Öten Horoza Bile Tahammülü Olmayan Bir Zihniyet
Referandum meselesi Adıyaman ve ilçesi Kahta’dan nasıl gözüküyor? Hemen şunu belirtmeliyim ki, nereden çıkardı nasıl çıkardıysa, Kemal adlı CHP lideri şahıs, “Adıyamanlıyım” demiş. Adıyamanlılar bu işe çok bozuluyorlar.
Tunceli doğumlu olduğu halde “Adıyamanlıyım” demesini anlamamışlar. Hatta daha ilerisini söylüyorlar da etnik kökene takılmadığım için ben orasını diyemiyorum. Hem de ne etnik köken!
Kimsenin dini ve diline karışmam. Önemli olan aynı dili konuşmak değil, aynı duygularda birleşebilmektir. “Retçilerle” “Evetçiler” dil ve din farklılıklarından ziyade, memlekete dair aynı duyguları paylaşmadıkları için birbirlerinden ayrı düşüyorlar.
Tarih 12 Eylül 1980’den iki gün sonradır. Köyler sus pustur. Televizyon çok azdır ama radyo vardır. Radyodan da sürekli Kenan Evren’in konuşmaları ve Hasan Mutlucan’ın tok sesiyle türküleri duyulur. Köylüler ve kasabalılar ne Kenan Evren’in konuşmasından ne de Hasan Mutlucan’ın türkülerinden bir şey anlamazlar. Hele Türkçe bilmeyen yaşlılar kıyametin koptuğunu zannederler.
Onlar böyle zannede dursunlar, köylere ihtilalciler inmeye başlar. Bir manga darbeci köyün ortasına gelir, köylüyü meydanlara toplarlar. Önce bölgedeki komutanın adını bilip bilmedikleriyle sorguya başlanır. Bilenler yırtar, bilmeyenlere emir tekrarıyla öğretilir. Ardından; “Silahlar nerede ve köyünüzdeki suçluları teslim edin” diye emirler verilir.
“Silah yok” demek suçtur. Suçlu birilerini göstermemek ve teslim etmemek daha büyük suçtur. Kendisinde silah olmayan kişi, silahı olan komşusunu ihbar etmek zorundadır. Bildiği halde ihbar etmezse yanar. Diyelim ki hiç suç işlenmemiştir ve herkes temizdir. Bu sefer de ihtilale karşı olanlar fırçalanır ve işkence edilir.
İşte tam bu sırada köy meydanında insanlarla birlikte tavuk ve horozlar da vardır. Horozun birisi acı acı öter. Gelen darbe yetkilisinin sözünü gümbürtüye götüren horoza kızılır ve silahlı kişi; “Burada benden başka horoz ötmez ulan” diyerek horozu tarar.
“Horozu bile öttüğü için tarayan bir zihniyet, insanlara ne yapmaz ki” düşüncesi köylüyü hizaya getirir. Korku dağları aşar ve herkes paçasını kurtarmanın telaşına düşer. Ne denilirse yaparlar. Meczup birisi horozun ölümüne güldüğü için dövülür.
Köylüler ördek yürüyüşüne zorlanarak konuşturulur. Kadınlar ise bu sahnenin seyredilmesi için damlara çıkarılır. Dünya savaşlarından söz etmiyorum. Yakın tarihten söz ediyorum. İnanmayanlar, sadece Adıyaman’da değil, ülkenin her yanında bu ve buna benzer onlarca, yüzlerce hadiseyi dinleyebilirler.
“Haksızlık olmasın diye bir sağdan, bir soldan adam astık” diyebilen bir kafadan beklenmeyecek şeyler değildir bu olup bitenler. Adıyaman sıcak bölgelerimizden birisidir. Ama dağ köylerinde kar ve buz vardır. Bir öğretmenin anlattığına göre, buz kırıklarının içerisinde insanlara “yat kalk” işkencesi yapılmıştır. İşkenceden köylerine dönen insanların şalvarlarının buz olduğunu gördüklerini ve zatürree hastalığına yakalandıklarını söylediler.
Evet, Adıyaman’da referandum sonucu yüzde seksen tahmin ediliyor. Kâhta’da ise yüzde seksen beş ila yüzde doksan arasında gözüküyor. Bu tahminler halkın kendi tahmini.
Adıyaman; PKK’nın, MHP’nin ve CHP’nin tesir edemediği ve geçit bulamadığı nadir illerimizden birisidir. Bu nedenle “Evet” oy oranı bir hayli yüksek.
Kürtçe ve Türkçe’nin yaygın olarak konuşulduğu Adıyaman ve çevresinde, insanların ortak noktası, inançları ve inançlarının tavsiye ettiği duygu birliği olmuş. Türkçe konuşanlarla Kürtçe konuşanların en çok akraba olduğu bir bölgemizdir Adıyaman. “Evetçiler” aynı dili konuşmasalar da aynı duygularda buluşmuş olmanın onurunu yaşıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.