Demokrat Parti Kurultayı
Bugün Kurultay var... DP’nin Olağanüstü Kurultayı... Tüzük düzeltilecek, Genel İdare Kurulu ve Haysiyet Divanı yenilenecek... Daha çok, birleşmeden doğan yanlışlıkların düzeltilmesine yönelik bir Kurultay bu... Asıl Kurultay 13 Kasım da...
Demokrat Parti ayağa kalkmak, yerini bulmak, köklerinden güç alarak, yeni zamana göre yenilenerek, demokratik hayatımızdaki yerini almak çabasında... Olmalı...
Yapılabilir... Başarılırsa, yani, köklere ulaşabilirse, 1950’lerin Demokrat Partisi’nin, 1960’ların Adalet Partisi’nin, 1980’lerin Anavatan Partisi’nin, 1990’ların Doğru Yol Partisi’nin yakaladığı başarı çizgisine ulaşılması mümkün olabilir.
Bir köksüz dam otundan değil; kökleri derinde bir çınardan söz ediyoruz... Belki şaşırtıcı gelecek ama Atatürk’ün asıl devam ettiricisinin İsmet İnönü’nün CHP’si değil; Atatürk’ün son başbakanı Celal Bayar’ın DP’si olduğuna inananlardanım ben...
CHP ‘ilkeler ve devrimler’ diyerek Türk inkılâbını dondurmuş ve ebedi bekçiliğe soyunmuştur. DP ise ‘akıl ve bilim çizgisini’ izleyerek Atatürk yolunu sürdürmüştür. DP ‘Türk inkılâbının’ bahçıvanı olmuştur.
Menderes, Demirel, Özal bu çizgiyi alabildiğine halka mal etmiş ve olabildiğince çağdaşlığa yürütmüştür.
Atatürk’ü ise Türk tarihinin ve binlerce yıllık Türk devletinin bereketli zenginlikleriyle ‘akıl ve bilim’ çizgisinin oluşmasında aramak gerekir.
DP çizgisinde, bu anlamda ‘tarihimizin milli, manevi ve insani değerleriyle, cumhuriyetimizin kazanımlarının buluşturması ve çağdaş demokrasinin en ileri boyutlarına ulaşması’ hedeflenmiştir.
Bu hedefler iyi anlaşılmalı ve ‘asıl, kutsal olanın insan’ olduğu unutulmamalıdır. Cumhuriyetimiz kazanımlarını küçümseyen ve gözden çıkaran bir siyasi çizginin ülkeyi götüreceği yer ‘karmaşa’ olacaktır. Cumhuriyet’in, ancak en ileri demokrasiyi hedeflemekle, asıl ruhuna kavuşacağını bilmeyen ‘bekçilerin’ Türkiyesi ise donuk ve gelişmelere kapalı bir ülke durumunda kalacaktır.
Doğrusu demokrasiyi en uygun dengede yaşatmak ve geliştirerek olmalıdır.
Bütün bunların yanında ‘zamanın ruhunu’ iyi anlamak ve DP’yi de geçmişinde dondurmak yanlışına düşmemek gerekir.
Yapılacak iş DP’nin geçmişini günün gerçeklerine söyletmek ve geleceğin bekleyişlerine ulaştırmaktır.
“Dün dünün konularıyla gitti canım... Gelen yeni bir gün ve yeni şeyler söylemek lazım” sözü Mevlana’nındır ve ne kadar anlamlıdır...
Siyasetin önemli bir gerçekliğini de gözden uzak tutmamak gerekiyor... Seçmen, geçmişinde yapılanlar için değil, gelecek de yapılacaklara göre oy verir. Geçmiş, eğer geleceğe güvence verirse, seçmen nezdinde önem kazanır.
Öyleyse DP bu olağanüstü kurultayında ve 13 Kasım’da yapılacak olağan kurultayda, günün düğümlerine, sıkıntılarına, çözümlerini ve gelecekle ilgili hedeflerini açıklığa kavuşturmalı ve kitlelere ulaştırmalıdır.
Nasıl mı?
Çok basit...
Geçmişini güne ve geleceğe yansıtarak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.