Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Deli Dumrul kendi ilmiyle amel eder

Deli Dumrul kendi ilmiyle amel eder

Burun kıvırmanızı ayıplıyorum.. Deli Dumrul tarihi katmanları delerek ta günümüze kadar gelmiş bir kahramandır.. Adı ha Dumrul olmuş, ha Seyyit Horasani dede..
Yüzüyle ve astarıyla güzeldir kahramanlar..
Ne yazık ki biz milli kahramanlarımızı lâyıkı vechile tanımıyoruz, tanıtmıyoruz..
Ah ah!..
Kemalizm iktidar olacaktı da, görecektiniz harikaları..
Memleketin yarısı DEDE, diğer bir yarısı BABA olacaktı..
Kendi ilmiyle amel eden elbette sırf Deli Dumrul ağabeyimiz değil..
Horasan’dan sefere çıkıp belirli noktalarda aram eyleyen, temsili bir güzergahla Avrupa-Arabistan taraflarına uzanan, ayrıca Hindistan cangıllarında saraylar inşa eden Dede-baba’lar nerelere gittiler?.
Giden yok, gelen çok..
Modern Deli Dumrullar yok mu?
Olmaz olur mu hiç? Her taraf modern üstü süper Deli Dumrul kaynıyor.
Kıymetlerini biliyor muyuz?
Bilen biliyor.. Bilmeyen cahilliğinden bilmiyor..
Deli Dumrul olup da AYDIN olmayan var mı yeryüzünde?
Zaten Aydın’lık özel bir unvandır.. Kibar bir ortaklık adıdır..
Amma neylersin ki?
Sıcaklar öyle bir bastırdı ki, insan ne söylediğini bilmiyor..
Deli Dumrul ağabeyimizin el verdiği Hayrani, Seyrani, Devrani, Meydani büyüklerimiz mutlaka boş durmazlar..
Bu sıcakta yelpaze sallamazlar, serinlemenin yolu siyasi babaların duasından geçermiş..
Hani nerede onlar?
Gaipten haber verenler, menkıbelerle dünyayı evirip/çevirenler hiç gelmezler mi bu taraflara?
Yakıcı sıcaklarda ancak bu kadar yazabiliyorum..
Bir dede nefesi uğrasa semtimize cacıklar gül açardı..
Maalesef fukaralığımız arttıkça artıyor..
Dik durmak, dipten höykürmek, denizi iki avuç arasına alıp keramet getirmek Deli Dumrul’un müsvettelerine nasip olacak sanıyorum..
Penceremin önündeki sedir ağacında dans eden saksağanlara bakıp, Yusufçuk kuşlarının rindane ötüşleriyle sabah sefası sürmek bize de nasip oluyor, amma aklım/fikrim öte taraflarda..
Anlaşılan Temmuz ayı hem yağmurlu, hem sıcak geçecek..
Tabii ki bize ne, size ne..
Bu ülkenin Dumrulzadeleri düşünürler her hadiseyi..
Bu sıralar AYM (Anayasa Mahkemesi) gündemden düşmüyor..
Raportör, “Gerçekleşmemiş konuda AYM karar vermemeli” diyor..
Desin!..
Siz ona bakmayın.. CHP sözcüsü ne diyorsa o olacaktır..
Dediği şu:
“Raportörler hep aykırı görüş hazırlarlar, fakat AYM CHP’nin talebi doğrultusunda karar verir..”
Yalan mı yani?
Bütün gözler Deniz Baykal’ı arıyor.. Amma nafile.. Öyle bir gitti ki gerek CHP olsun, gerek DSP elan sebebini açıkça söylemekten çekindikleri gibi, hiçbir zaman da gerçeğe dokunmayacaklar..
Olan “laikliğimize” oldu..
Baykalca bir üslupla kuşatılmaya, devre dışı kalmaya, Cumhuriyet’in suyunu ısıtmaya dair iddialar gündemden düştüler..
Niye? Çünkü Baykal kendisi devre dışı kaldı..
Kemal bey, TSK nezaretinde karakolları teftiş ediyor.. Ayakta durarak, Recep Bey’e vurarak..
Ya... Siz generalleri, albayları Silivri kodesine tıkarsanız işte böyle bir rövanş çıkar karşınıza..
Kemal Bey’in karakol, garnizon teftişleri tıkır tıkır işliyormuş.. AD medyası böyle yazıyor.. İnanmayanı güneş çarpsın..
Deli Dumrul ne demiş, neler yapmıştı?
Biz ne bilelim, gaipten haber uçuran Horasan dedesi miyiz?
Allı turnam eyle bize yardımı
Deli Dumrul Tunceli’ye vardı mı?
====================
Aşiretin ön kolu Horasan’dan gelmişmiş
Medyadaki tescili Çölaşan’dan gelmişmiş
Tarihi karıştırıp bakınca görmüşler ki
Kemal beyin kuryesi ta Rahşandan gelmişmiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi