Kelimelere zulmetmek!
Kelimeler bizim düşünce şifrelerimiz... Zihnimizde oluşanları kelimelere dökerek kendimizi ifade ederiz. Konuşuruz, yazarız. Bu şifreler bir dili konuşan geniş topluluk tarafından bilinir ve konuştuklarımız ve yazdıklarımız böylece kolaylıkla anlaşılır.
Bugünlerde bazı kelimelerle ciddi sıkıntımız var! Kullanıp kullanmama konusunda sıkıntımız olduğu gibi, kullanırken nasıl anlaşılacağı hususunda da rahatsızlıklarımız var.
Düne kadar olağan kullanımda olan bu kelimeler, sözlüklerdeki tariflerine uygun olarak sarfediyordu. Onları kullanırken farklı bir dikkat sarfetmemiz, seçici davranmamız gerekmiyordu.
Evet - hayır! Bir zamanlar Erkan Tanyolaç’ın sunduğu meşhur bir radyo ve sonra televizyon programı idi.
Günlük hayatta en çok kullanılan iki kelimeyi kullanmama esasına dayanan bu oyun sunucusunu şöhret yapmıştı.
Evet veya hayır dememek!
Son günlerde, bu oyunun yaygın bir siyaset uygulamasının parçası haline geldiğini görüyoruz.
Oyun tersine çevrilmiş olsa da, evet isteyenler hayırı, hayır isteyenler eveti söylememizi istemiyorlar.
Sandıktaki tercihimiz ne olursa olsun, günlük hayatta kelimeleri buna göre kullanmak veya kullanımı dışına çıkarmak, kelimelere zulmetmek değil midir?
Halk oylaması bitecek, sonuçlar ortaya dökülecek, evete düşman olanlar evetten, hayıra karşı çıkanlar hayırdan vazgeçemeyecekler.
Suç kelimelerin değil, kelimeleri savaş aracı yapanların...
“Evet” eski türkçeden sürüp gelen bir kelime. Batı türkçesinin, tahsisen Osmanlı-Türkiye türkçesinin kelimesi. Evmekten, yemedden, emedden türediği hakkında görüşler var...
Hayır da batı türkçesine mahsus bir kelime. 14. Yüzyıldan beri kullanıldığı sanılan bu olumsuzluk edatının etimolojisi hakkında bir bilgiye sahip değiliz.
“Yok, olmaz, asla” anlamına bu kelimenin eşseslisi olan “hayır”ın aslı ise, arapça h-y-r kökünden, hayr. İki kelime tamamen farklı bir anlam alanına sahip. Bu yüzden “hayır”da çoğu zaman “hayır” yoktur! Daha doğrusu bazı “hayır”larda şer vardır!
Son zamanlarda “hayır”a sarılanlar, iyilik anlamındaki hayır kelimesine daha fazla zulmediyorlar. Gerekli gereksiz kullanarak zulümlerini katmerliyorlar. “Ramazanınız hayırlı olsun”, “Kadir geceniz hayırlı olsun”, “bayramınız hayırlı olsun”!
Tebrik edilmesi, kutlanması gereken fiilleri de hayırla ifade ederek kolay propaganda yapmış oluyorlar.
Evetçiler, bu ikinci “hayır”dan asla kaçamaz! Hayır iyiliktir. Karşılık gözetmeden yapılan yardımdır. Mübarek, kutlu olandır...
Evetçiler hayır karşıtlığından hayır beklememelidirler! Hayır duadan, hayır hasenattan vazgeçmemelidirler. Hayır etmekten, işlemekten geri kalmamalıdırlar. Hayır karşıtlığı gibi hayır getirmeyen işlerden uzak durmalıdırlar!
Biliyorum, bugünlerde yanlış hayır kelimesine yapışanların memlekete millete bir hayırları dokunmadı, millet onların bir hayrını görmedi. Zaten hayır sahiplerinden değillerdi. Elbette onların hayırcılığı hayra yorulmaz!
Sakın ola onlarla “hayır”da yarışmayınız! “İyilik” manasına “hayır”da ise, onlar sizinle bir yarışa girmezler, giremezler!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.