Devletimizin belli kurumlarında, kendi ideolojilerini yasama ve yürütme yerine koyarak, devlet ile millet arasında uçurum oluşturanlara karşı, önemli bir fırsat çıktı.
Bu fırsatı çok iyi değerlendirip; referandumda “Evet” demek, millet olarak varlığımızı, halk olarak gücümüzü gösterme bakımından çok çok çok önemlidir.
Devletimizin belli noktalarında; “imtiyazları için, nefisleri için, elbet bir gün sonu gelecek olan makam ve mevkileri için” mücadele edip, milletin ve devletin geleceğini göz göre göre tehlikeye atanlara karşı, referandumda “Evet” demek, boynumuzun borcudur.
Devletimizin bütün kademelerinde ve bütün kurumlarında, halk olarak gücümüzü görmek için, “Evet” demek mecburiyetimiz vardır. Kaçan hiçbir fırsat geri gelmez. Bugüne kadar cuntacı zihniyetlere “Dur” demememiz, kaçan fırsatların faturasıdır ve ağır olmuştur.
Bu sebeple; millet olarak varlığımızı devletimizin her kademesinde göstermeliyiz. Kıtlık ve yoksullukla halkın kurduğu bu devleti, babalarının çiftliği ve geçim kapısı görenler, milleti horlayanlar ve öteleyenler, bu referandumda cevaplarını almalılar.
Nihayet seksen yıldır, “emekleye emekleye” geldiğimiz şu noktada, devlet ve millet bütünleşmesinin kapısına dayandığımız şu sırada, referandum meselesi ve “Evet” dememiz, aşımızdan, ekmeğimizden, suyumuzdan ve işimizden daha önemlidir.
Devletimizin bütün kademelerinde, milletin sesinin ve soluğunun yeniden ve ebeden inşa edilebilmesi için bu ve bundan sonraki referandumlar; halk iradesini, millet iradesini, devleti ve hukuku tekellerine alanlara karşı “Dur” ve “Yeter” demesi olacaktır.
Halkın vergileriyle devletten maaş alan biri ya da birileri, millete karşı komplo kurar mı, cuntacılık yapar mı, darbe planlar ve uygulamaya koyar mı? Demokrasinin ve demokratikleşmenin yaşandığı hangi ülkede bunlar yaşanabilir? “Hiçbirinde.”
Eğer artık Türkiye’de de yaşanmasını istemiyorsak, referandum meselesini Ramazan bayramı ile ikinci bir bayram daha kabul ederek, gerekli cevabı sandıkta vermek, “insani ve imani” bir borçtur. Ülkemizin geleceği için bu şeref borcunu ödemek mecburiyetindeyiz.
Mevcut iktidara haksızlık etmemek kaydıyla, bugüne kadar seçimlerde halktan yetki alıp, halkın iradesine boyun eğecekken, millet iradesini hiçe sayanlara hizmet eden hükümetlerin beceriksizliği ve korkaklığı, başımıza neler getirdi hep birlikte gördük.
Bugün referanduma “Ret” diyen CHP, MHP ve diğer siyasi çevreler ve onlarla aynı pistte buluşup “rant dansı” yapanların, bu millete ve devlete dair iyi bir gelecek senaryoları olamaz. Eğer öyle olsaydı, millet iradesine böyle direnirler miydi?
Bu tarihi fırsatı, değil bir madde için, bir maddenin bir fıkrası, hatta bir fıkranın bir kelimesi için bile değerlendirmeliyiz. Bu referandumda hiçbir şey değişecek olmasa dahi, milletin varlığını göstermesi bakımından, sandıkların başına gidip, oyumuzu kullanmalıyız.
Ülkenin gündemini en çok kimler işgal ediyor? Darbeciler, cuntacılar, komplocular ve diğer yandaşları. Artık bu tür arızaların giderilmesi için referandumda “Evet” diyerek bu ülkede esas gücün halkta olduğunu gösterme ve ülkemizi bir daha sahiplenme vaktidir.
Referandumda “Evet” demek, devletin her kademesinde halk olarak kendi gücümüzü görmek ve yetkimizin kullanılması demektir. Yurttaş olmanın, yurttaş olarak söz sahibi olmanın ne anlama geldiğini yarım yamalak da olsa bu referandum ortaya koyacaktır.
Bir başlangıç olarak bu referandum; “vesayetten”, “baskıdan”, “tehditten”, “şiddetten”, “adaletsizlikten”, “hukuksuzluktan”, “ben yaptım oldu”, “ben bilirim”, “halk bilmez”, “halk anlamaz”, “millet kendi işine baksın” ve bunun gibi milleti “çobansız koyun sürü” zanneden zihniyet sahiplerinden “kurtuluş” günüdür.
Hepimizin gördüğü ve şahit olduğu gibi; halk iradesinin yansıtılacağı referandumu istemeyen ve “Ret” diyenlere baktığımızda, neden “Evet” dememiz gerektiği çok açıktır.