ise 10 günde 20.000 km. Konumuz Gazze, İnsan Hakları ve Namaz..
Tekrar İstanbul’a dönüyorum ama, eve uğrayıp, tekrar bir güneye, bir de doğuya doğru uçacağım.. Ve İstanbul’da katılmam gereken bir başka toplantı var.. Durmak yok. Yaşlanıyorum.. Acelem var. Bunları kimse için yapmıyorum. Kendim için yapıyorum. Allah’ın bana değil, benim O’na ihtiyacım var. O’nun rızasına muhtacım.. Bu işin “Allah’la ticaret” olduğunu düşünüyorum. “Kıskanma ne olur, çalış senin de olur!? :)”
Bunları niye yazdım?
Siz ne yapıyorsunuz? Zekeriye İyilik’ten duyduğum güzel bir söz var: Allah’ın indinde yerinin neresi olduğunu görmek istersen, seni neyle meşgul ettiğine bak?
Sahi bu arada siz ne yapıyorsunuz?. Biliyorsunuz, Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister..
Bu arada her an İHH’dan Reşat Başer beni arayıp, şuraya gidiyorsun diyebilir.. Hanım bile evde olmam gereken günler için Reşat Başer’den randevu alıyor..
Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle imtihan edecek, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek..
Birileri bana diyecek ki, önce kendi evin, çocukların! Evet evet.. Haşr 8 ne diyordu: “… kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları (Hicret edenler/muhtaçlar) kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.”
Dua edin de Allah, bana, eşime ve çocuklarıma güç kuvvet, sabır versin.. Bizi ve kendi yolunda koşan kardeşlerimizi korusun..
Sahi İSAR ne demekti?. “Kendileri yardıma muhtaç iken, başkalarına yardım etmek için çaba gösterenlerin yaptıkları iş”e deniyor. Aslında asıl kazanç bu. Çünki onların kazancı, yaptıkları iyiliğin 10 katı, 100 katı, 700 katıdır.
Ahmet Bulut’a, Abdullah Yıldız’ın çağrısına nasıl hayır diyebilirim ki? Memleketimizde düzenli namaz kılanlar, Müslüman olduklarını söyleyenlerin %25’i.. Kıldıkları namazda okuduklarının manasını bilen, namazın farkında olanlar ise bunların sadece beşte biri..
Cehennemin ateşinin yakıcılığını yüreğinde hissedenler için, dinlenme, istirahat, keyifden söz etmenin ne anlamı var.. “Çile”ye ne oldu? “Çilehane”lerden haberiniz var mı?
Hüzünün manevi derinliğinin farkında mısınız?
Heva-heves, keyif almak, dileyen dilediği yola girsin..
Hiç yatanlarla yorulanlar bir olur mu?
Sadece siz gelmeyin, hadi başkalarını da çağırın..
Gidilmesi gereken o kadar çok yer ve çalınması gereken o kadar çok kapı var ki?
Sahi Fiji’ye ne zaman gidiyoruz? Orada %7 Müslüman var. Biliyor musunuz Fiji’de Kutlu Doğum Günü resmen tatil.. “Madem Hz. İsa’nın doğum günü tatil, Hz. Muhammed’in doğum günü de tatil olsun” demişler.. Hükümet de “tamam” demiş..
Çocuklarınızı çok mu çıtkırıldım yetiştiriyorsunuz yoksa..
Sadece ben koşmuyorum. Eşim de koşuyor, çocuklarım da.. Sizin çocuklarınız sadece okula mı gidip geliyorlar yoksa. Eşiniz ne yapıyor? Unutmayın “Allah zaman içinde zaman yaratandır”. Hani Allah mallarınızı, canlarınızı, sevdiklerinizi de istiyor da! Hani onlara ihtiyacı olduğu için ya da almak için değil, siz bu duygularla gelirseniz, sizi yeryüzünün varisi kılmak ve size çok daha fazlasını vermek için. Sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek için.
Siz bilirsiniz, o bunları almak isterse, zaten size sormayacak ve sizinle pazarlık yapmayacak.
Ha! Bu arada ben İnşallah Gazze için yola çıkmaya hazırlanıyorum..
Şunu demek istiyorum: Bizim boşa harcayacak bir saniye zamanımız, bir kuruş paramız ve gözden çıkaracak bir tek adamımız yok.. Şunun farkındayım. İşçi, memur, işadamısınız, bir sürü sorumluluk ve bağımlılıklarınız var, ama daha fazlasını yapabilirsiniz. Farzı kifayeler konusunda kendinizi sorgulayabilirsiniz.
Mahallenizde yangın çıksa, balkonda kebab partisi yapmaya, piknikte hamakta yatmaya devam eder mi idiniz? Peki cehennem ateşine doğru koşan bu insanların başlarına gelecek olan şeylerin, mahalledeki yangından daha az tehlikeli olduğunu mu düşünüyorsunuz.
Ya da bir başka soru da şu: Anneler, babalar, sahi cennete girmenin siz, çocuklarınızın işe ya da üniversiteye girmesinden daha kolay olduğunu mu düşünüyorsunuz..
Efkar mı bastı yoksa. Dur hemen sigaraya sarılmayın.. Hani şu efkar basınca, sevinince, ne yapacağınızı bilmediğinizde sarıldığınız sigaraya kaç para veriyorsunuz biliyor musunuz? Gazze için kaç para verdiniz, sigaraya kaç para.. Maç izlemek için ne kadar zaman ayırıyorsunuz, namazı anlatmak için ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
Neyse, bunun hesabını bana verecek değilsiniz.
Allah’a verecek hesaba göre yaşayın. Unutmayın, din gününde hesaba çekilirken yanınızda kimse olmayacak..
Selâm ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.