Referanduma şurada kaç gün kaldı, “ret cephesi” hâlâ ret sebeplerini açıklayamadı. Bahçeli adlı şahısla, X Kemal’in her söylediğine insanlar gülüp geçiyor. Ama haklarını yememek lazım, bu iki lider bir kere “küfretmeyi” ve “köpürmeyi” çok iyi biliyor.
İşin garibi, bunların dışında en okumuşundan en okumamışına kadar yine retçilerin hiçbirisinden şu ana kadar makul ve mantıklı bir gerekçe duyulmadı. Onların da bildikleri yine ilgili parti liderleri gibi hakaret etmek ve aynı güzergâhta akmaktan başka bir şey değil.
Bu çerçevede “Retçilerin en belirgin özelliği nedir” diye bakıldığında görülüyor ki; “memlekete ve millete dair şöyle adam gibi bir hizmetleri yok.” Devletin tepesinden dağdaki çobana kadar, nerede bir “retçi” varsa, yine geçmişine bir göz atıldığında; “devlet ve millet için kayda değer bir iş yaptıkları görülmemiş ve bilinmemektedir.”
Geçtiğimiz hafta Bozüyük’te birkaç saat referandum gözleminde bulundum, aklıselim insanlarla görüştüm ve konuştum. Bu tespitleri ise emekli bir banka memuru yaptı. Retçi kesimin ülkede; “barış, huzur, güven ve istikrar” istemediğini söyledi ve ekledi:
“Çevremde hem CHP’li hem de MHP’li insanlar var. Eli ayağı düzgün, evini barkını bilen, memleketin ve milletin geleceğini düşünenler, “evet”ten yana; fakat öyle insanlar var ki partileri istediği için “ret” vereceklerini söylüyorlar. Onlardan rica ediyorum, diyorum ki; ‘Bana bir sebep söyleyin, ben de ret vereyim.’ Ama şöyle meclis içinde konuşulacak bir şey söyleyemiyorlar.”
Bozüyük’te referandum sonucu biraz kritik gibi. İçeriden bakınca öyle gözükse de dışarıdan bakınca öyle değil. CHP’liler “Nuh” deyip de “Peygamber” demeye dilleri varmadığından, onlardan umut yok ama MHP’lilerin orta yaş üzeri seçmeni, “evet”ten yana.
Her yerde olduğu gibi Bozüyük’te de CHP MHP koalisyonuna rağmen, memleketin ve milletin geleceğine karşı duyarlı insanlar meseleye; “siyasi hırs, kin ve öfkeyle” değil, “vicdan ve yürekleriyle” bakıyorlar. Bu yüzden “evet” çıkma ihtimali çok yüksek.
Bozüyük’te referandumun kilit isimlerinden birisi de belediye başkanı Ahmet Berberoğlu. Bozüyük halkının dilinde namı diğer “Bizim Ahmet.” Bizim Ahmet, yakın zamana kadar MHP’deydi. Bahçeli ile bir türlü yıldızı barışmadığı için haliyle partinin üst düzey yöneticileriyle de arasının çok iyi olduğu söylenemezdi.
Çünkü Ahmet Berberoğlu, yeni yetme bir siyasetçi değil, Türkeş döneminin gençlerinden ama rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun izinde birisi. İnandığı davasına, Bahçeli ve diğerleri gibi piyangodan çıkıp gelmiş biri hiç değil. Dolayısıyla MHP ile ortak bir noktada buluşamamış, tabii Bahçeli ve adamlarının da onunla ortak noktası olmamış.
Ahmet Berberoğlu’nun üç dönemdir Bozüyük’e yaptığı hizmetler, AK Parti’nin hizmet anlayışına tıpa tıp uyuyormuş. Pek çok insan; “Neden AK Parti’ye geçmez ki” diye sorarken, geçtiğimiz aylarda AK Parti’ye geçmiş. Şimdi hizmete daha büyük bir şevk ve güçle devam ettiği söyleniyor. Artık tam bir AK Partili olmuş.
Bozüyük’te de referanduma sadece CHP ile MHP kanadı siyasi olarak bakıyor. Bu kesimlerin dışındaki insanlar; “Türkiye seçilmişler tarafından yönetilmeli. Atanmışların seçilmişler üzerindeki tahakkümleri sona ermeli. Bu sebeple değil bir referandum, yüzlerce referandum yapılmalı ve halk olarak ülke yönetimine dâhil olmalıyız” diyor.
Şu noktayı da dikkatlerden uzak tutmamalı; ülke genelindeki tuzu kuruların geneline bakıldığında görülür ki, pek çoğunun oyu “Ret”tir. İşte bu sebeple; ülkemiz malum çevrelerin yüzünden hep uçurum kenarında yaşamaktadır.
Dikkat edilirse; darbeleri, muhtıraları, ihtilalleri ve komploları yapanlar, terörden beslenenler ve bunları alkışlayanlar, tamamen bu ülkenin kaymağını yiyen 200 kişilik ailenin içinde ve çevresinde olanlardır. Hal böyle olunca “ret” vermesinler de ne yapsınlar?