'Kendisi iktidarda fikri mahkemede...'
Anayasa Mahkemesi davayı kabul etti ve AK Parti ile ilgili hukuki süreç başladı. Böylece kendimize özgü demokrasimize bir garabet daha eklenmiş oldu.
12 Eylül askeri darbesinin ilk yıllarında MHP için söylenen bir söz vardı:
"Fikri iktidarda kendisi cezaevinde..."
Şimdi AK Parti için de şu söylenecek:
"Kendisi iktidarda fikri mahkemede"...
Düşünsenize 50 yılı aşkın demokrasi deneyimiyle gelebildiğimiz nokta bu. İçinden cumhurbaşkanı da çıkartan bir iktidar partisine dava açılmasını başka türlü yorumlamak mümkün değil.
Tabii bu saatten sonra geriye dönüp suçlu aramanın belki yarına bir yararı olabilir ama bugüne bir yararı olmayacağı çok açık.
Bugün herkesin cevabını aradığı iki soru var...
Bundan sonra Türkiye nereye gidecek?
AK Parti'de neler olacak?
Her iki soruya da iyimser bir cevap bulmak zor. Ayrıca geçmişle kıyaslanmayacak farklı bir dönemden geçiyoruz. Ne Türkiye eski Türkiye'dir, ne de AK Parti daha önce kapatılan Refah ve Fazilet Partisi'dir. Ortada AB ile müzakere masasına oturan bir Türkiye ve 6 yıllık iktidarı geride bırakan bir AK Parti var.
Bu artılara rağmen gidişat yine de parlak görünmüyor. İlk sürpriz açıklamanın AB'den gelmesi kimseyi şaşırtmasın. Her an "müzakere süreci askıya alındı" açıklaması gelebilir.
Savunma ve tavır çok önemli
Bırakın küresel kriz dalgasını, içerideki ekonomik sıkıntıyı; sadece bu nedenle bile Türkiye'nin durumu iç açıcı değil...
Gelelim AK Parti'ye...
Aslında hiçbir AK Partili Yargıtay Başsavcısı'nın girişimine de Anayasa Mahkemesi'nin davayı kabulüne de ihtimal vermedi. Bu nedenle parti yönetimi de tabanı da şoke olmuş durumda.
Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen beklentilerin aksine AK Parti'de bir kopma ve çatlak olma ihtimali görünmüyor.
Sürecin nasıl geçeceğini yine de AK Parti yönetiminin tavrı belirleyecek. örneğin siyaset uzmanlarına göre bir ay içinde verilecek savunma, kapatma davasını ciddi biçimde etkileyebilir.
Her şey bir yana, herkesin üzerinde birleştiği tek nokta AK Parti'nin bundan sonra demokratikleşme paketini devreye sokması. Siyaset uzmanları, bu çabayı AK Parti için bir işe yaramasa bile Türkiye'nin geleceği için önemli görüyor.
Bundan sonra neler olabileceğini AK Parti geleneğini iyi bilen ve 22 Temmuz seçimlerinde aday gösterilmeyerek dışarda bırakılan eski milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır'la konuştum.
Kapama yerine para cezası!
Yalçınbayır, AK Parti'nin önünde yeni bir fırsat durduğunu ileri sürerek şöyle diyor:
"AK Parti, kapatılacakmış gibi hareket etmemeli. Parti içinde şu anda disiplinsiz işler olabilir. Bunlar konusunda çok ciddi ve hassas olmalıdır. Bu süre içinde göstereceği tutum ve davranışlar da önemlidir. Bu tutum ve davranışlar belki kapatma yerine para cezasını getirebilir. AK Parti sistem konusunda daha dinamik olmalıdır."
AK Parti kapatılır mı, yoksa para cezasıyla mı yetinilir belli değil. Ama siyasi yasakların geleceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Bunun asıl nedeni de Turgut özal'dan sonra lider etkinliğine sahip tek ismin Tayyip Erdoğan olması...
Ertuğrul Yalçınbayır iki konuya dikkat çekiyor:
"Bu 2002 seçimlerinde oldu. Ben yanındaydım. Meydanlar 'İnadına Tayyip' diyordu. Yani demokrasi ile inatlaşmak doğru değil. Fakat oyunu da kuralına göre oynamalı. Kurallar belli. Gelelim parti içine etkisine... Parti içinde kopma olsa da çok az olur, kopan olursa da bir gücü olmaz."