Küfürbazlıktan başka yol yok!
Sanki seçim sath-ı mailindeyiz...
Muhalefet liderleri ve sözcülerinin konuşmaları sizde de böyle bir intiba uyandırmıyor mu?
Kimse halkoylamasına sunulan Anayasa değişikliği metni üzerinde durmuyor. Şu madde şunu değiştiriyor, bu iyidir veya kötüdür demiyor. Değişikliklerin demokrasi ve insan hakları yönünden ileri veya geri olduğunu söylemiyor.
Ağır bir küfür ve hakaret karabulutu atmosferimizi kirletiyor.
Oysa muhalefet meseleye objektif yaklaşabilse idi, değişikliğin iyi veya kötü yanları üzerinde dursa ve hatta seçmenlerini serbest bırakabilse idi, yani “seçim başka, referandum başka” diyebilse idi, rahatlayacaktı.
Şimdi çok fena taraf oldular.
Taraf olmanın, taraftarlığın ötesine geçtiler, tarafgir oldular! Holiganlaştılar!
O yüzden ağızlarını açtıklarında sadece mevcut iktidarla ilgili şeyler söylemek mecburiyetinde kalıyorlar.
Bir tarafta Anayasa değişikliği maddeleri duruyor, onlar hiç muhalefet sözcülerini ilgilendirmiyor. İktidarı nasıl yıpratabiliriz, nasıl güçten düşürebiliriz, onun hesabını yapıyorlar.
Piyasadaki saldırganlığın, küfürbazlığın sebebi bu.
Peki 8. yılına ulaşmış olan hükümet, Türkiye’yi 8 yıl öncesine göre ileri mi götürdü, geri mi?
Bunun bütün alanlarda ele alınıp değerlendirilmesi elbette mümkün değil. Çünkü subjektif alanlar var.
Mesela kültür alanında, son 8 yılda bir merhale kat edilemedi. Mevcut hükümetin yumuşak karnı kültürel alan.
Zaten bakanlık koltuğunu işgal eden zat, eğer, bugünün iktidar partisinde yer bulmasa idi, muhtemelen eski yandaşları ile aynı ağızı kullanarak iktidara saldıracaktı.
Her neyse, ekonomi sahasında, hak ve hürriyetler konusunda gözle görülür gelişmeler olduğu ortada. Milli gelirin paylaşılması konusunda en azından sağlık alanında yapılan reformun iyileştirici etkileri inkâr edilemez boyutta. Dış siyasette Türkiye’nin yaptığı hamle ise, bazılarının tasavvurlarını, hayallerini aşacak noktada.
Bütün dünyayı kasıp kavuran iktisadi krize rağmen Türkiye 8 yılda büyük bir gelişme gösterdi. IMF’yi bir kenara itti; bugüne kadar görülmedik şekilde, IMF’siz yoluna devam eden bir hükümet var.
Gerçi ekonomiye “ekonomi” diyen, kendisinin de bu sahanın hocası olduğu söylenen ve fakat bir tek değil kitabını, yazısını bile göremediğimiz muhalefet lideri, son 8 yılda ekonomik bir başarı olmadığı iddiasında!
28 Şubatçı hükümetin Başbakan yardımcısı böyle diyor, ama kendileri bıraktığında Türkiye’nin iktisadî göstergelerini asla hatırlamıyor!
Yüksek enflasyonu hatırlamıyor! Faizleri hatırlamıyor! Hükümetin neredeyse memur maaşlarını ödeyemeyecek duruma düştüğünü hatırlamıyor...
Hafıza-yı beşer nisyan ile malûldür!
Onlar hatırlamıyor ama, dünya hatırlıyor ve biliyor; bildiğini de saklamıyor.
Türkiye yükselişte! Bölünmüş dünyada Türkiye kendini merkeze alan bir dış siyaset takib ediyor! Milli geliri ilk defa bir trilyon dolar seviyesinin üstüne çıkıyor...
Bunlar muhalefet liderlerinin hayal bile edemeyeceği, göz kamaştırıcı sonuçlar. Onlar da güneşe bakmaktan gözleri kamaşanların yaptığını yapıyor: Sövüp sayıyorlar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.