Hakkari'de meydana gelen saldırı gerçek failleri gizemini korusa da bir anda birçok şeyi ortaya çıkardı.
Öncelikle BDP ile AKP arasında bir diyalog zemini yakalandığı ortaya çıktı.
Sivil bir heyetin, Öcalan'la 'yoğun ve olumlu' görüşmeler içinde olduğu da anlaşıldı.
Bugün PKK'nın 'eylemsizlik' kararının son günü...
Ancak bu süre zarfında çok kritik üç olay meydana geldi.
Üç olay da Hakkari'de meydana geldi.
İlki Gülen Cemaati'ne yönelik kanlı bir uyarı/saldırıydı.
Hacı Sait Camii imamı Aziz Tan PKK tarafından öldürüldü.
TSK, 9 PKK'lıyı ağır silahlar kullanılarak öldürüldü.
Son olarak içinde siviller bulunan bir minibüs havaya uçuruldu ve 10 kişi yaşamını yitirdi.
Öcalan, özellikle bu son saldırının son yılların en kritik saldırısı olduğunu ve yakalanan diyalog sürecinin 'bombalandığını' söylüyor.
Geçmişte Özal döneminde, Erbakan döneminde, Ecevit döneminde yakalanan fırsatların hep 'gizli bir el'in devreye girmesiyle engellendiğini açık açık söyleyerek bu kez de Erdoğan'a Hakkari üzerinden birilerinin mesaj verdiğini söylüyor.
Bu saldırıya dair şu cümlesi dikkat çekici:
'Bu patlama PKK'nın içinde bir grubun işi olabilir, içine sızmış bir ekibin işi olabilir, kendisince durumdan vazife çıkarmış başıboş bir grubun işi de olabilir, yine belirttim, eski tarz milislerin işi olabilir, milis gelip oraya bomba koymuş olabilir, köylü intikamcılığıyla hareket edilmiş olabilir. Yine bu patlama genelkurmay ve hükümetten habersiz olarak bir JİTEMvari-kontra bir gücün işi olabilir. Böyleyse durum oldukça vahimdir.'
Daha önemlisi, genelkurmay ve hükümetin bir anlaşması varsa 'tek taraflı eylemsizlik anlamsızdır' diyerek açıkça: Failler bizden değilse saldırılar başlasın demektedir.
Fakat şurası çok enteresan: Güvenlik güçleri bugüne kadar bölgede yapılan hiçbir saldırıda bu kadar süratle 'bir dinleme kaydı'na dayanarak saldırının faillerini isim isim açıklamamıştı.
Süreci baltalayanın 'Derin PKK' olduğu tezi işlendi.
Bu aşamada şunu söyleyebiliriz.
Hakkari özelinde bir etkinlik kavgası var.
Farklı aktörler meseleye taraf ve hedefleri taban tabana zıt. Adeta bir vitrin aktörleri bir de gölge aktörler var.
PKK, BDP, AKP, TSK ve cemaat gibi ayrı saflarda ve ajandalarda olduğunu varsaydığımız tüm bu yapılar, içlerinde tamamen başka örtülü hedefler taşıyan bağımsız ve kontrolsüz yapılar barındırıyor.
O nedenle Hakkari'de yaşanan kuşatma Türkiye'nin geleceğini kuşatıyor.