TRT'nin Kandil Yayınları
Kandil'den kastımız "mübarek gece"lerdir.
Aslına bakarsanız, İslam kaynakları'nda "kandil" ibaresi yoktur.
Bu, sadece bizim topluma ait bir tanımlama.
Mesela, Arap dünyasında hiç kullanılmaz "kandil" tabiri.
Ayet ve hadislerde de göremezsiniz.
Sadece "mübarek" ve "leyle" lâfızlarıyla anlatılır bazı geceler.
Kadir gibi, İsra gibi Şaban'ın yarısı (Berat) gibi...
Peki, bu "kandil gecesi" tabiri nereden çıktı?
Muhtemelen, bu gecelerde mabetlerimiz kandillerle aydınlatıldığı içindir.
Kur'an'daki "sirac" ve "münir" kelimelerinden de mülhem olabilir.
Bunun tartışmasını işin ehline bırakarak biz konumuza dönelim.
Yani, TRT'den naklen yayınlanan kandil programlarına.
***
Yaşı müsait olanlar bilirler.
Eskiden TRT'de hiçbir dini program canlı yayınlanmazdı.
Önceden çekim yapılır, denetimden geçer, sonra yayınlanırdı.
Bu şekilde ben de TRT'de bir-kaç dini programa katıldığımı hatırlıyorum.
Ramazan sohbeti için hazırladığımız metinleri, makaralı o büyük teyplere okurduk.
Şimdiki gibi, canlı yayında irticalen dini program yapmak mümkün mü?
Kimin haddine?!..
Asla müsaade edilmezdi.
Ne olur ne olmazdı!'
Konuşmacı, rejim için tehlikeli olabilecek bir şey söyleyiverirse?!
Ya da hükümet ivcraatlarını tenkit ediverirse ne olacaktı?!
Canlı yayındı bu!
Düzeltilmesi, sözün geri alınması mümkün mü?!..
Mevlid programları da bu yüzden hiç canlı yayınlanmazdı.
İyi hatırlıyorum.
İlk kez canlı yayınlanan mevlid programında camide bir "meczup" bağırmış, kendini sermahfilden atmıştı da, herkes korkmuştu!
Şimdi artık bu korkuların hiçbiri yok!
TRT başta, bütün televizyon kanalları rahat rahat canlı dini yayın yapapiliyorlar.
Nereden nereye.
***
1990'lı yıllardı.
Yine mübarek bir gecede Konya Hacıveyiszade Camii'nden naklen mevlid yayını yapılacaktı.
TRT ekibi önceden gelip görüşmeler yapmaya başladı.
Program netleşti, bana da son "dua" yapmak düştü.
Dairemde bir ara TRT yapımcısının çantasından bir kağıt çıkardığını gördüm.
Önüme uzattı ve "hocam bu duayı okuyacaksınız" dedi..
Hayretle dedim ki: "O zaman bana gerek yok! Sokaktan diksiyonu düzgün birini bulun o okusun!"
Ve devam ettim:
"Dualar ısmarlama olmaz. İrticalen ve gönülden olur. Ben kağıtla dua yapmam!"
Bu kesin tavrım üzerine yapımcı arkadaş özür diledi.
TRT'nin yayın politikasının bu olduğunu belirterek mutlaka matbu olan bu duanın yapılması gerektiğini, aksi halde programın yayınlanamayacağını söyledi.
Ben değil ama, bir başka müftümüze duayı okutturarak meseleyi çözdük.
Bugün sanırım böyle bir problem yaşanmıyor.
Gürül gürül canlı dini programlar korkusuzca yapılıyor, dualar ediliyor.
Belki konuşulması gereken herşey konuşulmuyor ama düne nazaran epeyce mesafe alındığı bir gerçek.
Bugün; Kafkaslardan, Balkanlardan, Ortadoğudan, Kudüsten ve Tevhid bayrağının dalgalandığı her yerden dini yayın yapabilen bir TRT var.
***
TRT'nin bu yeni ve cesur yayın politikası, Türkiye dışındaki müslümanların birliğine çok önemli katkı sağlıyor.
Geçen yıl, Ramazan ayında çok güzel programlar yapıldı.
Bu yıl ki Ramazan programlarının da, inşaallah İslam kardeşliğini pekiştirmesine daha çok katkı sağlayacağını umuyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.