İyi ki varsın Semih
Maçın başında Deivid’in gol vuruşu dışarı... Kezman’ın güzel pasında pozisyon gol olmadıysa, hesap sorulması gereken Deivid’di, Kezman değil... Kasımpaşa maça iyi hazırlanmış. Fenerbahçe’ye karşı öylesine iyi programlanmışlar ki, tüm sahada alan savunması uygulayarak, açık futbola özen gösterdiler. Olabildiğince de bunu başardılar.
Dün gece Kezman’ın bol gol vuruşu denemeleri, kaçırdıkları ve birebirde rakibini geçemeyen görüntülerini izledik. Kasımpaşa’da ise özellikle Barbaros, maçın dörtte üçlük bölümünde varlığını hissettiren ve Fenerbahçe’ye karşı en etkili olan isimdi. Kasımpaşa’da ayrıca Erhan, Gökhan Gönül’ün hücuma gidiş yolunu birebir kesen adamdı. Ta ki Alex’in attığı gole kadar. Gökhan bir kez olumlu geldi, öyle orta filan yapmadan al bu golü at diye ‘Doktor’ Alex’e pasını verdi ve skor tabelasının değişmesine yardımcı oldu. Deivid’in sarı kart cezalısı olma şekli ve şemali, haftaya sarkan Beşiktaş derbisinde sahada olmayacak oluşunun belgeli tapusuydu. Selçuk benim zaman zaman eleştirdiğim Fenerbahçeli futbolculardan birisi. Kendi kalesine dönük oynuyor. Enlemesine paslarla, yüreksiz futbolcu tipini sahaya yansıtıyor. Dikine oynadığı zaman ise şaşırtıcı bir şekilde top kayıpları içinde bulunuyor. Aurelio vazgeçilmez benim için. Adeta arı gibi. Sahada devamlı top çalan, ‘taçsız kral’a benziyor.
Her şey bir yana, Zico’nun oyun sıkıştığı anda çift santrfora dönmesi ve Semih’in girmesiyle Fenerbahçe’nin şekli de değişti. 90+3’te son noktayı Deivid koydu ama, asıl kahraman Semih’ti...
Sadece gol atmak için yaratılmış sanki... Kasımpaşa maçında da görevi sadece gol atmakmış gibi, takımını rahatlatan isim oldu. 14. golünü atarak bu ligde hala ‘nöbetçi’ olmaya devam ediyorsa, Semih’e söylenecek tek bir şey var: Ayaklarına sağlık kardeşim, iyi ki varsın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.