Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Bu afiş, CHP’deki değişimin sinyali mi?

Bu afiş, CHP’deki değişimin sinyali mi?

Galiba yanılmışım… Daha dün, “CHP değişmez” demiştim ya, galiba yanılmışım… CHP, değişiyor… Malûm, Başbakan Tayyip Erdoğan, bir konuşmasında, İsmet İnönü’yü kastederek, “Bunların kökü bereketsiz” demişti de, Deniz Baykal küplere binmişti... “Bizim” demişti; “Kökümüzde Mustafa Kemal Atatürk var, İsmet İnönü var… Sen Mustafa Kemal’e köksüz mü demek istiyorsun?.. Bizim kökümüz, bizim önderimiz, bizim liderimiz Mustafa Kemal’dir, ona lâf söyletmem!”
İster “özde” olsun, ister “sözde” olsun, kabul etmek gerekir ki; Deniz Baykal önderliğindeki CHP, gerçekten de, her zaman “önderimiz Mustafa Kemal” dedi… Birçokları “Atatürkçü” olduklarını söylese de, CHP, hep “Kemalist” kaldı!..
Öyle ya;
“Önder”leri “Mustafa Kemal”di!..
Afişlere de “Mustafa Kemal” yazarlardı!..
Ama, şimdi Kurultay Salonu’na giden Ankara Caddelerine asılan “afiş”lerden anlıyoruz ki, “uçkur”dan giden Baykal’ın ardından, yeni bir “diskur” geliştirilmiş!..
GİTTİ MUSTAFA, GELDİ KEMAL!
“Uçkur”dan sonraki “diskur”un adı,
“Önderimiz Kemal” olmuş iyi mi?..
Tabiî, bu, “Mustafa”sız bir Kemal!..
Yani, Kemal Kılıçdaroğlu!..
Sizin anlayacağınız;
“Mustafa Kemal” gitmiş, yerine “Gandi Kemal” gelmiş!..
Kim, ne derse desin;
Bu, “değişim”dir!..
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra, CHP’de “değişim” başlamış, ilk olarak da “Önder” değiştirilmiştir!..
Lütfen, “afiş”e dikkatle bakın!..
Aşağıdaki afişte de görüleceği üzre;
Bugüne kadar, “Kemal”i, asla ve kat’a “Mustafa”sız kullanmayan, sürekli “Mustafa Kemal” diyen CHP, ilk defa “Mustafa”yı dışlamış, silmiş, atmış ve yerine “Mustafa”sız bir “Kemal” koymuştur!..
CHP’nin bundan sonraki “Önder”i;
“Kemal”dir!..
Ama, “Mustafa Kemal” değil,
Sadece “Kemal!”
Yani, Kemal Kılıçdaroğlu!..
Nam-ı diğer, “Gandi Kemal!”
Şu hâle bakın;
Düne kadar “Türkiye’nin eksen kayması” yaşadığından dem vuran CHP, asıl “eksen kayması”nın kendilerinde olduğunun farkında bile değil!..
YENİ ÖNDER, ÖNDER SAV MI?
Lütfen “Afiş”e bir defa daha bakın!..
Ne yazıyor orada:
“Önder’imiz Kemal
Hedefimiz iktidar.”
Demek oluyor ki;
“İktidar” olmak için, “her yol mübah”tır!..
“Mustafa Kemal’in önderliği”nden de vazgeçilebilir, “veya” kavramından da!..
“Baykal’ı sattıklarını” zaten biliyoruz!..
Ama, bir “iktidar” uğruna, “Mustafa Kemal’den de vazgeçebileceklerini” rüyamda görsem inanmazdım!..
Bırakın “Mustafa Kemal”den vazgeçip, “Kemal”e yönelmelerini, bana öyle geliyor ki, CHP, “Önder”ini de değiştirdi.
Afişteki “yazılış”a bakın!..
“Önder’imiz Kemal” diyorlar!..
Buradaki “Önder” kelimesinden sonra “apostrof” konulması var ya, kelimeyi bir “sıfat” olmaktan çıkarıyor, “özel isim” haline getiriyor!..
Yoksa, “önderimiz” derlerdi!..
Peki, “önder” kelimesi “özel isim” olunca, sizin aklınıza “kimin ismi” geliyor?..
“Önder Sav”ın mı?..
Tam isabet!..
Evet, “değişen” CHP, “Önder” Sav’ıyla ve Kemal’iyle iktidara yürüyor!..
Artık “Atatürk” yok!..
“Mustafa Kemal” yok!..
Sadece “Önder” ve “Kemal” var!..
Yani; Önder Sav ve Kemal Kılıçdaroğlu!.. CHP, bu “ikili” ile iktidara yürüyecek!..
Eğer böyleyse;
Şimdiden sözümü geri alabilirim!..
Daha dün, “CHP değişmez!.. Değiştirilemez!.. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” demiştim ya, bu “afiş”ten sonra, sözümü geri alabilirim!..
Gördünüz işte, CHP değişiyor!..
“Atatürk”ten arınıyor!..
“Mustafa Kemal”den vazgeçiyor!..
Hattâ, “önder”ini bile değiştiriyor!..
Bundan böyle;
“Önder”leri Önder Sav’dır!..
“Kemal”leri de, Kılıçdaroğlu!..
“CHP’ye” ve “Türkiye’ye” hayırlı olsun!..
DÜŞMANDILAR… AFİŞTE BULUŞTULAR!
Bu afiş; “hayır, kasıt o değil” itirazları bile yapılsa, bir “niyet beyanı”dır!..
“Gandi Kemal” sempatizanları, “Mustafa Kemal”den vazgeçerek, “değişim”de ilk adımı atmışlardır!.. Bu afiş, “Dersim Katliamı”na bir “gönderme” veya “misilleme” olarak yorumlanabilir mi, onu pek bilemiyorum!..
“Önderimiz Mustafa Kemal” ifadesi kullanmak yerine “Önder’imiz Kemal” yazdıklarına göre, galiba “hesaplaşma” başlıyor!..
Yalnız; bu nasıl “uzlaşma”dır, “geçmiş”le nasıl “hesaplaşma”dır ki, “adaylığın açıklandığı” ana kadar, birbirlerine “düşman” olan, birbirlerinin kuyusunu kazan iki kişi; “aynı afişte” buluşmuşlardır!..
Daha, o ana kadar;
“Kemal’den genel başkan mı olur?.. Lütfen onu öne çıkarmayın” diyerek Baykal’dan ricada bulunan Önder Sav değil midir?..
Yine, Baykal’ı ziyaretinde;
“Önder Sav bu partide durduğu sürece partide değişim ve gençleşme olmaz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu değil midir?..
Peki “ne” oldu, “nasıl” oldu da bu “düşman kardeşler” birbirlerine “destek” oldular, “aynı afişte” buluştular?
Birisi “Önder”, öteki “Kemal” olup, aynı afişte buluştuklarına göre, demek oluyor ki; burada bir “mühendislik” var!..
Evet, “siyaset mühendisliği” var!..
OSMANLI, SATANI AFFETMEZDİ!
Yalnız, merak ediyorum:
Bu “işbirliği” uzun süreli mi olacaktır, yoksa “Kurultay’ı geçene kadar” mı?..
Asıl “satış” bundan sonra mı başlayacak?..
Malûm, Osmanlı, bir “kale”yi kuşattığında, kendisine “kalenin kapıları”nı açan “içeriden biri”ni; ya “infaz” eder, ya “sürgün”e gönderirmiş!..
Bunun gerekçesi de şuymuş:
“Kalesini, bugün bize satıp, kendi halkına ihanet eden bir adam, pekalâ yarın bizi de satabilir!”
Düşünüyorum da;
Hangi gerekçeyle olursa olsun, “53 yıllık yoldaşı Deniz Baykal’ı satan” ve Kemal Kılıçdaroğlu’na “genel başkanlık kapıları”nı açan bir Önder Sav, pekalâ Kemal Kılıçdaroğlu’nu da satabilir!..
Öyle ya;
“Yoldaş”ına ihanet eden bir adam, pekalâ “afişdaş”ına da ihanet edebilir!..
O halde, Kılıçdaroğlu’nun, ilk fırsat’ta “Önder Sav’dan kurtulmak isteyeceğini” söylemek için kâhin olmaya gerek yok!..
“Önder”ini satan, “Mustafa Kemal”ini satan bir adam, Sav’ı niye başından savmasın?..
Hem, ne diyordu Baykal’a;
“Önder Sav bu partide olduğu sürece, partide değişim ve gençleşme olmaz!”
O halde?!?
CHP TABANI FARKINA VARIRSA!
Hele şu “sıcak rüzgârlar” bir dursun, hele bir “soğuma” başlasın, ondan sonra seyreyleyin CHP’yi!..
Sadece “tepe”de değil,
“Taban”da da kaynama başlayacaktır!..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürtlüğü” ve “Aleviliği”nden dolayı “oy hesapları” yapan CHP, “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olursa” hiç şaşmayın!..
CHP tabanı, o “afiş”teki ifadelerin, “Kılıçdaroğlu’nun etnik ve mezhebî kimliği”nden dolayı yazıldığını, yani “Önder”in ve “Mustafa Kemal”in bu yüzden dışlandığını düşünmeye başlarsa, seyreyleyin gümbürtüyü!..
Siz “değişim”i, ondan sonra görün!..
==============
Hangi Kılıçdaroğlu rüzgârı?
Önce, şu “şişirilen balon”un havasını bir indirelim de, “kimin çapı” ne kadarmış bir görelim... Tamam, “İstanbul rüzgârı”nı arkasına alan Kemal Kılıçdaroğlu, dün “CHP’nin yeni genel başkanı” oldu...
Bunda, “medyanın pompalaması” elbette büyük rol oynadı... “Neredeyse” dediler, “Kadir Topbaş’la başa baş bir oy aldı... Az daha yüklenseydi, İstanbul’u alacaktı!”
İyi, hoş da bu nasıl “başa baş” mücadeledir ki; arada “1-2 puan” değil, “tam 7 puan” fark var!.. Bu da eder “500 bin oy!”
Tamam, kabul ediyorum, “Kılıçdaroğlu başarılı”dır!.. 28 Mart 2004’teki “yüzde 26” olan CHP oylarını “yüzde 33”e çıkarmıştır...
Peki, bu oyu “tek başına” mı almıştır?.. MHP’nin, “sırf AK Parti karşıtlığı”ndan dolayı CHP’ye giden “yüzde 2’lik oy”unu ne yapacağız?.. SHP’nin “yüzde 4’lük oy”unun nereye gittiğini sanıyorsunuz?.. Ne etti: “Yüzde 6” değil mi?..
Koyun yüzde 6’yı, yüzde 26’nın üzerine!.. Ne eder?.. “Yüzde 32 mi?”
Alın size Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısı!!!
CHP’ye katkısı, “sadece yüzde 1”den ibaret!..
Bu mu “başarı”dır, bu mu “başa baş mücadele”dir?..
Topbaş’ın kaybı, sadece yüzde 1... Yapmayın Allah aşkına!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi