Teessüf ederim

Teessüf ederim

Beni şaşırtan Cumhurbaşkanının da, oy çokluğu ile (4'e karşı 7 ) davanın parçası haline getirilmesi oldu. Ne yalan söyleyeyim; bunu beklemiyordum.
çünkü apaçık bir Anayasa ihlali ile karşı karşıyayız. Ne diyor Anayasa? Şöyle:
Madde 104 : " Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. "
Madde 105: " Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz... Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. "

O halde bunlar... 'Milletin', 'devletin' ve 'cumhuriyetin' temsilcisini yargılamaya hazırlanıyor.
üstelik de, o makamda oturan Abdullah Gül'ün, sadece ve sadece, "vatana ihanet" suçlamasıyla yargılanabileceği apaçıkken...
O zihniyetin bu kadar ileriye gidebileceğini... Bu kadar pervasız olabileceğini tahmin etmiyordum.
Teessüf ederim!

Gelelim olayın geneline...
Artık hükümetten ciddi bir icraat beklemeyin. AKP bütün enerjisini bu davadan kurtulmaya harcayacak.
Niye böyle olacak? çünkü...
Olay, 'iddianameye karşı savunma yapmaktan' ibaret olsaydı... Böyle demezdim. çünkü o durumda partinin hukukçuları suçlamalar üstünde çalışır... Başbakan ve bakanlar da işlerine güçlerine bakardı.
Ama artık durum farklı: Anayasa'daki açık hükümlere rağmen Cumhurbaşkanının davaya dahil edilmesi işin rengini değiştiriyor...
Kapatma davası... Bir meydan okuma... "Biz ne dersek o olur" dayatması haline geldi.
Bir tarafta... " Türkiye değişecek... Demokratikleşecek... Şeffaflaşacak... Avrupa Birliği'ne doğru ilerleyecek... Gerçekten hukuk devleti olacak... Piyasa ekonomisi derinleşecek... çetelerden kurtulacak... " diyenler var.
Diğer tarafta ise... " Demokrasinin bu kadarı dahi fazla... Mevcut yasa devleti neyinize yetmiyor... Ne çetesi canım; onlar vatansever insanlar... Piyasayı boş verin, en iyisi güdümlü ekonomi " diyenler yer alıyor.
Tarihin akışı, birinci grubun, yani özgürlükçülerin kazanacağını gösteriyor.
Gösteriyor da, ne zaman? Şimdi mi, 5-10 yıl sonra mı?
Toplumların yaşamında 510 yıl nedir ki; göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Ama gelin onu bir de, an be an yaşayanlara, şu kısa ömründe güzel günler görmek isteyenlere sorun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi