Bugün ele alacağım, gündemimize sıradan haberler gibi giren iki konu, son on yılda çok tartışılan ama gerçekte hiç bilinmeyen bazı gelişmelerle ilgili nasıl da ipuçları koyuyor önümüze.

Uzunca bir süredir ısrarla takip ettiğim, "Büyük Ortadoğu Suikastleri" başlığı altında her yeni gelişmeyi günü gününe aktarmaya çalıştığım, terör ve terörle mücadele gibi hassas konularla birebir bağlantılı, merkezinde bulunduğumuz coğrafyanın geleceğini belirlemeye dönük güç mücadelesinin parçası olan suikastler aydınlandığı oranda örtülü olan her şey önümüze seriliyor. Bu yüzden suikastlerin izini sürmenin çok önemli olduğuna inandım hep.

İki konudan biri Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'a yönelik suikast tartışmaları diğeri ABD Başkanı Barack Obama'ya yönelik ağır suçlamalar yönelten Afganistan'daki NATO ve ABD güçlerinin komutanı General Stanley McChyristal ile bağlantılı. Biri suikast hazırlığının mağduru diğeri küresel ölçekte suikast operasyonları yöneticisi!

İsrail istihbaratına adına dezenformasyon yaymakla bilinen bir internet sitesi, Hizbullah lideri Nasrallah'ın geçtiğimiz hafta Türkiye'ye geleceğini, güvenlik için askeri uçak istediğini, Türkiye'nin uçak göndermeyi reddettiğini bu yüzden Beyrut-Ankara arasında on saat karayoluyla gelme imkanı bulamadığını, suikastten endişe ettiğini, Ankara'nın da ziyarete sıcak bakmadığını, bir MİT ekibinin ziyareti organize etmek için bölgede olduğunu, Suriye ve İran'ın da güvenlik garantisi verdiğini ancak onların da uçak tahsis etmediğini ve ziyaretten vazgeçildiğini iddia etti.

Hemen hatırlatayım: Mayıs 2009'da Şark-ul Evsat'a açıklama yapan Hizbullah yöneticilerinden Seyyid Navaf el Musavi; İsrail'in Nasrallah'a suikaste hazırlandığını, bunun bütün bölgeyi ateşe atacağını, üstelik bu planın bazı bölge ülkeleri tarafından desteklendiğini söyledi.

Şeyh Ahmet Yasin suikastinin bile bazı bölge ülkeleri tarafından desteklendiği düşünülürse, Nasrallah'a yönelik suikaste destek verecek ülkelerin kim olduğunu tahmin etmek zor değil. Bu ülkeler arasında Türkiye elbette yok. Bu şu an için böyle.

2006'da İsrail Lübnan'ın güneyini bombalarken o şiddetli çatışmalar sırasında güvenliği en üst düzeyde gizli tutulan Nasrallah'a saldırı için Türkiye'de birilerinin İsrail'le çalıştığına dair ciddi iddialar ortaya atılmıştı. Hatta bölgeden bazı çevreler bunu yüksek sesle ile getirdiler. O dönemde Türk özel birliklerinin Lübnan ve İsrail'e gittiği ve Nasrallah'ın yerinin Türk istihbaratı tarafından İsrail'e bildirildiği öne sürülmüştü. Artık Türkiye ile İsrail arasında böyle bir ilişki çok zor görünüyor. Türkiye'nin bölge perspektifi de buna izin vermeyecektir.

Nasrallah'a yönelik suikast şüphesiz bölgeyi yangın yerine çevirecektir. 14 Şubat 2005'te Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesinin bölgesel denklemleri darmadağın ettiği gibi. Benazir Butto'nun öldürülmesinin Pakistan'ı iç savaşa sürükleme senaryolarıyla bağlantılı olduğu gibi. Suikastler üzerinden işgallerin, iç savaşların tezgahlandığı bir coğrafyada, terör üzerinden ülkelerin diz çöktürüldüğü bir coğrafyada, nedense bu suikastlerin hiç biri aydınlatılamıyor. Neden?

Çünkü bu infazlar yeryüzüne düzen vermek, demokrasiyi tesis etmek isteyenler, küresel ölçekte terörle savaş yürütenler tarafından düzenleniyor da ondan! Şimdi Obama'ya kafa tutan o General'e gelelim:

The New Yorker dergisinin ünlü ismi Saymour Hersh, "Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto'nun ve Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'nin dönemin ABD Başkan Yardımcısı, Dick Cheney'in emriyle öldürüldüğünü" açıkladı geçtiğimiz yıl. "Lübnan Başbakanı Refik Hariri gibi Butto'nun öldürülmesi emrini de Cheney verdi. Suikast CIA içinde kurulan 'Özel Operasyon birimi' tarafından gerçekleştirildi. Bu birimin amacı ABD karşıtlarının elimine edilmesi" dedi. Hariri ve Butto suikastlerinden hemen sonra bu köşede aynı tezleri defalarca gündeme getirdik. İsrail'in PKK-PJAK bağlantılarını da aynı dosyanın içinde tartışabiliriz.

Cheney'nin suikast timi İsrail ile birlikte çalışıyordu. Kudüs'te de benzer bir tim vardı. ABD ile İsrail'in yürüttüğü gizli operasyonlarda koordinasyonu Bush'un Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Eliot Abrams sağlıyordu. Abrams'ın bir işaretiyle İsrailliler harekete geçiyordu. 2002'de Lübnanlı Hristiyan lider Elie Hobeika'yı öldüren suikast timi Hariri'yi de öldürdü. Hobeika, Lahey'e gidecek ve dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Sabra ve Şatilla katliamlarından sorumlu olduğunu, insanlığa karşı suç işlediğini söyleyerek ifade verecekti.

"Bu suikast timleri, Büyükelçi'yle ya da CIA istasyon şefiyle konuşmadan ülkelere gidiyorlardı. Listede isimleri bulunan insanları buluyor, infaz ediyor ve ayrılıyorlardı. Kongre'nin bunun üzerinde bir denetimi yok. Bu bir yönetim suikast timidir..." diyor Hersh...

Şimdi gelelim esas konuya.

Cheney'nin suikast tiklerinin başındaki isim kimdi dersiniz? General Stanley McChrystal!.. Afganistan'daki NATO ve ABD güçlerinin komutanı. Obama'ya kafa tutan o adam..

Onun yönettiği "Orta Özel Operasyonlar Birliği"nin bir bölümü şu an Pakistan'da. Bir bölümü İsrail'de. Diğer bölümleri hangi ülke ya da ülkelerde acaba?

Türkiye'de de var mı dersiniz?