Bu topraklara ve millete ait tarihe, kültüre ve kitaba hangi zihniyet düşman olabilir? Sorunun cevabı son derece kolay. Elbette CHP zihniyeti.
Kendilerini aydın, toplumu ümmi yerine koyan bir zihniyetin; kitaba, kültüre, tarihe düşman olmasından başka bir şey beklenemez. Kendilerinin dışında hiçbir düşünceye, fikre, söze tahammüllü olmadıkları 70 yıldır ortada.
İşte bu haftaki kitabımız, Cumhuriyet tarihinde yakılan ilk kitabın hikâyesini anlatıyor. Yağmur Yayınları’ndan çıkan eserin yazarı Feridun Kandemir. Yakılan kitabın adı ise Kazım Karabekir Paşa’nın yazdığı “İstiklal Harbimizin Esasları.”
Bu kitabın yakılmadan önceki serüveni, yakmaktan daha beter. Yakılma safhasına kadar Kazım Karabekir Paşa’nın başına gelenlerin benzerlerini milletimiz; 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve adına toplu olarak Ergenekon denilen ve mantar gibi ardı arkası kesilmeyen; darbeler, muhtıralar ve komplolarda yaşadı, halen de yaşamakta.
Yani millete ve devlete karşı cephe alan, devleti kendilerinin ofisi kabul edip; milleti ofisin odacısı, hizmetçisi gören zihniyet, tarihi boyunca millet ile üst üste 24 saat dahi barışmamış, sürekli devlet ile milletin arasını açmak için var güçleriyle çalışmışlardır.
“İstiklal Harbimizin Esasları”nın yakılma hikâyesinde işte bütün olup bitenler anlatılıyor. Bugünü anlamak için sadece bu küçük hacimli kitabı okumak bile yeter. Kazım Karabekir Paşa; “Besle kargayı oysun gözünü” sözünün ilk kurbanlarından biridir. “Besle kargayı oysun gözünü” sözünü biraz açmak için kitabın önsözündeki şu cümlelere müracaat etmek kâfidir:
“Olağanüstü zamanların liderleri olduğu gibi gerçek kahramanları da vardır. Kadroyu oluşturan bu kahramanlar, art düşünce ve ikbalden uzak, kendilerini vatanına adamış, şerefleriyle hizmet edenlerdir. Bilirler ki hizmet tamamlandığı zaman, kadro değişecek, yerlerini lideri pohpohlayanlar alacaktır ama bu onlar için önemli değildir. Onlar için önemli olan, vatana hizmettir. Şan, şöhret, ikbal; ellerinin tersiyle ittikleri değersiz kavramlardır.
Kazım Karabekir Paşa da yakın tarihimizde lider değil, lideri lider yapan, vatana hizmet kadrosunu gerçekleştiren idealistlerdendir. Savaş sonrası 1933 senesine kadar çekildiği köşesinde kalemiyle de vatanına hizmet etmekte olan paşa, kendisine karşı yapılan ağır hücumlara karşı, İstiklal Harbi hatıralarını yazıp, milletimizin yakın tarihini hurafelerden korumak istemiştir.
Ne var ki, gerçeklerin ifadesi olan bu hatıraların gün yüzüne çıkarılması birilerince engellenmek istenmiş ve sonuçta basımına başlanan bu kitaba, ciltlenme aşamasına geldiği anda matbaa baskınıyla el konulmuş ve çuvallanarak yok edilmek üzere götürülmüştür.
Hatta numune olarak hazırlanan ve Karabekir Paşa’ya verilmiş olan birkaç nüsha eser de; bir gece yarısı, vatanı için cephelerde ordulara kumanda eden ve İstiklal Tarihi’nin yazılmasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasında büyük emekleri geçen paşanın, aranan bir suçlu gibi evine yapılan baskınla alınmış ve yok edilmiştir.
Kazım Karabekir Paşa ile yakın ilişki içinde olan ve eserinin basılmasında katkıları bulunan yazarımız Feridun Kandemir; o günlerde yaşanılan olayları gün yüzüne çıkarmak ve siyasi çıkar peşinde olup, kendi menfaatleri uğruna tarihi gerçekleri saptırmaya çalışanların ellerinde bulundurdukları siyasi gücü nasıl kullandıklarını gözler önüne sermek için bu eseri kaleme almıştır.”
Evet, daha geniş bilgi, kitabın sayfalarında okumak isteyenleri bekliyor. Eserin yakılmasına kimler karar veriyor biliyor musunuz? İstiklal Mahkemelerinde yüzlerce günahsız insanı idam eden malum üç Ali’ler ve onlar gibi düşünen üç kişi daha.
Eser hakkında bilgi için; Yağmur Yayınları 0212 513 51 26