İsrail bir bedel ödeyecek, ödemeli!
Ne oldu?
ABD kızdı, İsrail kızdı diye kıyameti koparanlara, Türkiye'yi dünyadan uzaklaştırdılar diye tehdit üstüne tehdit savuranlara ne oldu?
"İsrail'den Türkiye'ye tokat gibi misilleme" başlıkları atanlara, Washington'dan, Tel Aviv'den Anadolu'ya bakıp, küçümseyici tavırlarla bu milleti acımasızca yargılayanlara ne oldu?
Bize ne İran'dan, Suriye'den, Araplardan, Balkanlar'dan, Ortadoğu'dan diyenlere, "Türkiye boyundan büyük işlere kalkıyor" diyerek korku senaryoları yazanlara, iç politik kavgaya gömülüp dar iktidar hırslarını her şeyin üstünde tutanlara, dünyanın bu kavgadan ibaret olduğunu sananlara, televizyon ekranlarında ahkam kesen bakımlı adamlara, Türkiye'ye yön vermeye kalkışan ancak kendi yönünü görmekten aciz olanlara, birilerinin sözcüsü gibi asıp kesenlere, kamuya ait televizyonlarda kendilerine bahşedilen programlarda şaklabanlık yapanlara ne oldu?
"ABD çok kızdı, bu hükümetin sonu geldi" diye sevinç çığlıklarını gizlemeyenler, "İsrail'le bozuşan iktidarın sonu hep kötü oldu" diyenler, bunu yaparken aslında bu ülkeye nasıl zarar verdiklerini hiç de umursamayanlar, "İsrailli turist gelmeyecek artık" diye ağlayıp sızlayanlar, "Bizi cezalandıracaklar" diyerek panikleyenler, bu panik üzerinden birilerini cezalandırmaya girişenler, bölgede aslında ne yapılmak istendiğine kadar zerre kadar bilgi ve kanaati bulunmayanlar şimdi çok üzgün olmalı.
ABD Türkiye'ye kızıp hükümeti düşürmedi, cezalandırmadı. İsrail, içeride asker-sivil kavgası çıkaramadı, Tayyip Erdoğan'ı bitiremedi. Tam tersi oldu:
ABD yönetimi İsrail'i sıkıştırıyor, Gazze ambargosu mutlaka kaldırılsın diye. İsrail'de koalisyon hükümeti sarsılıyor. Gazzelileri atom bombasıyla yok edelim diyen Dışişleri Bakanı istenmeyen adam oldu. Belki yakın zamanda ciddi siyasi kriz çıkacak, koalisyon dağılacak. Ne olursa olsun, İsrail bir bedel ödeyecek, ödemeli.
İç politik kavgaları için İsrail aşırı sağından, ABD'deki neocon cemaatten destek arayanlar, onlarla birlikte çalışanlar, onların yayın organlarında bu ülkeye karşı ağır yazılar yazdıranlar hayal kırıklığına uğramış olmalı. En büyük desteklerin kaybediyorlar, kaybedecekler de.
Bu küresel kriz döneminde bütün bölgede ekonomik cazibe alanı oluşturmak, bölgesel çatışma alanlarını daraltmak, güvenlik sorunlarına beraber çözüm üretmek onlar için hiç önemli değil. Bu ülke vatandaşlarının kafalarına kurşun sıkılmasından rahatsızlık bile duymayıp "Neden oraya gittiler" diyebilenlerin bu ülkenin geleceğine verebilecekleri hiçbir şey yok.
Gazze açıklarında, Lübnan açıklarında, Kıbrıs açıklarında doğalgaz varmış, bu kavga sebebiymiş, anlamaları mümkün değil. Kıbrıs tartışmalarında bile, "Stratejik önem de ne, artık soğuk savaşta değiliz" diyenler, aynı dönemde birileri stratejik hesaplar yaparken de işin mahiyetini anlamıyordu. Hadi gelin şimdi; "İsrail, Lübnan, Filistin ve Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki Akdeniz'de doğalgaz kavgasında Kıbrıs meselesi ne yana düşer" konuşalım...
Türkiye'nin 21. yüzyıl hesaplarını, bölgesel hesaplarını, içerideki uzlaşma arayışlarını, büyüme girişimlerini algılayamayanlardan, bu ülkenin önünü açmasını beklemek saflık olur. Bu ülke artık bu tür engellerle oyalanmayacaktır.
Türkiye'yi karşısına alan İsrail, Türkiye'ye açıkça saldıran İsrail bunun bedelini ödemeli, bu bedel ödetilmeli. Ortadoğu'da, İran meselesinde, ekonomik konularda, Kafkaslar'a yönelik Tel Aviv planlarında ödetilmeli bu. Özür dileyecek, tazminat ödeyecek, ambargoyu kaldıracak, ırkçı politikalarını yumuşatacak. Bugünkü koalisyonun bunu yapması mümkün değil. Bu koalisyon İsrail'i bütün bölgede yalnızlaştırdı, en büyük müttefikinden kopardı, ABD ile ilişkilerini gerdi.
Öyleyse ilk bedeli bu koalisyon ödemeli.
Hesaplarını yanlış yapanlar, eski ezberleri tekrarlayanlar, küresel güç kaymalarını ve bunun Türkiye'ye etkisini kavrayamayanlar da kaybetmeye devam edecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.