Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Çok dert ediyorum

Çok dert ediyorum

5 yaşında geçirdiğim bir kazada kolum kesildi. Koluma veda ettiğim günleri hiç unutamam. Annem bir sabah yaşlı bir adam kolunu getirecek kopan yere dikecek demişti de ona inanmıştım. Ama bunun doğru olmadığını anladığımda anneme güvenim sarsılmıştı. O günden sonra annemin söylediği her şeye şüpheyle bakmaya başlamıştım. İlkokulda arkadaşlarım dalga geçerlerdi, öğretmenim beni korurdu. Lise de bir sorunum yoktu yani arkadaşlar beni bu halimle kabul etmişlerdi. Ama evlenemeyeceğim diye dert etmiştim. Birinden hoşlansam kolumun olmadığını görünce benden uzaklaşıyordu. Şimdi evdeyim, istediğim bölümü tutturamadığım için üniversite fikrimden vazgeçtim. Ama istediğim gibi biri de çıkmıyor. Annem bu halinde zor evlenirsin diyor. Bunu çok dert ediyorum...
F. A.

Sizin ne düşündüğünüz önemli

Hayata bir engelli olarak devam etmenin, fiziksel ve duygusal zorlukları vardır. Fiziksel olarak yoksun olduğunuz organınızla ilgili zorluklarınız vardır. Belki yürümekte, hareket etmekte, görmekte, elinizi kullanmakta... zorlanıyorsunuzdur. Ama zamanla bu sizin hayatınızın bir parçası haline geliyor yani alışıyorsunuz ve bir engelli olarak yaşamınıza devam ediyorsunuz.

Bir genç kız olarak engel durumunuzu evliliğinizin önünde engel olarak görüyorsunuz. Ama benzer sorunlara sahip birçok genç evlenip çocuk sahibi olmuştur. Siz de aynı şekilde evlenip aile kurabilirsiniz. Bu konuda çevrenizden farklı söylentilere muhatap olabilirsiniz, insanlar hoşunuza gitmeyecek şeyler söyleyebilirler. Ama bu o insanların fikridir ve burada sizin bu düşüncelere ne kadar inandığınız önemlidir.

İstediğiniz bölümü kazanamadığınız için üniversite fikrinden vazgeçtiğinizi söylüyorsunuz bence bunu yeniden düşünün. Gerekirse memurluk sınavlarına girin. Öncelikle kendinize bir meslek edinmeye çalışın. Ayrıca sosyal etkinliklere katılın, kendinizi geliştirmeye çalışın. Evlenme konusundaki fikrinizi ise çevrenizde güvendiğiniz kişilere açabilir ve onların bu konuda aracı olmalarını isteyebilirsiniz. Kim ne derse desin öncelikli sizin kendinizle ilgili ne düşündüğünüz önemli.

Hiç duymadım
15 yıllık evli bir bayanım. On yıldan beri bir eğitim kurumunda çalışıyorum. Eşimle dört yıl süren bir aşk sonrasında evlendik. Eşim eskiye nazaran çok değişti. Beni sevip sevmediğinden bile emin değilim. Hiçbir zaman ağzından sevgi sözcüğü çıkmaz, bir kere de olsa beni sevdiğini söylemiş değildir. Bunu ifade ettiğimde, "ne gerek var, seninle aynı evde yaşıyor olmam, evime sevgiyle gelip gitmem seni sevdiğimi göstermez mi? diyor. Rahmetli babam da öyleydi, bir kere bizi kucağına alıp da sevdiğini hatırlamam. Bu erkekler neden böyle bilmiyorum ama bence eşlerine sevgilerini ifade etmeliler, onlara sık sık çiçek almalılar, hafta sonları birlikte vakit geçirmeliler. Bunu sadece kadınlar değil erkekler de düşünmeliler. B. A.

Öğrenilmiş bir davranıştır

Kültür ve gelenek nesilden nesile geçen ve bu şekilde hayat bulan güçlü dinamiklerimizdir. Bizler geleneklerimizi pek sorgulamayız, olduğu gibi kabullenir ve benimseriz. Bahsettiğiniz şey de kültür ve geleneğimizin bir parçasıdır. Ne yazık ki, toplum olarak duygularımızı ifade etmeyi pek sevmeyiz. Bizlere gelen mektupların büyük bir çoğunluğunda gençler anne babalarının sevgilerini gösteremediklerini ifade ediyorlar. Sevginin kaynağı içimizdedir ama eğer vermeyi öğrenmemişsek çocuklarımızı bundan yoksun bırakabiliyoruz. Geleneklerimizde baba, eve para getirmekle yükümlü kişi anne ise evin temizliğini, yemeğini yapan çocuklara bakan hanımdır. Buna göre, Anne sevgisini gösterebilir ama baba sert olmalı, çocuklar babayı gördüğünde tir tir titremelidir. Bu anlayışla büyüyen babalar çocuklarına sevgilerini göstermekten kaçınıyorlar. Çünkü öyle öğrendiler, öyle gördüler... Onlar da babalarından sevgi görmediler, babalarının annelerini sevdiğini ifade ettiğine de şahit olmadılar. Bu nedenle eşinizin size karşı kötü bir niyetinin olmadığını bilin ve bunun öğrenilmiş bir davranış olduğunu kabul edin. Ama bu konuda onunla konuşarak yaşadığınız sorunu çözebilirsiniz de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi