Bir okurumuz, İslamiyetle ilgili arayışlarını bizlerle paylaşmış ve " yaşadığınız şehrin kıymetini bilin çünkü burada istediğiniz taktirde İslami kaynaklara ulaşabiliyor ve dini bilgilerinizi geliştirebiliyorsunuz demiş. Okurumuzun isteği üzerine bu mektubu sizlerle paylaşmak istiyoruz:

Rusya da doğdum ve burada bir Rus kızı olarak büyüdüm. Büyükannemler arasıra kiliseye giderlerdi ama bu benim hiç ilgimi çekmezdi. Bir arayış içindeydim ama neyi niçin aradığımı bilmiyordum. Bu bilinmezlikten kaçmak için kendimi eğlenceye vermiştim. Üniversite yıllarımda mahalleye Kazak bir aile taşındı. İlk geldiklerinde onlarla ilgili önyargılarımız vardı ama tanıdıkça onları çok sevdik. Bu insanlar yalan konuşmazlardı, evde pişirdikleri yemeklerini bizlerle paylaşırlardı ve çok dürüsttüler. Mahallede yaşlı bir kadın vardı bu kadının bütün işlerini yaparlar ve ona sevgiyle muamele ederlerdi. Ailenin yaşam tarzı beni çok etkiliyordu ama onlara yaklaşamıyordum. Annemler sürekli olumsuz şeyler söylüyor ve onlardan bir zarar gelebileceğini düşünüyorlardı.

Annemlerin anlattığı olumsuzluklara rağmen aileyle tanıştım ve gizli gizli ziyaret etmeye başladım. Bu insanları çok sevdim ve onlara bu kadar iyi bir insan olabilmek için neler yapmak gerekir diye sordum. Bana İslamiyeti anlattılar. Hazreti peygamberin hayatından ve İslam'ın insanlara yardım etmeyi tavsiye ettiğinden bahsettiler.Onlarla aramızda bir dostluk gelişti bana İslamiyeti öğretmelerini istedim. Evin hanımı, fatihayı okudu ve tercüme etti. Ayetleri işittiğimde içimde garip duygular oluştu, gözyaşlarımı tutamadım ve Müslüman olmaya karar verdim. Evin hanımından neler yapmam gerektiğini öğrendim ve hamdolsun Müslüman oldum. Bu olaydan bir hafta sonra da ezberlediğim fatihayla namaza başladım. Namazda yaşadığım duyguları size hiç anlatamam. Beni gören ve kuşatan bir Yaratıcının huzurundaydım ve ona tapıyordum. Bütün dünya meşgalelerini arkama alıp yalnız ona kul olduğumu ikrar ediyordum.

Ailem Müslüman olduktan sonra benimle çok uğraştılar hatta doktora götürmeye karar verdiler. Ama bu yoldan asla geri dönmeyeceğimi anladılar ve peşimi bıraktılar. O zamanlar duam Müslüman bir ülkeye gitmek ve burada dinimi öğrenip iyi bir Müslüman olmaktı. Hamdolsun aynı yıl içinde Rusya'ya ticari amaç için gelen eşimle tanıştım ve evlenip İstanbul'a geldim. İlk geldiğimde şehrin güzelliği beni çok etkiledi. Dinimi öğrenebileceğim kitapların, hocaların olması da işimi kolaylaştırıyordu. Burada Türkçe öğrendim ve İslami ilimler aldım. Şimdi iki çocuğum var ve bu mektubu bana dinimi öğrenmem konusunda yardımcı olan görümcemin yardımıyla yazıyorum. Hayatımın bu kesitini sizlerle paymak istedim çünkü , yaşadığımız bu güzel hayatın, tabi olduğumuz bu güzel dinin farkında olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ama sadece farkına varmak yetmez, kendimizi geliştirmek, dinimizin güzelliklerini başkalarına da anlatmak ve çocuklarımızı da bu şekilde yetiştirmek gerekiyor. Çevreme baktığımda insanların bu konuda gevşek davrandıklarını görüyorum. Hanımlar, dini kitaplara psikoloji kitaplarına ayırdıkları kadar vakit ayırmıyorlar. Vakitlerini boşa harcıyorlar. Anneler en güzel eğitimi efendimizin hayatından öğrenebileceklerini bilmeliler ve çocuklarını da bu şekilde yetiştirmeliler.