Hatırlarsınız, yakın zamana kadar "memleket battı batıyor" propagandasını yapıyorlardı...
Ekonomi berbattı, kriz delmiş geçmişti, başbakan uyuyordu, halk aç ve sefildi.
Eh, bu durumda da "eşek değilse" oyunu muhalefete verecekti tabii.
Ya Hüsamettin Cindoruk'a, ya bunların arkadaşı Süheyl Batum'a, ya da, en kötü ihtimalle, gene "içi kan ağlaya ağlaya" Deniz Baykal'a.
Biz gülüyorduk ama onlar abus suratlarıyla ve çatık kaşlarıyla çok ciddi takılıyorlardı.
Sonra üfürükten bir "Kılıçdaroğlu fırtınası" yarattılar, berikileri unuttular.
Fakat mızrak çuvala sığmadı, zurna peşrev kabul etmedi, zırva da tevil götürmedi. Kılıçdaroğlu balonunun da fos çıkacağı anlaşıldı.
Şimdi hiç olmazsa "ekonominin iyiye gittiğini" itiraf etmek zorunda kalıyorlar.
Aynı sayfada bakın kaç tükürük ve yalama birden: "İşte çarkların döndüğünü gösteren dört flaş gelişme"... Vay vay vay...
Bu yılın ilk üç ayı için "çift haneli" büyüme rakamı bekleniyormuş... İkinci çeyrekte yaşanan gelişmeler de umutlandırmış... KOBİ'lerden gelen taleple ilk beş ayda bankaların dağıttığı kredi yüzde 12.4 artmış... İş makinelerinde satışlar yüzde 35 artarken, ağır kamyon pazarı da yüzde 21 büyümüş... Boeing firmasına tam 60 yeni uçak siparişi veren Türkiye "hatırı sayılır müşteri" olmuş...
Vallahi billahi Pegasus işletmesi bile çalışanlarına 4 milyon lira temettü dağıtmış...
Bunlar bir tek sayfada ha...
Geçiyoruz karşı sayfaya: "Yabancı bankalar kredi ve proje için kapımızı çalıyor."
Ekonomi sayfaları. "İki portakal sattı köşeyi döndü" türünden haberlere göre bir hayli ilerleme kaydetmişler.
Geçiyoruz aynı grubun bir başka yayın organının "siyasi analiz" faslına...
Bir bilim adamına sormuşlar, bu adam iktidar partisini yıllardır "yakın takibe" almış...
Diyor ki: "AKP'nin yüzde 40 dolayında kemikleşmiş bir oyu var. 'Solun' bütün oy toplamı da yüzde 30, ama CHP bunun hepsini tek başına alamaz!"
Yani itiraf ediyorlar:
Biz ne yapsak, ne edepsizlik etsek nafile, gene "ötekiler" kazanacaklar!
Sabah sabah şöyle bir göz attık, aklımızda kalanlar bunlar.
İşe bakın, bunlar da tam "Aydın Doğan grubunun hükümetle barışmaya karar verdiği" haberlerinin arkasından sökün ediyor.
Aydın Bey hükümetle gerçekten barışırsa, kaçta kaçı iş aramak zorunda kalacak, umarım onu da kara kara düşünürler...
Bir zamanlar bir genel yayın müdürü vardı, "ben öyle bir dönerim ki dönme hızıma kimse yetişemez" derdi. Şimdi dere kenarında bit kırıyor.
Bunlar daha akıllı oldukları için "yavaş yavaş, alıştıra alıştıra" dönecekler.
O arada okuyucu uyanıp hepten kaçmazsa tabii...
Yok oğlum yok, yavaş da dönseniz hızlı da dönseniz, hopursanız da bopursanız da sizin ağaya orman arazisi içine site yapmak amacıyla inşaat ruhsatı yok!
Üstelik ölçüyü öyle bir kaçırdınız ki satış rakamınız da "Kılıçdaroğlu üfürmesiyle" gösterilen tepkiyle dibe vurdu be kardeşlik, Allah yardımcınız olsun.