Yaz Kurslarında 12 yaş altı çocukları
Olaylar arttıkça güvenlik tedbirleri de artırılıyor.
Bu amaçla emniyet teşkilatına yeni kadrolar tahsis ediliyor.
Peki, artan olayları polis gücüyle önlemek yeterli mi?
Ya da tek çözüm bu mu?
Bu olayları başlamadan önlemenin yolları yok mu?
Bataklık misali kurutulmadıkça, sineklerle mücadele bitmez ki!..
Belki bataklığı tamamen yok etmek mümkün olmasa da, azaltmak pekâlâ mümkün.
Ama bu konuda ilgili makamlardan etkili bir çalışma göremiyoruz maalesef.
***
Bu Cuma hutbesinde hatibi dinliyorum.
Önümüzdeki haftadan itibaren "yaz kursları" nın başlayacağını duyuruyor.
"Çocuklarınızı Kur'an kurslarına ve camilere gönderin" diyor.
Ama şu hatırlatmayı da ihmal etmiyor:
"Bu kurslara lütfen ilköğretim 5.sınıfı bitren çocuklarınızı gönderin"
Yani, "bu kurslarda ancak 12.yaşından büyük çocuklara din eğitimi verebileceğiz" diyor.
Böylece, 28 Şubat kararlarıyla uygulanan "12 yaş altı çocuklara Kur'an Öğretimi ve Din Eğitimi yasağı"nın halen devam ettiğini yeniden hatırlamış oluyoruz.
Peki neden?
Çocuk gelişimi için eğitim yaşının yakın geçmişte yediden altıya, şimdi de beşe indirildiği çağımızda 12 yaşa kadar geçen yedi senelik süre, koskoca bir kayıp değil mi?
O yaşlarda her türlü eğitimi almaya ve verilen her şeyi öğrenmeye yetenekli bu çocuklara, Kur'an okumayı öğretmek, gerekli din ve ahlak eğitimini vermek neden yasak olsun!?
"Bunlar daha çok küçük" bahanesiyle din eğitim ve öğretimini bu çocuklara "gereksiz" görenler var!
Peki, aynı çocuklar için din dışındaki diğer eğitim ve öğretimler neden sakıncalı değil?!..
***
Çocuğa öğretilecek dini ve ahlaki bilgiler 5-12 yaş arasında o kadar çok önemlidir ki, bunlar onların zihninde ve kalbinde ömür boyu iz bırakacak hayat ilkeleri oluşturacaktır.
Bu ilkelerde saygı vardır, sevgi vardır.
Çevreyi koruma, doğayı sevme vardır.
Kendisiyle barışık, dolayısıyla dünya ile barışık olma vardır.
Kimseyi incitmeme, varlıklara zarar vermeme vardır.
Merhamet vardır, şefkat vardır.
Yardımlaşma ve dayanışma vardır.
İyi, doğru ve güzel olan ne varsa hepsi çocuklara yansıtılır.
Din budur.
Bunları öğretmenin çocuğa ne sakıncası, ne zararı olabilir?!
Tam tersine, tertemiz fıtratına uygun bu bilgilerle çocuk, kişilik kazanacak ve güzel ahlakın temellerini bu yaşlarda atmış olacaktır.
Gelişmiş dünya ülkelerinde bu yaşlardaki çocuklara güçlü dini telkinler ve ahlaki eğitimlerle bu sağlam temel atılıyor.
Bu yüzden o ülkelerde kreş ve anaokulu dahil ilköğretim birinci sınıfından itibaren dindersleri resmi müfredat içinde yer alıyor.
Ya Türkiye'de?
İlköğretim dördüncü sınıfa kadar dindersleri yok, din eğitimi de yok!
***
12 yaşına kadar Din'le, Allah'la, Peygamber'le tanışmayan, dini telkin almayan, ahlak eğitimi görmeyen bir çocuğun sokakta gördükleri ve duyduklarıyla ruh dünyasını doldurması, kişiliğini oluşturmaya çalışması, bir toplum için ne kadar endişe verici, ne kadar tehlikeli bir durumdur, tahmin edebiliyor musunuz?
Allah'tan korkmayan, Kuldan utanmayan, Kanundan yılmayan bir insanla nasıl baş edebilirsiniz ki!?
Bu durum böyle devam ettiği sürece, istediğiniz kadar güvenlik tedbirlerini artırın, bir işe yaramaz!
Polisiye tedbirler, bu işin çözümü için yeterli değildir.
Öyle insan yetiştirilmeli ki, polis kendisi olsun!
Sineklerle mücadeleyi artırmak yerine, bataklığı kurutmaya ağırlık vermeliyiz.
Bu iş biraz uzun vadeli ama gelecek nesli kurtaracak en hayırlı hizmet olacaktır.
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.