İdeoloji bitti, bayram devam edebilir mi?
Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşından sonra dünya hükümranları tarafından belirlenen pasif rolünü kutsayan “mağlubiyet ideolojisi” bugünün dünyasında bir anlam taşımadığı için gündemden düştü. Onu son defa 28 Şubatçılar diriltmeye çalıştılar, başaramadılar. 28 Şubat’ın siyasi yapılanması seçimle tasfiye edildikten sonra ergenekoncu yapılar aynı şeyi son defa denediler.
Anayasa’da yazıyor, kanunlar zorluyor ama Türkiye artık hiçbir işini ideolojiyi referans göstererek yapmıyor. Çünkü ideolojinin bugünün gelişmelerine kaynaklık etmesi mümkün değil!
İdeoloji bitti ama, bayramları devam ediyor! Resmi ideolojinin en sorunlu bayramı 19 Mayıs! Mayıs ayı yaklaşırken, bu bayramı kutlamak zorunda olan kurumlar, makamlar, yetkililer ciddi sıkıntılar yaşıyorlar.
Şu anda liselerin son sınıfları resmen izinli! Ağır bir imtihana hazırlanıyorlar! Gençlik bayramını kutlayacak genç bulunamıyor. Bu yüzden ilk öğretime doğru iniliyor. İşe bakın ki, onların da SBS sınavı var!
Eskiden ideolojinin keskin kılıcı indirilir ve bayrama katılması gerekenler stadyumlara doldurulurdu. Şimdi ideolojinin kılıcı kesmiyor. Bu işi canu gönülden isteyen de pek yok.
19 Mayıs’ın “millî bayram”, bilhassa “gençlik bayramı” olması için ikna edici dayanak da mevcut değil. Kutlanması gereken bir zaferin, büyük bir başarının yıldönümü değildir bugün.
Mustafa Kemal Paşa hiçbir emir ve buyruk tanımadan Samsun’a çıkmış olsaydı, 19 Mayıs’ı bayram ilan etmek kendi mantığı içinde doğru bulunabilirdi. Eğer Millî Mücadele’nin başlangıcı için Mustafa Kemal Paşa eksenli bir tarih belirlemek gerekiyorsa, bu 30 Nisan olabilir. Çünkü o gün Sultan Vahidetdin’in Mustafa Kemal Paşa’yı 9. Ordu kıtaatı müfettişliğine tayin ettiğine dair iradesi (buyruğu) çıkmıştır. 16 Mayıs’daki yolculuk bu irade üzerine mümkün olmuştur.
İşler Osmanlı Devleti’nin tabiî işleyişi içinde yürümüş Harbiye Nezareti, Sadrazamlık kararı ve nihayet Padişah iradesi ortaya çıkmıştır.
M. Kemal Paşa’dan önce 20. Kolordu komutanı olarak Ali Fuat Paşa (Cebesoy), daha sonra da 15. Kolordu komutanı Kâzım Karabekir Paşa Anadolu’ya gönderilmiştir. Bunlar dönemin genç ve istikbal vaad eden paşalarıdır. Kâzım Karabekir, Millî Mücadele’de Şark (Doğu) Cephesi kumandanı olarak büyük başarılar kazanmıştır. Ali Fuat Paşa, Garp (Batı) cephesinin kuruluşunda komutanlığını üstlenmiştir.
İzmir’in işgalinden bir gün önce, Mustafa Kemal Paşa Damat Ferit Paşa’nın evinde akşam yemeği yemiş, Ferit Paşa M. Kemal Paşa’ya “bir isteğiniz olursa, doğrudan bana bildirin. Hiç gecikmeden yerine getireceğimden emin olabilirsiniz” demiştir.
15 Mayıs’da İzmir Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bugün Mustafa Kemal Paşa’nın Padişah tarafından kabul edildiği gündür. Padişah, Paşa’yı Yıldız Sarayı’nın çok küçük bir odasında kabul etmiş, muhtemelen gözden uzak, gizli bir görüşme yapmak istemiştir. M. Kemal Paşa’nın anlatımıyla Padişah’la âdeta diz dizedirler.
Padişah Paşa’ya bir altın saat, altın bir kordon ve altın bir kalem hediye eder. Onu överek yüreklendirir ve “devleti düştüğü bu felaketten kurtarabilirsiniz” der. Padişah’ın, Paşa’ya bir nevi padişah vekili gibi hareket etmesini temin edecek bir ferman verdiği de iddia edilir. Böyle bir ferman verilmemişse bile, kendisine verilen yetkiler, son sadrazamlardan İzzet Paşa’nın ifadesiyle “şimdiye kadar hiçbir faniye nasib olmamış genişlikte”dir.
M. Kemal Paşa, 16 Mayıs cuma günü, cuma selâmlığından sonra Padişah’la son defa görüşür, Padişahın fahrî yaveri sıfatına da sahip olarak aynı gün yola çıkar. Kendisine ve kalabalık maiyetine bir vapur tahsis edilmiştir. Kalabalık maiyeti arasında 18 subay bulunmaktadır...
12 Eylül darbesinden sonra adı “Atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramı”na dönüştürülen gün, ancak 1938’de, Atatürk’ün ölümünden yaklaşık altı ay önce, resmî tatil ve bayram günleri arasına alınmıştır. O zamana kadar, mayıs ortalarında “jimnastik” veya “idman bayramı” yapılırdı. Bu bayram, 19 Mayıs’la birleştirilerek, Atatürk’ün ölümüne yakın “Atatürk kültü” oluşturulması yönünde bir adım atılmıştır.
Bu o sırada hasta olan Atatürk’ün iradesi ile olmamıştır. Paşa istese idi, 19 Mayıs’ı çok önceden bayram ilan ederdi! 19 Mayıs, Türkiye’nin sahte millî bayramlarından biridir!
Soru: İdeoloji bitti, bayram devam edebilir mi?
Bu soruya samimiyetle ve doğru cevap verilebildiği vakit, gerçek bir gençlik bayramı için zengin tarihimizden uygun bir gün bulunabilir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.