Referandum biteli hayli bir zaman olmasına rağmen çalkantısı devam ediyor...
Sonuçları değerlendiren bir aklı evvel Yoldaş Yazar diyor ki:
“Referandumun gizli galibi Kılıçdaroğlu...”
Bundan sonra gerçek galibe itibar edilmemesini, gizli galibe yeni sayfalar açılmasını istiyor Yandaş yazar...
Referandum mağlubunu belirlerken faturayı zavallı MHP’ye kesiyor...
Doğrudur amma ya ötekiler?
Ötekiler, yani galipler hanesinde, istemeyerek, “Erdoğan’ın AKP’si” diyor ve “Boykot tavrı tutan BDPÖ – Barış ve Demokrasi Partisi Örgütü, bir de gizlisi Kılıçdaroğlu örgütünü işaret ediyor...
CHP’ye acıdığınız kadar CHP yandaşı yazarlara da acımanız önemlidir...
Ne dediklerini, nasıl bir destek çıkışı yaptıklarını anlamak için kahin olmaya lüzum yok...
Bir güreşte eğer cazgır, tarafları berabere ayırmış ise, başı veya başaltını kazananlar ancak ve ancak 2 (iki) olur... Kafayı yemiş yandaş yazar bir yarışta 3 birinci ilan ediyor...
Acımak lazım böylelerine...
¥
Danıştay Başsavcılığından emekli olur olmaz Atatürkçü Düşünce Dernekleri (ADD) genel başkanlığına sıçratılan sayın Tansel Çölaşan referandumda “EVET” diyenleri ihanetle suçlamış...
Devlet Bahçeli de aynısını yapar...
Yenilgiyi kabul etmeyen pehlivanlarla başa çıkmak mümkün değildir...
Kendileri bilir, fakat edeb ve ahlak seviyesi sıfırın altına düşmemiş insanlar muhaliflerini yekten “ihanet” çukuruna atamazlar...
Yanında agresif bir Yargıtay savcısı ile propaganda çalışması yapmak için dolaşan Tansel Çölaşan emekliye ayrıldı... Neden fikrine uyan bir partiye katılmaz veya kocasıyla beraber bir parti kurmaz da siyasi arenada çirkin sözler sarf eder?
Kim bilir, belki de yapacakları çalışmalarda nefsani hareket edeceklerinden dolayı kovulma ihtimalleri mi var...
Olsun!..
Aynen Emin gibi “Kovuldum ey halkım” yakarışı başlatırlar, vatandaş kendilerine sahip çıkar... Hiçbiri yokken Atatürk’ün gölgesine çadır kurmak ve yağmurdan, yıldırımdan, rüzgârdan korunmak daha mı kolay?
¥
On yıllık oy sandığına gitmeme orucunu referandum oylamasında bozdum ve “EVET” oyu kullandım...
Yine aynı oruca devam edeceğim sağ oldukça...
Evet oyu verenleri yandaşlıkla itham eden öküz beyinliler nereden bilsin ki ben şahsen partilerden uzakta kaldım, kalacağım...
Çünkü aldatılmaya, yönlendirilmeye, joker gibi kullanılmaya niyetim yoktur... Sağolsun, Başbakan Tayyip Erdoğan kapalı zihinlere anjiyo yapmakta mahirdir...
Geçen gün gene bir tuhaflık sergiledi... Belki dikkatlerden kaçmış olabilir... Sayın Başbakan “Ape Musa”dan (Musa Anter’den) bahsediyordu... Nerdeyse hüngür hüngür ağlayacaktı Anter Musa’nın 10/12 yıl önce kendi ırkdaşları tarafından katledilmesine...
“Unutmadık, unutmayacağız” diyordu...
Sahi bu Musa Anter kimdir? Çok önemli bir fikir adamı mı yoksa Apo’cu tarikatının müridi mi?
Başbakan, niye yüzlerce katledilmiş sağcı/solcu kimisi değerli, kimisi değersiz insan katledildiği halde üstüne basa basa Musa Anter’in üzerinde durdu?
Güneydoğu konuşmasında acaba kime işaret verdi?
Ne diyorsunuz? Hani biraz ağır işitiyorum da duymadım...
*
Papa cenapları “Laiklik dini hapsetti” buyuruyor...
Hele bir de yanında “Kemalizm” varsa, din darağacına çekilir, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi...
Halktan kaçanların sığınağı laiklik ve Kemalizm...
Beşerin vazettiği kutsallar dışında kutsala inanmayanların yine sığındıkları mahal-laiklik ve Kemalizm...
Ne yapsın vatandaş?
Seçimlerde vurur şamarını, fakat anlatamaz maksadını...
Çünkü adamlar alışmışlar “devlet bizim” farfarasına... Kim bilir, belki de öyledir...
Şu anda sandıkların temizliğinden şüpheliyim ben... Yani oylarımızı attığımız sandıklardan...
===================
Dernekçiliğe kaydı resmiyetten düşünce
Ve şimdi son sığınak/Atatürkçü Düşünce/
Modern harman savurur, modern halay çekerler
Malumdur ıslanmaz ki gölge suya düşünce.