Siz Montesquieu'dan daha iyi mi bileceksiniz?
Montesquieu, ‘Kanunların Ruhu’ isimli ünlü eserinde ‘Kuvvetler Ayrılığı’ ilkesini ortaya koymuştur. Ona göre, ‘Yasama yetkisiyle yürütme yetkisi aynı kişilere verilirse, ortada hürriyet diye bir şey kalmaz (...) Yargılama yetkisi, yasama yetkisiyle yürütme yetkisinden ayrılmazsa ortada yine hürriyet diye bir şey kalmaz...’
Kuvvetler Ayrılığı İlkesi’nin mûcidi olan ve bu konuda sınırları çizen Montesquieu dahi yargılama yetkisine bir bakıma demokratik halk katkısını tavsiye edebilmiştir. ‘Kanunların Ruhu’nda, “Yargılama yetkisi devamlı olarak bir yüksek mercie değil, yılın çeşitli zamanlarında, kanunların buyruğu gereğince, halk arasından seçilen kişilerden teşekkül edecek mahkemelere, işin gerektirdiği süre faaliyette bulunacak mahkemelere verilmeli” demektedir.
Asırlar öncesinde ünlü mütefekkirin demokrasiye açık düşüncelerini, Yargıtay Başkanı’nın kuvvetler ayrılığı konusundaki tutucu görüşüyle karşılaştırabilir misiniz?
Montesquieu’ya, referanduma sunulan Anayasa değişiklik paketinin yargıyla ilgili maddelerini sorabilseydiniz, hiç şüphesiz ‘evet’ cevabını alırdınız. Önüne yüksek yargımızın siyasallaşmış mensuplarını alır, yargı bağımsızlığının, bir siyasÓ partinin mezhebÓ kadrolaşması olmadığını anlatırdı.
***
Şu HSYK’nın son çırpınışlarını, siz de benim gibi ibretle seyrediyor musunuz?
Aslında, HSYK’nın Ergenekon ile ilişkili olduğu iddia edilen üyeleri de saltanatlarının sonuna geldiklerini anlamış durumdalar. Zira 12 Eylül Referandumu sonunda artık astıkları astık, kestikleri kestik olamayacak. Seyfi Ağabeyleri’nin kendilerine verdikleri listeleri yerine getiremeyecekler. YARSAV ile birlikte yargının canına okuyamayacaklar.
HSYK üyeleri bunu çok iyi bildikleri için, Adalet Bakanlığı’nın aylardır bütün hâkim ve savcıların taranmasıyla hazırladığı tayin kararnamesine karşı ceplerinden tayin, nakil ve terfiler çıkarmaya hazırlanıyorlar.
Biz bu filmi geçen yıl da seyretmiştik. HSYK, Ergenekon Soruşturması’nın hâkim ve savcılarını dağıtmak istemiş ve bu yüzden Adalet Bakanlığı ile anlaşmazlığa düşmüştü.
Hedef, Ergenekon ve darbe soruşturmalarının sonuçlanmasını engellemek, bu dâvaları sabote etmek ve jüristokratik egemenliklerini referandumdan sonra da devam ettirmektir. Bu maksatla, HSYK’nın yüksek yargı tarafından atanan üyeleri, 100 isimlik bir ‘Korsan Kararname’yi Kurul’dan geçirerek Ergenekon ve darbe dâvalarını jakoben oligarşinin istediği gibi sonuçlandırmak niyetindeler.
***
Ulusalcıların, vesayetçilerin, darbecilerin, Ergenekoncuların referanduma neden ‘hayır’ oyu vereceklerini anlıyor musunuz?
Ergenekon çetesine ve darbecilere karşı çıkan milliyetçiler, sosyal demokratlar, solcular, sağcılar, biraz insafı ve aklı olanlar!... HSYK’nın bu tutumu karşısında referandumda ‘hayır’ oyu kullanmaya vicdanlarınız izin verecek mi?...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.