Türkiye’nin geleceği parlak
Millet vesayet rejimi taraftarlarının önündedir. 1982 anayasasında ısrar gericiliktir. Ancak unutulmamalıdır ki, 30 yıl içinde çok değişiklikler olmuştur. Örneğin 30 yıl öncesi Varşova Paktı üyesi bazı ülkeler bugün artık NATO içinde yer almaktadır. Ve AB üyesidir. Oysa 30-40 yıl önce düşman cephesinde idiler. İnsanların yaptıkları elbette geçicidir. 700 yıllık Osmanlı İmparatorluğu bile tarih oldu.
İhracat 2010’un ilk 4 ayında 35 milyar doları aştı. 7.9 milyar dolarla en hızlı artış madencilikte yaşandı. Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 4 ülke Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere’dir. İhracatta çift haneli artış devam ediyor. Son 4 ayın ihracat artışı yüzde 23.9’dur.
Devlet Bakanı Ali Babacan, açılımlarla ilgili olarak, “Kimse beklemesin açılımlardan dönüş yok” dedi. Hilmi Yavuz’un 2 Mayıs 2010 tarihli yazısı: “CHP Türkiye’de demokrasinin önünü kapatmak, millet iradesinin yerine bürokratik iradeyi hakim kılmak arzusundan vazgeçmeye hiç niyetli görünmüyor. CHP millete değil bürokrasiye güvenmektedir. Halkın oyundan değil, bürokratik mekanizmadan medet ummaktadır.”
“Bizdeki bütün cuntalık faaliyetlerinin kaynağı ve anası 27 Mayıs’tır.” (Ahmet Selim) AB’nin “Birleşik Devlet” olma yönünde attığı en önemli adımlardan biri olan euro çökme noktasına geldi. TL ise değerleniyor. Bazı barolara göre: “Yıllardır yeni anayasa özlemi çekiyoruz.”
“Tarih tekerrür etmiyor. Türkiye engelleri aşa aşa yeni bir tarih yazıyor kendine” (Gülay Göktürk) 24 sektörün 21’inde artış yaşanmaktadır. Yargıda ön yargı olmaz. Esas olan halka güvendir. 1961 ve 1982 anayasaları vesayet rejimi getirmiştir. Rejim elden gider diyenler vesayet rejimi gider anlamını ifade etmektedirler. Ancak şurası gerçek ki vesayet rejimi gitmeden demokrasi gelmez.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı: “Artık devler ligindeyiz.” Bunun devamı demokrasi ile kaimdir. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun’a göre: “Referandum sonucu kesinleştikten sonra Anayasa Mahkemesinin bir şey yapması mümkün değil. Referandum da artık kurucu iktidarın asıl sahibi olan halk iradesini göstermiştir. Bundan sonra bir iptal söz konusu olamaz.”
Bazı düşünürlere göre: “İslam dünyası arzuladığı liderliği Türkiye’de görüyor. Bu ise demokrasi ile mümkündür. Derin devlet ve vesayet rejimi ise bunu önler.”
Ekonomik gelişme ve dış ve iç yatırımların önünde en büyük engel partilerin kapatılma riskidir. Türkiye partiler mezarlığıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.