Türkiye’de önemli gelişmeler olmaktadır. Bu istikrar ortamı devam ederse önümüzdeki yıllarda Türkiye dünyanın 10 büyük gücü arasında yer alacaktır. Temennimiz demokrasi alanında da ilk 10 arasında yer almaktır.
Türkiye oto üretiminde dünya ülkeleri içinde 16. sıradadır. Muhalefet aslında iktidar ile değil halk ile mücadele ediyor. Son 7.5 yılda Türkiye dünya literatürüne girdi. Geleceğin ekonomisinde Avrasya merkez olacak. Türkiye’nin Avrasya politikası Batı’dan kopmak değil geleceği görmesidir.
Turgut Özal’ın açtığı yol ile Türkiye nüfusunun yüzde 33’ü internet kullanıyor. İnternet kullananların yüzde 60’ı her gün internete bağlanıyor. Uluslararası bir bankanın yetkilisi olan Michael, Hong Kong’da ekonomik forumda dile getirdiği görüşü şöyledir: “Gelişmiş 7 ülke (G-7) 2010 yılına kadar dünya ekonomisini yönlendirdi. Onların devri tamamlandı. 2010 sonrası onların yerini E-7’ler alacaktır.” E-7 ülkeleri Çin, Türkiye, Rusya, Brezilya, Endonezya, Meksika ve Hindistan’dır.
Referandum 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacaktır. Oligarşik vesayet rejimi mensupları bu referandumun önüne set çekmek isteyeceklerdir. 60 yıllık Türk demokrasisi 14 Mayıs 1950’den bu yana bir yığın engellerle önü tıkandı. MÜSİAD ile TÜSİAD tarihlerinde ilk defa bir araya geldi. Ve iki başkan Türkiye’nin mevcut problemlerinin çözümü için ortak projelerde çalışma niyetlerini beyan etti. TBMM, tarihinde en zorlu işi başardı. Anayasa paketi son derece tarihî ve önemli bir hizmettir.
Türk halkı artık 1940’lı yılların duruşunda değildir. Vesayet rejimi mensupları Türk milletine gitmekten korkuyorlar...
Türkiye giderek gelişiyor. IMF ileride Türkiye’yi Avrupa’ya örnek gösterecektir. Ekonomide olduğu gibi demokraside de dünyaya örnek olmalıyız. Türkiye 10 yıllık ekonomik yol haritasını çizdi. Buna göre; “Türkiye yüzde 5 büyüyecek ve kamu açığı yüzde 1 olacak.”
Ekonomideki istikrarlı büyümenin karşılığı olarak IMF devre dışı bırakılmıştır. Alman Die Velt gazetesinin haberi ülkemizin dışarından nasıl görüldüğünün resmidir: “Türkiye yıllardır kendisine hazır değilsin diyen AB’nin bugünkü haline gülüyor... Türkiye’nin büyüme hızı AB’nin çok üstünde... Türkler ilk kez AB üyesi olmadıklarına seviniyor... Şimdi Balkanlar ve Rusya Türk mallarıyla dolu... 2050’ye kadar AB’nin zengin ülkelerini bile geçebilir...”