D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“TC zulmü”nü mumla aramak!

“TC zulmü”nü mumla aramak!

Türkiye Cumhuriyeti şöyleydi böyleydi, şunu yapmıştı, bunu yapmıştı. Asmıştı, kesmişti, zulmetmişti… Bunları konuşuyoruz, eleştiriyoruz; açık açık red edebiliyoruz, kınayabiliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti, başlangıçta zıpçıktı bir cumhuriyet olarak görülmeseydi, yani köklü bir devlet geleneğinin devamı olarak konumlansa idi ve hukuk ideolojikleştirilmeseydi bu problemlerin bir çoğu olmayacak veya asgariye inecekti.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş tarihinin öncesine doğru uzanan bir yaklaşıma sahip oldukça, vatandaşlarıyla ilgili tutumunda da değişiklikler görülmeye başlandı.
28 Şubat günlerini hatırlayalım: Yine bazı aklı evveller, bilhassa bazı üst rütbeliler, Cumhuriyet öncesi tarihi inkâr ettiler. Tarihi Cumhuriyetle, Atatürk’le başlatmak istediler. Bütün hürriyetler tehlikeye girdi. En tabiî haklar yok sayıldı. Fakat bu sürdürülemezdi; sürdürülemedi, normal avdet etti.
Cumhuriyet bütün köksüzlük iddialarına rağmen, Osmanlı’dan devraldığı en başta milletiyle, kültürüyle, hoşgörü esaslı hayat tarzıyla modern dönemlerde ortaya çıkan faşist ve stalinist yönetim şekillerine çok fazla adapte olmadı. Elbette faşist, nazist ve stalinist eğilimler taşıyanlar oldu, fakat bu süreklik kazanmadı. Türkiye’de güçlü ve sağduyulu bir halk topluluğu, normalleşme zeminlerini her zaman yaşattı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıç döneminde yeni bir “ulus yaratma” çabaları, toplum mühendisliği uygulamaları herkesten çok kendini Türk hissedenleri mutazarrır etti. Onun adı kullanılıyordu ama, dili, dini, kültürü, yüzlerce yıllık gelenekleri yok sayılıyordu. Geniş ve İslâmla özdeşleşmiş Türk kavramı yerine, sentetik ve dar bir etnik Türk icad edilmeye çalışılıyordu.
Yeni ve sentetik etnik Türk, diğer etnik unsurlara olduğu kadar, Türk’e de karşı idi. Buna rağmen Türkiye, hangi isim altında olursa olsun, halkı için çoğulcu bir millet tanımlaması yapmak zorunda kaldı. Bunu en fazla zorlayan bu topraklarda yaşanan tarihti, köklü yönetim geleneği idi. Gelenekten sapma giderildikçe, Türkiye insanıyla, halkıyla daha barışık hâle geldi.
Şimdi bu yönde yeni bir adım atılıyor. Bir halk oylaması var. Bu halk oylamasına konu olan değişiklik maddelerine bakıldığına apaçık görülüyor ve hayır diyenler de, boykot sarası tutanlar da bunun böyle olduğunu biliyor. Fakat, kör bir siyaset ve güç gösterisi havası yayılıyor.
Bunun Türkiye’nin batısında başka tezahürleri var, doğusunda başka.
Türkiye’nin doğusunda, bilhassa güney doğusunda etnikçi terör örgütü ve uzantıları, daha önce tümüyle TC’ye yıkılan baskı ve zulümleri unutturacak bir yaklaşım sergiliyor. Halkın iradesine ipotek koymak istiyor! Zorbalıkla halk iradesinin tecellisini önlemeye çalışıyor!
Üstelik bu zorbalar, hiç bir devlet geleneğine ve hukuk zeminine, adalet değerine sahip değiller. Yönetim telakkileri ancak namlunun ucunda okunabiliyor ve kuralları kanla yazılıyor.
Koyu bir stalinizm yaklaşımı ile, savunucusu oldukları etniklik üzerine şiddet uyguluyorlar. Son otuz yıl içinde PKK saldırılarında kürtler mi daha fazla öldürüldü, “türkler” mi? Üstelik, “türkler” tasnifi içinde yer alanlar arasında ihmal edilemeyecek nisbette “kürtler” de var. Şehid cenazelerinde yakılan kürtçe ağıtlar bu gözü dönmüş zorbaların hiç kulaklarına çalınmıyor mu?
Zulmü, baskıyı, zorbalığı TC’ye yıkmak kolaydı! Haksızlığa uğranıldığında iyi kötü işeyen mekanizmaları, hukuku devreye sokmak imkânı veya ihtimali vardı. Şimdi bu bölgede “TC zulmü” mumla aranıyor demek yanlış olmaz!
Elbette etnikçi teröristlere yekten karşı çıkmak zor; hayati tehlike var! Bu anlamda hiç bir kurumlaşması, geleneği, uygulaması olmayan bir silahlı güce veya uzantılarına karşı insana yakışır vakarlı bir isyan, izzetli bir tavır, onurlu bir duruş her şeye rağmen sandığa gitmek olacaktır. Ne yönde oy kullanılırsa kullanılsın!
Halkımızın büyük bir çoğunluğunun bu vakarı, bu izzetli tavrı, bu onurlu duruşu göstereceğinden şüphe etmemek lâzım.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi