Serdar Akinan

Serdar Akinan

Yeni bir sürecin eşiğinde

Yeni bir sürecin eşiğinde

Eren Eğilmez geçtiğimiz günlerde süreçle ilgili çok önemli bir analiz yaptı.
Kısaltarak paylaşıyorum.

BDP mayınlı saldırıyla ilgili, 'bu olay devletin suçüstü yakalandığı bir
provokasyondur' açıklaması yaptı. Öcalan ise çok daha ihtiyatlı yaklaşarak olasılıkları saydı ve 'Ben de ne olduğunu bilmiyorum. Tek bilidiğim; olan bizim görüşmelere oldu...' dedi.

En net ve köşeli açıklama ise pek de beklenmeyen bir adresten geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül vakit kaybetmeden kamuoyunun karşısına çıktı ve tereddütsüz bir şekilde devletin bu konudaki pozisyonunu açıkladı:
'Olay, PKK'nın TSK'yı zor duruma sokmaya çalıştığı bir eylemdir'...
Hakkari olayı iki aktörü ise darmadağın etti: Zaman ve Taraf.
Zaman gazetesine göre olayların nedeni örgüt içi liderlik savaşı ve 'örgüt içerisinde silah bırakılmasına karşı çıkan ve şiddeti tırmandırmaya çalışan Fehman Hüseyin liderliğindeki' derin PKK'nın bir provokasyonu idi.
Peki, 'derin PKK' tesbiti ciddiye alınır bir iddia olabilir mi? Yoksa bu 'derin PKK' buluşu son yıllarda belli alanlarda ve kurumlarda 'stratejik derinlik' yakaladığını düşünen kimi çevrelerin geliştirdiği son 'derin analiz' mi? Sabah gazetesinde yer alan bir haberde ise, KCK'lı kimi şahısların Hakkari Terörle Mücadele birimlerinin gerçekleştirdiği dinlemelere takıldığı ve bu sayede Hakkari'de yaşanan mayınlı saldırının PKK'nın provokasyonu olduğunun ortaya çıktığı belirtildi.

Ancak Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu, Sabah'ın haberinin kaynağının emniyet olmadığını ve gazetenin asıl haber kaynağının askeri kaynaklar olduğunu belirten bir yazı yazdı. Uslu köşe yazısında, 'bir tespit olarak şu bilgiyi paylaşmak durumundayım. Son dönemlerde Sabah ve Yeni Şafak gazeteleri asker” kaynaklar tarafından önem verilen ve sıkça bilgilendirilen gazeteler. Bu haberi okurken bu arka planı da göz önünde bulundurmakta yarar var' ifadeleriyle okuyucularının dikkatini bir noktaya çekmeye çalışıyor.
AKP'ye yakın medyada Hakkari'de yaşanan olaylar zincirinin ardından çok çarpıcı kimi kırılmaların ipuçları kendini göstermeye başladı. Diğer taraftan devletin zirvesi Başbakan'ın Ankara'ya gelmesiyle bir tatil günü olan pazar günü tam kadro Başbakanlık Konutu'nda toplandı.

Devletin zirvesinde toplanan ve iki buçuk saatlik bir toplantı gerçekleştiren kadro şöyle:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ve MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş.

Şimdi sorulması gereken çok daha fazla soru var, çoğunu sonra sorarız. Şimdilik bir kısmı...

Hakkari'de yaşanan saldırıya 'devletin provokasyonu' diyen BDP'ye sorulması gereken soru şu; madem devlet bir saldırı yapıp PKK'nın üzerine atacak, devletin elinde PKK'ya ait hiç mi askeri teçhizat ve mühimmat yok da devlet TSK'ya ait olanları kullanıyor ve üstüne üstlük kullanamadıklarını da olay yerinde unutuyor(!)

BDP bu bir 'kontrgerilla eylemidir' demeye getiriyor ama Türkiye'de gerçekleşen kontrgerilla eylemlerini tek tek hatırlasa gösterdiği adresin o tür işleri ne şekilde yaptığını da hatırlar.

BDP bu işin Şemdinli olayı ile özdeşleştirileceğine fazlasıyla güvenmiş olmalı ama mevcut delillerle bu iddia oldukça zorlama...
Zaman ise 'derin PKK' buluşunun patentinin Abdullah Öcalan'a ait olduğunu bilmiyor mu?

Bu çok 'derinlikli' yapı her şeyi bilebiliyor da bir silahlı örgütte iki ayrı silahlı irade oluşursa o örgütte neler yaşanabileceğini kestiremiyor mu?
Devlet içinde 'stratejik derinlik' yakaladığını sanan bu çevreler bu sefer devletçe boşa çıkartıldıklarında, durumu nasıl toparlayacaklarını çözememiş ve şaşırmış görünüyorlar.

Kurtlar Vadisi dizisi senaristlerinden daha ileriye gidemeyen bazı 'gazeteciler' bavulla ya da özel kimi buluşmalarda paylaşılanlarla bu işin süremeyeceğini bilselerdi, mesleklerinin gökten düşen belgeyi dizmekten öte bir iş olduğunu da bilirlerdi...

Görünen o ki süreçte bir kırılma var. Aktörler yeni yerler tahkim ediyor... Birilerinin bu aks değişikliğini okuyamadığı ya da uyum sağlayamadığı anlaşılıyor.

Zaman bir müddet sonra bu dönüşüme uyum sağlayacaktır ancak Taraf için bu yeni süreç sonun başlangıcı olabilir.

Pazar tatilini kesip Başbakanlık Konutu'nda toplanan iradeye ve o iradenin Hakkari olaylarının ardından yaptığı senkronize açıklamaya dikkatlice bir bakın...

Bir sürecin tamamlanıp tamamlanmadığının son kez test edildiği bir referandumdan sonra yüzde 58'i bulan bir yapı artık kendini ve diğer partnerlerini eleştirtmez. O devir geçti artık, başka bir dönemin kapısı aralandı.

Bir sürecin sona erdiğini hala göremiyorsanız bundan sonra TSK'ya yönelik Taraf tarzıyla gelecek eleştirilere yeni Genelkurmay Başkanı'ndan önce kimlerin tepki vereceğini ileride hep beraber izleyelim ve görelim.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiç aksatılmadan yürütülen restorasyonunda binayı yıkmadan yenilemeye çalışanlar, otuz yıldır sürecin her aşamasında hep farklı aktörlerle çalıştılar. Bir evre tamamlandı ve yeni bir eşikteyiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Akinan Arşivi