Ne yapmakla mükellefiz?
Bir kul olarak ne yapmakla mükellefiz? Önce Rabbimize itaatle mükellefiz, değil mi?
Sonra?
Allah Resulü'ne itaatle mükellefiz, değil mi?
Peki, bizden daha sonra kime itaat etmemiz isteniyor?
Allah ve Resulü yolunda olan yöneticimize itaat etmemiz emrediliyor, değil mi?
Bu konuda bir anlaşmazlığımız var mı?
Var diyen olacağını sanmıyoruz!
Böyle bir mükellefiyetimiz yok diyen var mı?
Yok diyen olacağını da sanmıyoruz!
Yani temel esaslarda bir problemimiz yok!
Bir anlaşmazlığımız yoksa ve bir mükellefiyetimiz varsa, o zaman bu sıkıntılar niye yaşanıyor?
Bu sıkıntılar yaşanıyor çünkü savuna geldiğimiz ilkeleri artık kaale almıyoruz!
Savunduğumuz ilkeler lafta kalmaktan öteye geçemiyor!
Artık bu ilkeleri savunmuyoruz demeye de dilimiz varmadığı için bin bir türlü mazeret üretip arkasına saklanıyoruz!
Geçmişten gelen muğberlikler en ufacık fırsatta ortaya dökülüveriyor!
Hepimiz bu davaya nasıl hizmet ettiğimizi, bu dava için nasıl büyük özverilerde bulunduğumuzu ama karşılığını bir türlü alamadığımızı ballandıra ballandıra anlatıyoruz!
Ama bu dava sayesinde neler kazandığımızdan hiç söz etmiyoruz!
Yani nimetleri görmezden gelip külfetleri peş peşe sıralayarak kendimizi aklamaya çalışıyoruz!
Oysa yaptığımız ya da yapmamız gereken basit bir kulluk görevinden başka bir şey değil!
Kul olarak ne yapmakla mükellef isek onu yapacak gerisini Rabbimize bırakacaktık!
Basit bir kulluk görevini bile büyük özveri zannettik!
Nasıl kıldığımız namaz, tuttuğumuz oruç, verdiğimiz zekat ile övünme hakkına sahip değilsek basit bir kulluk görevi olan itaat görevimizi de pazarlık konusu yapmamamız gerektiğini bir türlü idrak edemedik!
Ben itaat ettim ama aday gösterilmedim, ben itaat ettim ama ihale alamadım, ben itaat ettim ama başkaları bana tercih edildi gibi gerekçelerle yaptığımız ibadetin de tadını kaçırdık!
Biz ne yapmakla mükellef isek onları yapmaya devam kararlılığındayız!
Kim ne derse desin Rabbimize, Resulüne ve Rabbimiz ile Resulünün yolunda olan yöneticilerimize itaate devam edeceğiz!
Biz artık itaat etmek istemiyoruz diyenlere ise bundan önce itaatten vazgeçenlerin ibret dolu hayatlarına bir kez daha göz atmalarını tavsiye ederiz.
Ve deriz ki kimse ne kendisini kandırsın ne de başkasını kandırsın, yapmakla mükellef olduklarını yapıyor mu yapmıyor mu ona baksın!
Yapmakla mükellef olduklarını yapmayanlar boşa ahkam kesip durmasın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.