Kılıçdaroğlu Gediktepe'de ne arıyor?
Doğru yer, doğru zaman... İstediğimiz sonucu almak için, her ne yapacaksak, bu ikisini denk getirmek zorundayız.
Sadece biri bile yanlışsa, maksat nanay demektir, hedef şinanay.
Yolcusun, otobüs bekliyorsun varsayalım.
Ancak, yanlış duraktasın.
Altı ay beklesen, nafile.
İstediğin yere götürecek otobüs gelmez.
Durak doğru, fakat zaman yanlışsa, yine aynı...
***
Gâvurun 'tayming' dediği nane, işte budur.
Zamanlama.
Elde silah, bir tümseği siper etmiş, beklemedesin.
Düşman gelmeden ateş edersen, etraftaki kargalar bile gülerek kaçar.
Diyelim düşmanı menzil içinde gördün.
Hedefi tutturamaz, yüz metre uzağına ateş edersen, yine vuramazsın.
***
Bugün bir köşe yazarı, Sakarya Meydan Muharebesi üzerine "taktik veren" bir yazı yazsa...
Ya da Çanakkale Savaşı'yla ilgili akıllar vermeye kalksa.
"Şöyle yapılmalı, böyle davranılmalı..."
Kaçık deyip beyaz gömlek giydirirler, ellerini arkadan bağlarlar.
***
Zamanlama konusu, günlük hayattan daha fazla siyaset âleminde önemlidir.
Seçim için erken propaganda, enerji kaybına yol açar.
Geç kalınırsa da etkisi azalır.
Zemini ve zamanı iyi ayarlayıp, propaganda takvimini bir program dâhilinde yürütmek için, siyasi partiler ciddi boyutta kafa patlatır, hazırlıklar yaparlar.
Seçim tarihinin açıklanmasından, çalışmaların başlaması ve bitirilmesine kadar her şey adım adım yürütülür.
Her bir hata, yüzde şu kadar oy kaybı demektir.
***
"Tarihte bütün olaylar iki kez tekrarlanır; birinci kez trajedi, ikinci kez komedi olarak."
Kemal Tahir'in sıkça tekrarladığı bu sözü, Salih Tuna önceki gün köşesinde, Marks ve Hegel'e selâm sarkıtarak hatırlatmıştı.
Mevzu, malûm, Gediktepe ziyareti ve orada çömelip çömelmeme...
Bugün Kılıçdaroğlu oraya gidecek ve daha önce ilan ettiği üzere ayakta duracak.
Biz de helal olsun diyeceğiz; adam dediğin böyle yapar.
Mevzide çömelmek Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve orada nöbet tutan askerler gibilerinin yapacağı bir şey... Korkusuz adam, siperde bile olsa, ağaç gibi dimdik durur! Bravo!
***
İyi ama Genelkurmay Başkanı orada geçerli olan kuralın çömelmek olduğunu da hatırlatıyor.
Nasıl bir sahne yaşanacak bugün Gediktepe siperlerinde?
Askerler, subaylar, Başbuğ hepsi çömelmiş vaziyetteyken, bir tek Kemal Kılıçdaroğlu mu ayakta duracak?
Ceketinin eteğinden, pantalonunun kenarından tutup çekiştirme söz konusu olabilir mi?
Kemal Bey ona rağmen "Bırakınnn" diye haykıracak ve dikilmeye devam edecek mi?
***
Bir şey daha var... Başbakan'ın ziyaretinden günler sonra anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu'nun karakola gitmesi, diğer muhalefet liderlerinin de ziyaretini gerektirecek mi?
En azından özendirici olabilir mi?
MHP ve BDP'yi ilgilendirmiyor olamaz bu konu; çok yakından ilgilendiklerini görüyoruz.
Yoksa böyle bir ziyaret, "farzı kifaye" mi sayılmalı?
O halde Kemal Bey ne arıyor orada?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.