Kalın-kısa bir yoldalar
Veysel ustaya inat edecekler ya, nazirenin de tersini sürdüler tezgaha:
Uzun ince bir yoldayım yerine: Kalın-kısa bir yoldayız’ı tercih ettiler...
Avukat tutacaklarına hakim tutmayı yeğlediler maşallah.
Kim bu kahramanlar?
Merakta bırakmayayım...
Ankara sokaklarında Angora evlerine hücum kıtaları...
Aradıkları kaçak ise gitti/geldi, geldi-gitti sabık başkan...
Anayasa Mahkemesi yurdumuz
Orada son bulur cümle derdimiz...
Helal olsun... Yenilgiyi Yüce Yargı kapılarında beklemekle telafi ediyorlar...
Gelecek seçime ısınıyor delikanlılar...
Baykal yine genel başkan olacak, Baytok yine meclise girecek... Amma ondan sonrasını kahinler bile tahmin edemez...
Bunlar heyecanı kaybolmuş vakalar...
Biz gündemde yerini koruyan, kimsenin elimiz yanar diye soramadığı dokundurmada bulunmadığı önemli özel meselelere göz atalım.
Sorarım herkese:
Henüz emekliye ayrılmamış, aktif görevde bulunan yüksek dereceli hakimler, savcılar hangi hak ve yetki ile, il-il mahkeme kovalar?
Kendi görüşlerini taşıyan sanıklar için asli vazifelerini bırakıp yandaş sanıklara destek turlarına çıkan hukukçularımız dikkatinizi çekmiyor mu?
Evet, biliyorum çekse ne olur ki?
Erzincan’dan Erzurum’a gidilir
Ak koyunlar, mor koyunlar güdülür.
Açıkçası, çobanımız olmaya ahd-ü peyman etmişler...
Kanun-tüzük-yönetmelik ne varsa hepsi ellerinde... İsterlerse zalimi kaldırırlar, mazlumu öldürürler...
Kaderin kanadı kırılsın...
Ne sapına/çöpüne kadar laikçi olabiliyoruz, ne slogan cumhuriyetçisi, ne de darbe taraftarı...
İşte onun içindir ki:
VAKİT gazetesinde haklı olarak iki kişi eleştiriliyor, ağır bir hakaret yok, gerçeğe dayalı eleştiriden dolayı gazetemiz Vakit, BİR TRİLYON SEKİZYÜZ MİLYON lira tazminat ödemeye mahkûm ediliyor...
Neden?
VAKİT gazetesi haksızların karşısında, haklıların yanında bulunmak suçu işliyor herhalde...
Susturulsun!..
Ben yıllar önce söylemişim:
Haksıza haksız diyemem/Kaygusuz ekmek yiyemem...
Fikri-zikri meydana çıkmış hukukçular yargılayacak herkesi... Eğer dini hassasiyetiniz yüksekse, yandınız demektir...
Erzincan-Erzurum-İzmir ve başka yerlerde mahkeme kovalayan ve dayanışma gösteren zevat Allah göstermesin bizi, sizi, yani inançlı insanları yargılarlarsa onlardan adalet mi bekleyeceğiz?
Ergenekon sanığı iseniz mesele değişir...
Biri çıkar bir günde 20/30 tutukluyu salıverir...
Bir başkaları TC hakimlerinin ellerinden alarak ya kendileri yargılamak ister, ya da münasip adamları bulur ona teslim ederler...
Sakın ola, bundan sonra ismen olsa dahi geneli ilgilendiren konularda tedbiri elden bırakmayasınız... Bir kişi dava açar da tazminat talep ederse, genele matuf addedilerek 72 milyon vatandaşımıza sekizer-onar milyar lira tazminat ödeme kararı çıkarsa, gidersiniz uçurumdan aşağı...
Olur mu demeyiniz... Oluyor işte... Hele adı VAKİT olan gazetede, siz keçiye keçi deseniz yanarsınız...
Herhalde şov olsun maksadıyla dememiştim:
Ölürsen de hak yedirme hak yeme
Ak’a kara, karaya da ak deme
Adaletten ayrılırsa mahkeme
Bir hakime, bir de kanuna tükür...
Peki çare mi?
Değil elbette... İşte onun içindir ki Anayasa’da yapılacak değişiklikten korkuyorlar... Hep böyle gitsin, hükümet pıssın, bilumum kararları biz verelim, bizim arkadaşlarımız versin diyorlar...
Kalın-kısa yollar bizim değil...
==================
Solcu canlar palavraya başlarsa
Bugünden girerler, dünden çıkarlar.
Yalakalar bir fareyi tuşlarsa
Günde yedi defa dinden çıkarlar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.