Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yar bana bir eğlence!

Yar bana bir eğlence!

Müslümanları terörist gösterecek bir eyleme ihtiyaç var! Uygun bir örgüt ve kişi aranıyor.
O örgüt ve kişiyi harekete geçirmek için de her şey hazır. Amerika’da Kur’an yakma eylemi, İngiltere’de, üzerinde Allah’a, kitaba, Resulüne küfürler içeren yazılar bulunan T-Shirtler.
Yeni Selman Rüştiler hazır..
Onlar “özgürlük” istiyor, eleştiri haklarını kullanıyorlar(!). Danimarka’daki karikatür krizinde olduğu gibi. Ama, öte yandan bu saldırılara karşı çıkmak ise, bağnazlık ve terörist olmak için yeterli.
Ahmed-i Nejat’a göre, ABD ve İsrail İslâm dünyasına, İslâm’a ve Müslümanlara saldırmak için bahane arıyor ve aradığı bahaneyi de kendileri üretmek istiyorlar.
Biz Ergenekon operasyonlarında bunu çok gördük. Bizimkilerin “psikolojik harp” ve “özel harp”, “kontrollü bunalım stratejisi” derslerini kimden aldıkları belli oluyor..
Filistin, özellikle Gazze ve Lübnan, İran, Türkiye, Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan bu konuda hassas bölgeler ve tabii bir Kafkas ülkesini de Türk dünyasından bir iki ülkeyi de akılda tutmak gerek..
Bu arada hemen şunu söyleyeyim, batıdaki derin devlet, bizdeki derin devleti örgütledi. Bizde derin devletin eli - kolu da İslâm coğrafyasına uzanıyor. Ilımlı İslâm da derin güçlerin icad ettiği bir şey aslında.. Bu konudaki kılavuzları da MOSSAD.. Türk dünyası, İslâm coğrafyasındaki derin yapılar, bizdekinden daha vahşi. Nasıl ki, bizdekiler Avrupa’dakinden daha vahşi ise. Ama unutmamak gerekir ki, hepsi aynı memeden süt emiyor. Aynı adres örgütlüyor bunları, aynı kaynaktan eğitim, para, istihbarat ve silah desteği alıyorlar. “Ulusalcılık” ise maskeleri..
Kuşkusuz tek maskeleri yok. Şeyh de var ellerinin altında, fahişe de..
Nasıl eskiden her Hac döneminde Suriye’de kolera çıkar idi ise, şimdi de alıştık artık, her Ramazan-Kurban arası bir şeyler oluyor..
BM, Mavi Marmara için kurduğu araştırma komisyonuna bir Siyonisti görevlendirmiş.. Birileri İsrail’i aklayıp, İHH’yı suçlama çabasında anlaşılan.. Hani şu kurtla kuzu hikayesinde olduğu gibi..
İsrail yine huzursuz, kaşınıyor. Sağa sola saldırıyor. ABD’yi İran’a karşı kışkırtmaya çalışıyor. Amerikan yönetimindeki şahinler de yeniden iş üzerindeler.. Amerikan yönetiminden birileri 3 ay içinde bölgede yeni operasyonlar olabileceği uyarısında bulunuyor..
Hep öfkeyle kalkıp, zararla oturdular ve yenilenler, hâlâ kavgaya doymuyorlar.. Oysa yeni bir yenilgi daha, bu güçlerin İslâm coğrafyasındaki varlıkları açısından yeni bir milad oluşturabilir.. Mavi Marmara gemisi nihayet geldi.. Diğerleri de yolda. Bu arada YAŞ’ta da sona gelindi. YAŞ’tan sonra HSYK sırada.. Tam da Balyoz davasında verilen tutuklama kararından hemen sonra..
Kıyat’ın açıklamalarından sonra, Faili meçhuller konusunda siyaset dünyasından birtakım isimlerin isimlerinin de bu derin hesaplaşmaya dahil edilmesi bekleniyor..
Bana kalırsa Ağar, Çiller, Yılmaz ve tabii Demirel mutlaka konuşmalı. Demirel rejimin kara kutusu gibi. Herkes geldi-gitti, o hep orada kaldı.. Bir de o dönemde bölge valiliği yapan isimler ve istihbarat örgütü liderleri..
İşler bu noktaya geldikten sonra bunun geri dönüşü yok.. Kıyat’ın konuşması gibi daha birçok kişi konuşacak göreceksiniz.. CHP ve MHP’den daha birçok kişinin kapısı çalınacak..
Ergenekon ve Balyoz davası konusunda CHP’lilerin ve MHP’lilerin tedirginlikleri buradan kaynaklanıyor..
Bahçeli’ye bakar mısınız, “Siyaset ve Ordu karşı karşıya getirildi” diyor ve bu süreçten Siyaset kurumunu sorumlu tutuyor..
A benim Bahçelim, yasalara rağmen, hukuk dışı yollarla, kaba bir şekilde siyasi iradeyi baskı altına almaya kalkan kim? Yasaları uygulatmamaya çalışan kim?
Bahçeli, askere “disiplinsizlik etme”, “siyasi otoritenin yasal taleplerini yerine getir” demiyor, Başbakanı “askeri cuntanın isteklerini yerine getirmemekle” suçluyor.. Bu şekilde krize sebeb oluyormuş.
Adama demezler mi ki; ‘sayın Bahçeli, siz bu denklemde kendinizi nerede görüyorsunuz’ diye. Kendi kalesine gol atan bir politikacı rolü oynuyor. Hukuk-Adalet kalesine gol atmaya çalışıyor. O da Baykal gibi militarizmin avukatlığına soyunarak bindiği dalı kesmeye devam ediyor.
“Bunlara sormak lazım, siyaset sizin kaçıncı işiniz?” diye..
Sahi, CHP ve MHP’nin şu Heronlar konusunda söyleyecekleri tek bir çift sözleri yok mu? BDP’nin bir açıklaması var mı bu konuda? CHP ve BDP mesela neden Dörtyol’daki, olayın üzerine gitmezler..
Şu hale bakar mısınız? Bu TSK mı, “Türkiye’nin en çok güven duyulan kurumu”? Bu TSK mı, “Milletin gözbebeği”? “Rejimi koruyup kollanan güç?..” “Mehmetçik” diye manevi değerler atfedilen kurum?..
Birileri 3 mum yakıp seyrimize bakıyordur..
Efendiler, daha bu işin dış bağlantılarını çözmedik. Daha kozmik odadan ne çıktı onu bile bilmiyoruz. Bu işin 1. Ordu tarafından düzenlenen Balyoz’u varsa, diğer ordular neler yaptılar. Bunu 1. Ordu yaptı ise, emir-komuta içinde yapmıştı. O zaman bunun Ankara’da emrini veren kim? Bu emir İstanbul’a gitti ise diğer ordulara da gitmiştir. Oradaki darbe planları nerede?
Bu yapıların Localarla ilişkisini P2’den biliyoruz. Daha bu işin Mason ayağı deşifre edilmedi.. MOSSAD ayağı deşifre edilmedi.. MOSSAD ajanları bu olaylar olurken, herhalde ellerini oğuşturup “yar bana bir eğlence” diye televizyonlardan gelecek haberleri beklemişlerdir..
Daha yolun başındayız. Kritik eşik ha aşıldı, aşılacak. 12 Eylül bunun için bir milad.. Yerel Media ve STK’lara bu konuda çok iş düşüyor.
Selâm ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi