Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Çıkmaz bir yoldayım

Çıkmaz bir yoldayım

Çıkmaz bir yoldayım ve ne yapacağımı bilmiyorum. Aklıma ilk gelen sizden yardım istemek oldu. 26 yaşındayım ve çevre mühendisliği okuyorum. Almanya'nın Kassel şehrinde doğdum ve ailemle burada yaşıyorum ama aslen Afyonluyum. 1 sene önce bir beyefendiyle tanıştım. O zamanlar kendisi pek dinine bağlı değildi, çok sigara içiyordu ve dinimize uygun olmayan şeylerle uğraşıyordu. Ona kötü alışkanlıklarını bırakması için yardımcı oldum. Allah'a şükür şimdi kötü huylarından vazgeçti. Kendisi yalnız Kassel'de değil de Stuttgart'da ikamet ediyor. Bize 300 km uzakta. Evlenmeyi düşünüyorduk ve bundan anneme de bahsettim. İlk başta onunla evleneceğim için çok sevindim. Ama daha sonra bana kendisinin Trabzonlu olduğunu söyledi ve başka bir şehirde ikamet ettiğimi duyunca pek sıcak bakmadı. Daha doğrusu istemiyordu ama açıkça da söylemiyordu. Geçenlerde komşumuzun aracı olduğu biri daha çıktı. Bu kişi dinine bağlı biri ve ailem de onunla evlenmeme sıcak bakıyor. Ama ben bir şey hissetmiyorum. Bir yanda sevgi duyduğum ama benimle evlenmek istemeyen biri var, diğer tarafta sevemediğim ama iyi biri var. Bu durumda kararım nasıl olmalı? E. K

Karar senin

Evlenmeden önce eş adaylarının duygusal olarak da birbirlerini benimsemeleri önemlidir. Anladığıma göre, ilk görüştüğün kişiyle bu bağı kurmuşsun ve onunla evlenebileceğine kanaat getirmişsin. Ama o seninle evlenmek istemediğini söylüyor. Bu durumda, sana da bu kişiden uzaklaşmak düşer. İkinci kişinin iyi biri olduğunu söylüyorsun ama ısınamadığını ekliyorsun. Evleneceğin kişiye karşı duygularının donuk olması ve onu benimseyememiş olman düşündürücü. Ama bizler bu konuda hiçbir şekilde yönlendirici olamayız. Kararı yine sen vereceksin. Ama bu konuda, evleneceğin kişiyi eş olarak benimseyebilmen, ailenin rızasına uygun davranman ve dindar birini seçmen senin için hayırlı olacaktır. Bu nedenle bu kararını tekrar gözden geçirmeni tavsiye ederim. Aile içinde ya da arkadaş çevrenden tanıdığın güvendiğin insanlarla da bu konuyu istişare edebilir ve onların da tavsiyelerini dikkate alabilirsin.

Herşeyi terk ettim
Etrafımda insanlar var ama ben kendimi yalnız hissediyorum. Belki de öyle olduğunu varsaymalı bilmiyorum. Neticede hayat başlangıç ve sonuç itibariyle yalnızlığa mahkum. Bu yüzden ben yaşamımı mahbus ettim dış aleme ve de sevecek olduklarıma kapılarımı kapadım. Nasıl olsa onlar beni bir gün terk edecekler; onlar beni terk etmeden ben onları başlangıçta terk ettim ve kaderim böyle dedim üzülmedim de. Bu mektubu köşenizde yayınlanan bir mektuptan esinlenerek yazdım. Saygılarımla... C. M

Ünsiyet kurma ihtiyacındayız

Biz insanlar, yalnızlığa hiçbir şekilde yatkın değiliz ve kendi türümüzle ilişki kurmaya onlarla bir arada yaşamaya ihtiyaçlıyız. Atalarımız ev alma komşu al sözüyle yakınımızdakilerin ne kadar önemli olduğunu ifade etmişlerdir.

Evlenip yurtdışına giden, bir arkadaşım, burada en fazla kendi dilini konuşan ve kendi kültürünü yansıtan birine ihtiyaç duyduğunu ve her gece yakınlarının resimleriyle konuştuğunu ifade etmişti.

Öfkelendiğimizde ya da çevremizdeki insanlar tarafından haksızlığa uğradığımızda yalnızlığa çekilmek ve insanlardan uzak kalmak isteyebiliriz. Oysa bu tavrımız pek te uzun sürmez ve bir süre sonra konuşacak birini ararız. Bu nedenle, akrabalarımız, yakınlarımız sevdiğimiz ya da sevmediğimiz insanlarla aramızda ne türden sorunlar olursa olsun onlardan kopamayız, kopmamalıyız da.

Dinimiz insanlarla bir arada olmayı ve iyi ilişkiler kurmayı ve onlara tebliğ yapmayı tavsiye eder. Zaman zaman yalnızlığa çekilsek ve hayatımızın kritiğini yapmaya karar versek te asıl yerimiz toplumdur. Burada hayatı öğrenir ve öğretiriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi