İftar “evet” der mi?
Her iftar davetinin, aynı zamanda bir "evet" toplantısı olduğu söylenebilir mi?
Eğip bükmeden söyleyelim; dindar insanların bu halk oylamasında tabii eğilimi "evet" yönünde. Elbette, farklı düşünenler, farklı sebeplere sığınanlar olabilir, fakat umumi eğilimin bu yönde olduğundan şüphe yok.
Şu günlerde şahıslar, kurumlar, belediyeler iftar veriyor… İnsanlar ramazan vesilesiyle, oruç açmak için bir araya geliyor. Geliyor da, sükut orucu da tutmuyor ya bunlar. Elbette memleket meselelerini müzakere ediyorlar, en çok da, sayılı günler kalan halkoylamasını konuşuyorlar.
Referandumun son haftasına girdik ya, halkın nabzının nasıl attığı ortaya çıkmaya başladı. Anket sonuçları şu sıralar liderlerin önüne konuluyor olmalı. "Hayır" cephesi, bu yüzden muhtemel mağlubiyete kılıf hazırlama telaşında.
Bir taraftan, "bu kadar mitingi nasıl yapıyorsun, bu kadar afişi nasıl asıyorsun" diyorlar.
Yani "değirmenin suyu nereden geliyor?" Bunun türkçesi budur. Biz vatandaş olarak dört partiye de aynı soruyu yöneltiyoruz. Çünkü bu sorunun muhatabı sadece iktidar değildir.
İktidar devlet imkanlarını kullanıyor mu? Nereye kadar kullanıyor? Bu bütün seçimlerde konuşulan bir mevzudur. Muhalif partiler, iktidardakilerin devlet imkanlarını seferber ettiğini söyleyegelmiştir. (Bunun türkçesi de "yerim dar”dır!)
Bir diğer referandum sonrası itham da şimdiden dillendiriliyor: İktidar baskı yapıyor! Milleti "evet"e zorluyor! Sonuç yüksek oranda evet çıkarsa, baskıyla netice alındı denilecek!
Böyle bakarsak, muhalefet de "hayır"a zorluyor diyebilir miyiz? Belki deriz ama kastedilen bu değil. Devlet gücü kullanılarak baskı yapılıyor denilmek isteniyor.
Kamuoyu önünde TÜSİAD'la ilgili bir tartışma dışında böyle bir açık baskı emaresi yok. TÜSİAD konusu ise, bu işadamları derneğinin anayasa konusundaki hassasiyeti, bir zamanlar geniş özgürlükler ihtiva eden taslak hazırlatması ile ilintilendirilebilir.
Bir de anlaşıldığı kadarıyla, Başbakan'la konuşurken farklı, kamuya farklı tavır göstermeleri. Başbakanın "taraf olmayan bertaraf olur" lafı belki de “istersen hayır de fakat, dürüst ol” anlamında okunabilir.
Gelelim en hassas mevzuya: CHP'nin dindarlara ulaşma konusunda onulmaz sıkıntıları var. Başkaları ulaşınca da, vaveylayı koparıyorlar. Dindarlara ulaşma konusundaki sıkıntı, genel başkanın dilinde, “evet propagandası için iftar yemekleri düzenlendiği, bunun da din istismarı olduğu” iddiasına dönüşüyor.
Başbakan, iftar yemeklerinde konuşuyor. Günün mevzuu olan halkoylamasının böyle zamanlarda konuşulmaması düşünülemez. Nitekim, MHP genel başkanı da iftar davetlerinde hayır için konuşuyor.
"Din bu işin dışında kalsın, camiye siyaset sokulmasın." Bu söylemin gerçekci olmadığını, en fazla CHP'liler biliyor. Fakat o sakil laiklik sakızını çok çiğnedikleri için, halkı ikna etmekte zorlanıyorlar. Nitekim, Kılıçdaroğlu, kampanyanın başlangıç günlerinde, yanılmıyorsam Polatlı'da, cuma namazına giden cemaati cami avlusunda hayır demeye davet etmişti! “Hayırlı cumalar muhteremler! Hayır diyelim hayır olsun!”
Mesele din istismarı ise, bu mevzu ile ilgili basına yansıyan tek vukuat da CHP'nin. Samsun’un bir köyünde halkı sağlık taraması için camiye davet eden CHP'liler camide vatandaşa hayır baskısına girişiyorlar…
CHP ricali uzun müddet belediyelerin iftar çadırlarını eleştirdi. Fakat son zamanlarda onlar da iftar çadırları kurmaya başladılar. Ankara Yenimahalle'de CHP'li belediye önceki yönetimin iftar çadırı geleneğini devam ettiriyor. CHP'li belediye başkanının bu vesileyle astığı afişlerde, halkın ramazanını tebrik veya kutlama yerine “hayır”lı olmasını dilemesini, “kadir geceniz kutlu olsun” yerine “hayırlı olsun” demesini nasıl yorumlayacağız? Bin yıllık tebrik veya kutlama nasıl oldu da "hayırlama"ya dönüştü?
Gösterişe, tantanaya, şova yönelik iftarlarla ilgili söylenecek çok şey var elbette. Bu iftarların, ramazanın, orucun ruhuyla, özüyle ne kadar bağdaştığı elbette tartışılabilir. Hele de Ankara'da rekor kırma yarışına çevrilen iftarın daha önce Hacıbayram'da laik çevrelerin tepkisini çekmemek için iftar çadırlarına “yemek çadırı” yazan Büyükşehir belediyesi tarafından düzenlenmesi üzerinde durulması gereken bir husus…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.